GeriSeyahat Delhi’den Agra’ya yılbaşı turu
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Delhi’den Agra’ya yılbaşı turu

Delhi’den Agra’ya yılbaşı turu

Mumbai’de yaşayan okurumuz Gülşah Konak Robertson, Hindistan’ı keşfe başkent Delhi’den başlamanızı öneriyor. Yılın ilk iznini yılbaşında kullanıp farklı bir kültürü keşfetmek isteyenlere bir dizi önerisi var.

Eğer her yılbaşında benzer yerlere gitmekten, aynı yemekleri yemekten, aynı içkileri içmekten sıkıldıysanız bu yıl Hindistan’ı deneyin. Önce Delhi’ye uçun. Sabahın çok erken saatinde Türkiye’ye göre ılık bir hava sizi karşılayacaktır. öğlene kadar dinlenin, sonra kaldığınız otelde midenize dokunmayacak, baharatlı tavuklu pilav (biryani) ve cacık benzeri raita ile karnınızı bir güzel doyurun. Sonra bütün gün, Eski Delhi pazarında ilk Hindistan deneyiminize başlayın. Sokakların kalabalığı, Sih türbanları, sariler, dar paçalı pantolon üstüne giyilen şalvar kamiz tunikleri, bisikletli arabalar, köpekler, şallar, ordan burdan gelen şıkır şıkır şarkılar, sabah kepenk açarken günün iyi geçmesi için yakılan tütsü kokuları arasında nereye bakacağınıza şaşıracaksınız. Pazarda envai çeşit buhur, koku, şal, şıpıdık terlik pazarlık yapılmak için sizleri bekler. Size söyledikleri fiyatın yarısından azıyla başlayın pazarlığa; Arada bir yerde buluşursunuz. Sokak köşelerinde ustura kadar keskin palayla tek hamlede kesilen Hindistan cevizi, nuh nebiden kalma merdaneli makinelerle çıkarılan şeker kamışı suyuyla tanışmanın vakti de gelmiştir. Cam yerine, sağlığınız için kağıt bardaktan içmenizi öneririm.

ŞEKER PEMBESİ AKSHARDHAM

Pazardan sonra “India Gate”e yollanın. Savaşlarda ölen askerlerin anısına yapılmış 42 metre yükseklikte bir anıt. Çevresindeki temiz ve geniş alan, pamuk şekerciler, kınacılar, RayBan gözlükçüler Hindistan’in sadece tapınak ülkesi olmadığına kanıttır. Daha sonra Gandi’nin mütevazı hayatı ve barışcıl felsefesini yansıtan anıt mezarında uzaktan gelen tuk tuk sesleri, kuş cıvıltıları arasında dinlenin biraz. Akşam yemeğini ya otelinizde ya da Delhi’nin modern restoranlarında yiyebilirsiniz. Delhi’li turiste çok alışıktır. Başkent olmasının getirdiği düzenlilikte taksi bulmanız kolay, gece ana caddelerde dolaşmanız da. Yine de düzenli çalışan metroda çantanıza dikkat etmeniz gerekir.
Ertesi gün Hindistan’da göreceğiniz en güzel tapınaklardan birine, devasa Akshardham’a gitmeye hazırlanın. Giriş ücreti yok. Çok uzaktan yapının şeker pembesi rengi dikkatinizi çeker. Kum taşı ve İtalyan mermerinden yapılmış bu muhteşem yapı, yerdeki mozaikler, fil heykelleri, muazzam fiskiyesiyle rahat rahat dolaşabileceğiniz tapınaklardan biridir. Öğle yemeğini Café Coffee Day isimli küçük kafelerde küçük börekler, çay, güzel kahveyle geçiştirin. Kafeler klimalı ve temiz, hiç denemediyseniz baharatlı, sütlü masala çayı ve acılı peynirli börekleri denemez gerekir. İyi dinlenin çünkü öğleden sonra Kızıl Kale’ye (Lal Qila) gideceksiniz, Cihan Şah zamanından kalma bu kaleyi görmek nefesinizi kesecektir.

