Sungur ULUS sungurulus@yahoo.com
Son Güncelleme:
Çimlerini genç gönüllüler koruyor
Göz alabildiğine uzanan ormanları, gölleri, kış sporları merkezleriyle ünlü Vermont, ABD’nin en küçük ve nüfus yoğunluğu en az eyaletlerinden. Ülkenin kuzey doğusunda, Kanada sınırındaki New England Bölgesi’nde. Fransız, Alman, İskoç, İrlanda kökenliler ağırlıkta. Konuklarını akçaağaç şurubu gibi sıradışı lezzetleri, huzurlu günlük yaşamı kadar, halkının misafirperverliğiyle de şaşırtıyor.
Ilık bir sonbahar günü Amerikalı arkadaşımla Vermont’un takvim yapraklarında rastlayacağınız güzellikteki köylerini geziyorduk. Canımız meyve istemişti. Küçük bir köyün belli ki tek bakkalına uğradık. İçeride kimse yoktu. Çevredeki bahçelerde yetişen birkaç çeşit sebze, meyve vardı tezgahta. "Kimse yok mu" diye seslendik. Ses çıkmadı. Her ürünün üstünde fiyatı yazıyordu. Tartının yanındaki kasa açıktı. İçine bol miktarda bozukluk bırakılmıştı. Anlaşılan dükkan sahibi gününü bahçede geçiriyor, müşteriler alışverişi kendi yapıyordu. Günümüz dünyasında hálá böyle yerlerin olması, güven ve dürüstlük adına ne sevindirici bir olaydı. Dahası, kurşun geçirmez cam ardında yaşanan New York’tan uçakla bir saat mesafedeydik... İşte Vermont böylesine güven verici bir bölge. ABD’nin en sağlıklı, en temiz havalı, en katışıksız eyaleti. Her mevsimi farklı güzel. Tek olumsuz yanı fiyat ve vergilerin yüksekliği. Halkı ilacını bile kuzeyindeki Kanada’dan alıyor...
FIKRA GİBİ BROOKFIELD KÖPRÜSÜ
Vermont, doğaseverler için dört mevsim sürprizlerle dolu. Baharda kar örtüsü kalktığında ormanlar, göller çıkıyor ortaya. Dağlara tırmandığınızda bir milyon yıllık (lütfen ezmeyin!) çimlerle karşılaşıyorsunuz. Geniş otlaklarda Morgan atları otluyor. Belgesellerde rastladığınız yaban hayvanlarını görüyorsunuz. Kırlarda açıkhava konserleri düzenleniyor.
Balık tutmaya meraklıysanız göller, nehirler sizi bekliyor. Sportmenseniz, golf, tenis sahaları hizmetinizde. Akarsulardaki köprüler hemen dikkatinizi çekecek. Kış uzun ve sert geçtiği için, çoğunun üstü kapalı. Daha da ilginç olanı Brookfield’de. Su yüzeyinin hemen altına yapılmış. Meraklı turistler şaşkınlıkla, gülerek geçiyor üzerinden.
Vermont’ta birçok müze var. Ancak şaşırtıcı olanları Glover’da eski hippilerin oluşturduğu ekmek ve kukla tiyatrosu müzeleri. Jericho’daki müzede ise kar taneleri sürprizi bekliyor sizi.
Eylülden itibaren sonbahar geliyor. Geceleri serin geçmeye başlıyor. Ağaçların sarıdan turuncuya ya da kırmızının her tonuna dönüşen görkemli ve bir o kadar da benzersiz renk cümbüşü yaşanıyor tüm eyalet boyunca. Bu mevsimin en güzel yönlerinden biri bahçelere girip elinizle elmanızı toplayabilmeniz. (Yaz başında da aynı şekilde tarladan kendi çileğinizi toplayabiliyorsunuz.)
