GeriSeyahat Deli mi büyük mü adını sen koy
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Deli mi büyük mü adını sen koy

Deli mi büyük mü adını sen koy

Dünyanın Büyük Pedro diye tanıdığı, iki metrenin üzerindeki adamı biz neden ‘deli’ olarak tanıyoruz? Pedro’yu hangi hayali Osmanlı’yla karşı karşıya getirdi? Baltacı, Çariçe Katerina için mi Pedro’yu affetti? Dünyanın en görülesi şehirlerinden St. Petersburg’dan bildiriyorum

Piyotr the Great’ (Büyük Pedro) müthiş meraklı bir adam... Mimariden tutun da tıp doktorluğuna kadar öğrenmek istemiş ve öğrenmiş. Bakmış ki diğer ülkelere ziyaretinde, ‘Çar kimliği’ tam olaya girmesi ve öğrenmesi için bir engel, tebdili kıyafet, başta İtalya, Hollanda, İngiltere ve Fransa olmak üzere tüm Avrupa’yı dolaşmış.

Deli mi büyük mü adını sen koy

Piyotr the Greata (Büyük Pedro)

Kimliğini saklayarak, marangozluk, gemi yapımcılığı ve tıp üzerine çalışmış. Rus ordusunda, çar olduğu halde deniz kuvvetlerinin en alt rütbesi ile askerlik yapmış. Eh... Bizim Peşkircibaşları, İbrikçibaşları ile yaşayan sultanlar ve hatta zamanımızda şemsiyesini bile yaverlerin tuttuğu idareciler açısından tüm bunlar ‘Deli’ lakabını alması için yeterinden fazla sebepler.

KATERINA İLE BALTACI'NIN GİZLİ SIRRI

Boyu iki metrenin üzerinde olan Büyük Pedro’nun hayalleri daha da büyük; Batı şehirlerine özeniyor ve benzemek istiyor, Batılı danışmanlar getireceğine asil ailelerin başarılı çocuklarını eğitime, İngiltere, İtalya ve Hollanda’ya yolluyor. Büyük bir donanma istiyor.

İki büyük hayali var. Sıcak denizlere inip dünya ile ticaret yapmak ve deniz kıyısında büyük ve modern bir kent kurmak. Sıcak denizlere inme hayalinde Osmanlı tabii ki aşılmaz bir engel.

Bir zaman sonra, İsveç Kralı Demirbaş Karl, Pedro’nun ordusuna yenilip Osmanlı topraklarına sığınınca ve akabinde Karl’ın peşindeki Ruslar Osmanlı topraklarına girip tahribat yapınca, büyük abi Osmanlı’yı uyandırıyorlar. 1711 yılında Baltacı Mehmet Paşa kumandasında dev Osmanlı ordusu Pedro ve Rus ordusunu Prut Nehri kıyılarında kuşatıyor. Kurtuluş yok, hatta Pedro, esir düşerse çarlık görevini teslim edeceğine dair bir belgeyi Moskova’ya yolluyor.

Her şey bitmeye yüz tutmuş iken Ruslardan bir görüşme talebi geliyor. Bizim Baltacı, görüşmeler sonucu 24 saat içerisinde zaferin kesin olacağı bir savaştan çekiliyor. Hiçbir tarihçi görüşmelerin özel olan kısımlarını bilmiyor ama o bizim inanmak istediğimiz, Çariçe Katerina ile Baltacı arasında çadırdaki “Özel Görüşme” sanırım hiç olmuyor (Çariçe’nin yağlıboya tablolarını görseniz olamayacağını da tahmin edersiniz). Çariçe Katerina’nın ve diğer asilzade tüm hanımların mücevherlerinin toplanıp Baltacı’ya ‘Hediye’ olarak yollandığı söylenir. Ben tarih dedikodularının yalancısıyım.

SAKALIN MI VAR DERDİN VAR

1697 yılında Pedro Avrupa’yı dolaşırken Venedik’e gideceği sırada bir ayaklanmayı bastırmak üzere Rusya’ya geri döner, bir dizi idam gerçekleştirir. Akabinde, filizlenmiş fikirler ile döndüğü ülkesi Rusya’yı bir reforma sokar. Kılık kıyafet kanunu, Batı takviminin kabulü, modern kanunlar arasında bir de ‘Sakal Vergisi’ hikâyesi... Sakal kesilmesi Rus aristokrasisi arasında bir rahatsızlığa meydan verince, yıllık 100 ruble sakal vergisi ödeyenlere müsamaha gösterilir.

BİR MÜZE DÜŞÜNÜN: UZUNLUĞU 2 KİLOMETRE

Deli mi büyük mü adını sen koy

Kuzey savaşında İsveç’ten alınan Neva Nehri deltası geniş bir bataklıktır. 1703 yılında buraya ilerde yapılacak rüya şehrin temeli atılıyor. Bataklık üzerine kazıklar üstünde bir şehir kurulmaya başlanıyor. Bataklığın ıslahı ise 10 yıl kadar sürüyor. Nehir kıyısınaysa Avrupa sarayları ile boy ölçüşen bir kışlık saray inşa ediliyor.

Bugün bu dev saray, dünyanın sayılı müzelerinden biri olan Hermitage Müzesi. Gezip de bitiremediğim müzenin kuruluş tarihi 1764. Çariçe Katerina, Berlin’de bir müzayeden 200 tablo birden satın alınca sarayın yanına yeni bir kısım inşa ettiriyor. Hermitage Müzesi devamlı büyüyor. Bugün üç milyon küsur sanat eserine ev sahipliği yapıyor. Eski saraylar dizesi bu müzenin uzunluğu 2 kilometre. 1000’den fazla odalı bu müzeyi tam gezmeniz için 25 kilometre yürümeniz gerekiyormuş. Bu müzede gördüklerimi yazmak için ise kitap yazmam gerekecek.

İnternetten müze biletinizi alınız. THY’nin uçağı ile 3.5 saat sonra St. Petersburg’da güzel ve ferah bir havaalanına konacaksınız. Sırf bu müzeyi gezmek için en az iki gün ayırınız. Haftaya St. Petersburg’da yediğim ve içtiğim salt benim olmasın diye sizlerle
paylaşacağım.

False