/images/100/0x0/55eac292f018fbb8f894f134

CİHAN ŞAH’IN MASAL KALESİ

Deniz kumundan yapılmış gibi duran Kızıl Kale aslında surlarda çevrili eski bir yerleşim. Sizi çocukluğunuzun peri masallarına götürecek yapının büyük kapısından girerken etrafta türbanlı, sarili Hintliler, ayak bilekleri zilli, halhallı çocuklar, birkaç maymun göreceksiniz. Daha sesine alışamadığınız bu lisan bir peri masalında olduğunuz hissini pekiştirir. Mermer işçiliğinin güzelliği, duvarlardaki resimler, işlemeler, duyacağınız hikayeler, Moğol ya da başka bir deyişle Babür Hükümdarlığı’nı tarih kitaplarından çıkarıverir. Aman dikkat, ortalıkta dolaşan, su şişenizi almaya çalışan maymunlar, dışarda ise peşinizi bırakmayan satıcılar canınızı sıkmasın.
Delhi büyük, gezilmesi rahat bir şehir. Türkiye’den turla da gelebilirsiniz, eğer daha cesursanız kendi başınıza da yola çıkabilirsiniz. Günübirlik taksi tutmak yol sorarak, kaybolarak dolaşmaktan kurtaracaktır sizi. Taksileri kaldığınız otelden ayarlayabilirsiniz. Türk olduğunuzu duyunca “sadece sizin için özel fiyat” vereceklerse de pazarlık etmeyi unutmayın.

Her yol Tac Mahal’e çıkar

Hindistan gezisine Delhi’den başlamak size önce Tac Mahal’i görme, daha sonra uğrayacağınız şehirlerdeki yapılarla karşılaştırma imkanı sunar. Bu anıt mezar Delhi’ye 5 saat uzaklıktaki Agra’da. Kentte sivil havaalanı yok, tek ulaşım karayolu. Eğer Clinton’un kızları ve Prenses Diana kadar şanslıysanız özel uçağınızla da gidebilirsiniz tabii. Delhi-Agra arasındaki karayolu düzgün, trafik kontrollü. Otobüsler 2,5 saat sonra mola veriyor. Pilav ve kara mercimekten yapılan Dhal üstüne masala çayı sizi Agra’ya kadar tok tutacaktır. Yol boyunca büyük Hindistan platosu ve Yamuna Nehri’nin bereketi, develer, inekler, palmiye ağaçları, pirinç tarlaları, tek katlı ve yeşil, pembe, turuncunun en parlak tonuyla boyanmış derme çatma binalar, cep telefonu reklamları, “Thums up” kola ilanları, kağnı çeken bizonlar, filler sizi meşgul edecektir.

/images/100/0x0/55eac292f018fbb8f894f136

GÜNDOĞUMUNDA GÖRÜN

Tac Mahal Agra’ya girerken uzakta, bulutların arasından ya da şehrin puslu havasından ışıltılı kubbesiyle hemen göze batar. Aşağı yukarı her yerden fotoğrafı çekilebilir. Bulmanız çok kolaydır. Agra’da her yol ona çıkar. Tac Mahal, Cihan Şah’ın yanından ayırmadığı, karnı burnundayken bile alıp savaş meydanına birlikte götürdüğü, 14’üncü çocuğunu doğururken ölen hanımının anısına yaptırdığı bir anıt mezar. Koskocaman yeşil bahçede pembe mermer beyazlığıyla dört minare gibi kulenin arasında sakin, serin, sultanlara layık görkemiyle öylece duruyor. Tam karşıdan bakarsanız binanın simetrisine şaşmamak elde değil gerçekten. Tac Mahal’in en güzel göründüğü zaman şafak vaktidir. Yani sabah saat 6.00’da. Sabahın köründe orada olmak için giriş biletinizi bir gün önceden almak ve otelinize sizi erken uyandırmalarını söylemeniz gerekir. Alacakaranlıkta aynı yöne doğru hızlıca yürüyen gruplara siz de katılın, kuyrukta biraz bekledikten sonra, karşınıza bütün haşmetiyle çıkacaktır. Saat 6.00 da bile kalabalık olduğu için fotoğraf çekmek biraz zor; en güzel fotoğraf yeri giriş kapısının sağında tuvaletlerin yanıdır.