KIŞIN ÇEKİCİLİĞİNE DAYANILMAZ
Uzun, soğuk ve karlı kış, Vermont’un en klasikleşmiş mevsimi. Masal kitaplarında rastlayacağınız taş ve ahşaptan yapılmış evleriyle köyler kışın kartpostal manzaralarına bürünüyor. Geceleri renkli küçük ampullerle donatılmış evlerin, dükkanların, otellerin, süslenmiş sokak lambalarının aydınlattığı köy, kasaba sokaklarında lapa lapa yağan karın altında yürümenin zevki bambaşka. Köylerdeki samimi, küçük aile otellerinde bile SPA bulunuyor. Kar yürüyüşünün ardından, otelinizin sıcak havuzunda yüzerken camın ardından yağan karı seyrediyorsunuz. Bu manzaraya Vermont yapımı bir kadeh şarap ya da tarçın çubuğuyla ikram edilen sıcak elma suyu eşlik ediyorsa keyfinize diyecek olmuyor...
Kışın en yoğun yaşandığı aralık - mart arasındaki dönemde kar sanki doğal bir örtü gibi bütün eyaleti kaplıyor. Bölge halkı, özellikle çalışanlar iklim koşullarında zorlanırken, Vermont’un tadını çıkaranlar turistler. Killington, Mad River Glen, Jay Peak, Okemo, Suicide Six, Bromley, Mount Snow, Smugglers Notch gibi kayak merkezleri kış sporlarını sevenlerle dolup taşıyor. Kayağın yanısıra çok sayıda alternatif sunuluyor bu merkezlerde. Çıngıraklı kızaklarla köy yollarında gezinebilir, dilerseniz karda at binmenin keyfini yaşayabilirsiniz. Soğuk gözünüzü korkutuyorsa, karmobil hizmetinizde. Buzlar üstünde dans etmek için paten kiralayabilir, hatta ders alabilirsiniz.
Soğukta dondurma yemek size tuhaf gelebilir. Ancak Vermont’ta iki hippinin kurduğu dondurmacı o kadar ünlü ki, yaz - kış turist dolu. Cam objeler, oyuncak ayılar, keskin tatlı yerel peynirler, nefis çikolatalar yapan atölyeler bir yandan çalışıyor, diğer yandan konuklarını ağırlıyor. Bazı butik işletmeler akağaç şurubu üzerine uzmanlaşmış. Kurabiyesinden ekmeğine, marmelatından şekerine onlarca çeşit ürün hazırlıyorlar. Yerel barlardan birine yolunuz düşerse, girerken kapıdaki tabelaya göz atın. O akşam "yalnız kalpler" partisi olabilir. Yaşadığınız şehirden binlerce kilometre uzakta, aradığınız aşkla karşılaşabilirsiniz.
KAPIYI ÇALIN DOSTLUK BULACAKSINIZ
Vermont’un halkı çoğunlukla yardımsever, iyi niyetli. Bunu başınıza istenmeyen bir şey geldiğinde daha iyi anlıyorsunuz. Örneğin soğuk ve karlı bir kış gecesi otomobilim kayıp yoldan çıktığında yaşadıklarımı unutamıyorum. İstisnasız yoldan geçen tüm araçlar durup, yardım teklif etti. Yardım merkezini peşpeşe telefonla aradılar. Polisi, çekiciyi çağırdılar. Yardımın gecikmesi halinde çekinmeden yakındaki evlerden birine gidebileceğim söylendi. Neyse ki buna ihtiyaç kalmadı. Sıcacık polis otosunda çekiciyi bekledim. Otomobilim sorunsuz şekilde kurtarıldı. Aklınızda bulunsun. Vermont’ta ihtiyaç duyarsanız yakınlardaki ilk kapıyı çalın, yardım ve dostluk göreceksiniz.