CİHAN ŞAH’I OĞLU KALEYE HAPSETMİŞTİ

Tac Mahal, eğer hikayesini bilmezseniz sadece beyaz, bakılması güzel bir yapı. Rehberle gezerseniz size tarihini, hikayesini, mermer işlemelerinin detaylarını, binanın önemli bölümlerini gösterir. O zaman neden bu kadar ünlü olduğunu kavrarsınız. Binaya ayakkabıyla girilmiyor. Yanınızda galoş bulundurun, yoksa ayakkabılarınızı çantanızda taşımak zorunda kalabilirsiniz.
Tac Mahal’de bütün gününüzü geçirebilirsiniz ama içerde su dahil hiçbir şey satılmasına izin verilmediği için açlık, susuzluk canınıza tak edecektir. Otelinize dönüp güzel bir kahvaltı edin.Kahvaltıdan sonra Cihan Şah’ın ölümüne kadar oğullarından biri tarafından hapsedildiği Agra Kalesi’ni gezmeye gidin. Şah ölünceye kadar balkondan eşinin mezarını yaşlı gözlerle izlemiş. Bu kale Tac Mahal ve kıyısındaki ırmağın unutulmaz fotoğraflarını sunar size. Mekanın işçiliği, odaları, ırmak, Tac Mahal, insanlar, hikayeler, yorgunluğunuza değecektir.
Agra’da kalan vaktinizi alışverişle geçirebilirsiniz. Mermer tozundan yapılmış küçük Tac’lar, kolyeler, yarı değerli taşlar alabilirsiniz. Rehberiniz size yardım edecektir. Aşağı yukarı her köşebaşında benzer dükkanlar bulmak mümkün.

Mumbai yeniyılı sahilde karşılıyor

Zamanınız varsa Agra’dan sonra Jaipur ya da Mumbai’ye geçin. Jaipur’da aynalı elbiseler, cayır cayır renkler, kavuniçi tonunda binalar, kumlu sokaklar arasında dolaşabilirsiniz. Cam bilezikler, tahta bebekler, deve derisinden ceketler alabilirsiniz. Moğol İmparatorluğu’nun izleri o zamanlardan kalmış astroloji merkezinde (Jantar Mantar) hiç bozulmamış gökbilim izleme binalarına şaşacaksınız ama eğer bunlar ilginizi çekmezse kalkın Mumbai’ye gelin. Mumbai yılbaşına çoktan hazırlandı. Zaten ışıl ışıl olan sokaklar bu sefer Noel süsleri ile donandı. 33 derecede Noel babaya inanmak biraz zor olsa da yılbaşı alışverişi için Gucci’den Tommy’ye Jaguar’dan Bentley’e, ucuz kolyelerden sariye, sokak pazarlarından inanılmaz pahalı AVM’lere ne isterseniz bulabilirsiniz.
Mumbai’nin yaz atmosferinde meşhur açık hava çamaşırhanesini, uzun isimli güzel müzelerden Chhatrapati Shivaji Maharaj Vastu Sangrahalaya’yı, mavi muşambalı gecekondu alanlarını, her köşe başındaki tapınakları, ayinleri keşfedin. Akşamüstü Arap Denizi kıyısında yürüyüşe çıkın.
Yılbaşını otel partilerinde ya da Mumbai sahilinde halkla birlikte kutlayabilirsiniz. Eğlenceyi seven Mumbaikarlar hem Noel’de hem de yılbaşında havai fişekler, maytaplar, balonlarla yine sahilde olacaktır. Gece sadece fotoğraf makinenizi alın yanınıza. Eğlencenin dozu aşılmaz bu şehirde. Eli sopalı polisler sayesinde asayiş berkemaldir. Siz yine de dikkatli olun.

False