BURLINGTON’DA YAŞAMAYA DEĞER
New England bölgesinin tüm kültürel özelliklerini taşıyan Burlington, Vermont’un en büyük şehri. Kıtadaki ilk İngiliz yerleşimlerinden biri. Yüzyıllar öncesinin dokusu özenle korunuyor. Şehir denilince aklınıza kalabalıklar gelmesin. Nüfusu topu topu 39 bin. Hemen bitişiğindeki kardeş şehirler Colchester, Essex, Essex Junction, South Burlington, Williston, Winooski eklendiğinde bu sayı 100 bini bile bulmuyor. Ancak ABD’de yaşanılabilecek en güzel şehirlerden. Champlain Gölü’nün hemen kıyısında. İlk görüşte aşık olmaktan kendizi alabilirseniz ya duygularınız körelmiştir ya da aşık olmayı hálá bilmiyorsunuz demektir. İlkbahar ve yaz aylarında Burlington’ın 19’uncu yüzyıl başında inşa edilmiş binalarla dolu, araç trafiğine kapalı caddeleri cıvıl cıvıl. Kafe, restoran, barların sıralandığı Church Street’te amatör topluluklar konser veriyor, sokak festivalleri düzenleniyor. Kentin parkları yüzme, bisiklet dahil her türlü sporu yapmaya uygun. Gölde yazın yat turu yapılıyor. Kışın buzda açılan deliklerden balık tutuluyor.
MİLYON YAŞINDAKİ ÇİMLER
Vermont hippilerin hálá yoğun olarak yaşadığı bir eyalet. Gerçi geçmişin hippi komünlerinden eser kalmamış. Yine de 68 kuşağının bazı güzel alışkanlıkları sevimli bir inatla sürdürülüyor. Bunların en önemlisi kuşkusuz doğayı korumaya gösterilen özen. Ormanları, doğal bitki örtüsünü gönüllü gençlik kuruluşları koruyor. Dağın başına çıktığınızda bile, bir milyon yıllık çimlerin başında bu kuruluşların temsilcilerine rastlıyorsunuz. Yerel yönetimler sadece ana yolları asfaltlıyor. Ara yollar toprak bırakılıyor. Bu yolla bölgeye göçü engelliyorlar. Vermont çöpleri ayrıştırıp atma zorunluluğu getirilen ilk eyaletlerden. Metal, cam, kağıt gibi dönüşümlü maddeler ayrı torbalanıyor. Birçok köyde organik tarım ve hayvancılık yapılıyor.
KARLI AKÇAAĞAÇ ŞURUBU
Akçaağaç şurubu, Vermont denilince ilk akla gelenlerden biri. Bu şurupla yapılan kar helvası kışın en popüler yiyeceklerinden. Kış sonunda kırmızı ya da siyah akçağacın gövdesine delik açılıp, özsuyu bir kovada biriktiriliyor. Bu sıvı kaynatılıp, damıtılıyor. Şurup koyu amber renginde ve hoş bir tada sahip. Sağlık açısından çok yararlı. İçerdiği çinko ve manganez bedene enerji verdiği gibi antioksidan görevi de yapıyor. Bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Genellikle ABD ve Kanada’da bir tür gözleme, mısır ekmeği üstüne sürülüp marmelat gibi yeniyor. Bazı yiyeceklerde sos olarak kullanılıyor. Şekerleme, tatlı, çörek, kurabiye, dondurma, kekin yanı sıra bira, hardal, puding gibi birbirinden çok farklı gıdalara lezzet veriyor.
FIKRA GİBİ BROOKFIELD KÖPRÜSÜ
Vermont, doğaseverler için dört mevsim sürprizlerle dolu. Baharda kar örtüsü kalktığında ormanlar, göller çıkıyor ortaya. Dağlara tırmandığınızda bir milyon yıllık (lütfen ezmeyin!) çimlerle karşılaşıyorsunuz. Geniş otlaklarda Morgan atları otluyor. Belgesellerde rastladığınız yaban hayvanlarını görüyorsunuz. Kırlarda açıkhava konserleri düzenleniyor.
Balık tutmaya meraklıysanız göller, nehirler sizi bekliyor. Sportmenseniz, golf, tenis sahaları hizmetinizde. Akarsulardaki köprüler hemen dikkatinizi çekecek. Kış uzun ve sert geçtiği için, çoğunun üstü kapalı. Daha da ilginç olanı Brookfield’de. Su yüzeyinin hemen altına yapılmış. Meraklı turistler şaşkınlıkla, gülerek geçiyor üzerinden.
Vermont’ta birçok müze var. Ancak şaşırtıcı olanları Glover’da eski hippilerin oluşturduğu ekmek ve kukla tiyatrosu müzeleri. Jericho’daki müzede ise kar taneleri sürprizi bekliyor sizi.
Eylülden itibaren sonbahar geliyor. Geceleri serin geçmeye başlıyor. Ağaçların sarıdan turuncuya ya da kırmızının her tonuna dönüşen görkemli ve bir o kadar da benzersiz renk cümbüşü yaşanıyor tüm eyalet boyunca. Bu mevsimin en güzel yönlerinden biri bahçelere girip elinizle elmanızı toplayabilmeniz. (Yaz başında da aynı şekilde tarladan kendi çileğinizi toplayabiliyorsunuz.)
KIŞIN ÇEKİCİLİĞİNE DAYANILMAZ
Uzun, soğuk ve karlı kış, Vermont’un en klasikleşmiş mevsimi. Masal kitaplarında rastlayacağınız taş ve ahşaptan yapılmış evleriyle köyler kışın kartpostal manzaralarına bürünüyor. Geceleri renkli küçük ampullerle donatılmış evlerin, dükkanların, otellerin, süslenmiş sokak lambalarının aydınlattığı köy, kasaba sokaklarında lapa lapa yağan karın altında yürümenin zevki bambaşka. Köylerdeki samimi, küçük aile otellerinde bile SPA bulunuyor. Kar yürüyüşünün ardından, otelinizin sıcak havuzunda yüzerken camın ardından yağan karı seyrediyorsunuz. Bu manzaraya Vermont yapımı bir kadeh şarap ya da tarçın çubuğuyla ikram edilen sıcak elma suyu eşlik ediyorsa keyfinize diyecek olmuyor...
Kışın en yoğun yaşandığı aralık - mart arasındaki dönemde kar sanki doğal bir örtü gibi bütün eyaleti kaplıyor. Bölge halkı, özellikle çalışanlar iklim koşullarında zorlanırken, Vermont’un tadını çıkaranlar turistler. Killington, Mad River Glen, Jay Peak, Okemo, Suicide Six, Bromley, Mount Snow, Smugglers Notch gibi kayak merkezleri kış sporlarını sevenlerle dolup taşıyor. Kayağın yanısıra çok sayıda alternatif sunuluyor bu merkezlerde. Çıngıraklı kızaklarla köy yollarında gezinebilir, dilerseniz karda at binmenin keyfini yaşayabilirsiniz. Soğuk gözünüzü korkutuyorsa, karmobil hizmetinizde. Buzlar üstünde dans etmek için paten kiralayabilir, hatta ders alabilirsiniz.
Soğukta dondurma yemek size tuhaf gelebilir. Ancak Vermont’ta iki hippinin kurduğu dondurmacı o kadar ünlü ki, yaz - kış turist dolu. Cam objeler, oyuncak ayılar, keskin tatlı yerel peynirler, nefis çikolatalar yapan atölyeler bir yandan çalışıyor, diğer yandan konuklarını ağırlıyor. Bazı butik işletmeler akağaç şurubu üzerine uzmanlaşmış. Kurabiyesinden ekmeğine, marmelatından şekerine onlarca çeşit ürün hazırlıyorlar. Yerel barlardan birine yolunuz düşerse, girerken kapıdaki tabelaya göz atın. O akşam "yalnız kalpler" partisi olabilir. Yaşadığınız şehirden binlerce kilometre uzakta, aradığınız aşkla karşılaşabilirsiniz.
KAPIYI ÇALIN DOSTLUK BULACAKSINIZ
Vermont’un halkı çoğunlukla yardımsever, iyi niyetli. Bunu başınıza istenmeyen bir şey geldiğinde daha iyi anlıyorsunuz. Örneğin soğuk ve karlı bir kış gecesi otomobilim kayıp yoldan çıktığında yaşadıklarımı unutamıyorum. İstisnasız yoldan geçen tüm araçlar durup, yardım teklif etti. Yardım merkezini peşpeşe telefonla aradılar. Polisi, çekiciyi çağırdılar. Yardımın gecikmesi halinde çekinmeden yakındaki evlerden birine gidebileceğim söylendi. Neyse ki buna ihtiyaç kalmadı. Sıcacık polis otosunda çekiciyi bekledim. Otomobilim sorunsuz şekilde kurtarıldı. Aklınızda bulunsun. Vermont’ta ihtiyaç duyarsanız yakınlardaki ilk kapıyı çalın, yardım ve dostluk göreceksiniz.
BURLINGTON’DA YAŞAMAYA DEĞER
New England bölgesinin tüm kültürel özelliklerini taşıyan Burlington, Vermont’un en büyük şehri. Kıtadaki ilk İngiliz yerleşimlerinden biri. Yüzyıllar öncesinin dokusu özenle korunuyor. Şehir denilince aklınıza kalabalıklar gelmesin. Nüfusu topu topu 39 bin. Hemen bitişiğindeki kardeş şehirler Colchester, Essex, Essex Junction, South Burlington, Williston, Winooski eklendiğinde bu sayı 100 bini bile bulmuyor. Ancak ABD’de yaşanılabilecek en güzel şehirlerden. Champlain Gölü’nün hemen kıyısında. İlk görüşte aşık olmaktan kendizi alabilirseniz ya duygularınız körelmiştir ya da aşık olmayı hálá bilmiyorsunuz demektir. İlkbahar ve yaz aylarında Burlington’ın 19’uncu yüzyıl başında inşa edilmiş binalarla dolu, araç trafiğine kapalı caddeleri cıvıl cıvıl. Kafe, restoran, barların sıralandığı Church Street’te amatör topluluklar konser veriyor, sokak festivalleri düzenleniyor. Kentin parkları yüzme, bisiklet dahil her türlü sporu yapmaya uygun. Gölde yazın yat turu yapılıyor. Kışın buzda açılan deliklerden balık tutuluyor.
MİLYON YAŞINDAKİ ÇİMLER
Vermont hippilerin hálá yoğun olarak yaşadığı bir eyalet. Gerçi geçmişin hippi komünlerinden eser kalmamış. Yine de 68 kuşağının bazı güzel alışkanlıkları sevimli bir inatla sürdürülüyor. Bunların en önemlisi kuşkusuz doğayı korumaya gösterilen özen. Ormanları, doğal bitki örtüsünü gönüllü gençlik kuruluşları koruyor. Dağın başına çıktığınızda bile, bir milyon yıllık çimlerin başında bu kuruluşların temsilcilerine rastlıyorsunuz. Yerel yönetimler sadece ana yolları asfaltlıyor. Ara yollar toprak bırakılıyor. Bu yolla bölgeye göçü engelliyorlar. Vermont çöpleri ayrıştırıp atma zorunluluğu getirilen ilk eyaletlerden. Metal, cam, kağıt gibi dönüşümlü maddeler ayrı torbalanıyor. Birçok köyde organik tarım ve hayvancılık yapılıyor.
KARLI AKÇAAĞAÇ ŞURUBU
Akçaağaç şurubu, Vermont denilince ilk akla gelenlerden biri. Bu şurupla yapılan kar helvası kışın en popüler yiyeceklerinden. Kış sonunda kırmızı ya da siyah akçağacın gövdesine delik açılıp, özsuyu bir kovada biriktiriliyor. Bu sıvı kaynatılıp, damıtılıyor. Şurup koyu amber renginde ve hoş bir tada sahip. Sağlık açısından çok yararlı. İçerdiği çinko ve manganez bedene enerji verdiği gibi antioksidan görevi de yapıyor. Bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Genellikle ABD ve Kanada’da bir tür gözleme, mısır ekmeği üstüne sürülüp marmelat gibi yeniyor. Bazı yiyeceklerde sos olarak kullanılıyor. Şekerleme, tatlı, çörek, kurabiye, dondurma, kekin yanı sıra bira, hardal, puding gibi birbirinden çok farklı gıdalara lezzet veriyor.