Cildimiz nasıl ve neden yaşlanıyor
Cilt yaşlanmasının hızını sadece genetik mirasınız belirlemez. Cildinizin nasıl yaşlanacağına yalnızca genleriniz karar vermez. Dış etkenler yani çevresel yaşlanmanın etkileri çok daha önemlidir.
Cilt yaşlanması diğer organlardan farklıdır. Cilt sadece içten değil, dıştan da yaşlanır. Vücudunuzun en büyük organını, cildinizi diğer organlardan ayıran başlıca fark onun dış etkilere de açık olmasıdır. Kalbiniz, karaciğer veya akciğeriniz dış ortamın ısısından ya da nem değişikliklerinden habersizdir. İç organlar havanın yağmurlu, karlı, rüzgarlı, kuru veya rutubetli olmasından etkilenmezken, cildiniz bütün bu değişimlerin tam ortasında kalır. Hem içten hem dıştan yaşlanır. İç dünyanızın dışında hava kirliliği, fabrika dumanları, endüstriyel buharlar, sigara, egzoz gazları da cildinizi etkiler.
AraÅŸtırmalar, yaÅŸlanmaya baÄŸlı cilt sorunlarının %80-90'ının çevresel zararlardan meydana geldiÄŸini gösteriyor. Genetik faktörler ve diÄŸer içsel etkenlerde önemli ama onların gücü %20'yi geçmiyor. EÄŸer etkin bir "yaÅŸlanma yavaÅŸlatıcı program" uygulamak istiyorsanız çevresel yaÅŸlanmayı öğrenmeli ve önlemeyi iyi bilmek zorundasınız. Çevresel faktörlerin oluÅŸturduÄŸu cilt yaÅŸlanmasını nasıl önleyeceÄŸiz sorusu yanıtlanması gereken en önemli problemdir. Bu sorunun alt baÅŸlıklarına güneÅŸten koruyucu önlemleri, sigara içmeyi ve vücudunuzun antioksidan kapasitesini yükseltmeyi eklemeniz gerekiyor.Â
Güneş ışınlarından korunmak, riskli saatlerde güneşlenmemek, koruyucu giyecekler, aksesuarlar (güneş gözlüğü, şapka, güneş şemsiyeleri...) kullanmak ve gün ışığı olan her saatte, cildin görünen kısımların yüksek koruma faktörlü ürünler ile korumak bu mücadelenin ayrılmaz parçalarıdır. Özellikle en az 10-15 koruma faktörlü cilt ürünleriyle cildinizi yaz-kış korumayı unutmamanız gerekiyor. Özellikle güneşe çok fazla maruz kaldığınız dönemlerde (güneşlenirken, kayarken, açık havada yürürken…) cildinize yüksek koruma faktörlü ürünlerle yardımcı olmalısınız. Cilt ürünlerini seçerken "koruma faktörlü olanları" tercih etmeli, cildinizi antioksidan kremlerle desteklemelisiniz.
ÇEVRESEL YAŞLANMAYI NASIL YAVAŞLATABİLİRİZ?
GÜNEŞ: En etkili yaşlandırıcı ve birinci suçludur
Özellikle güneÅŸ cildi yaÅŸlandıran "dış zararlılar"ın başında yer alır. Dünyamızın en önemli ısı ve ışık kaynağı olan güneÅŸ ışığındaki ultraviyole (UV) ışınları cilt hücrelerinin en önemli düşmanıdır. Etkiledikleri her cilt hücresinin duvarında, organcıklarında ve özellikle DNA'sında çok ciddi zararlar oluÅŸturur. Öyle ki bu zararlar fark edilmediÄŸi takdirde solar keratoz adı verilen lezyonlara ve hatta cilt kanserine bile yol açabilir. Kontrolsüz, uzun süreli, yoÄŸun ve korunmasız güneÅŸe maruz kalmak cildin en etkili yaÅŸlandırıcısıdır. Â
UYARI !
" Çocukluk döneminde ciltte su toplamalara yol açabilecek kadar güneş yanıklarına maruz kalan kişilerde ilerde cilt kanseri riski daha fazladır.
" 16 yaşın altındaki çocukların cildi daha ince ve hassas olduğundan güneşten korunmalarına özellikle önem vermelidir.
" Solaryum ve bronzlaştırıcı kremlerden sakının.
ÖNLEM :
" Güneş ışınlarının dik geldiği saatler olan 11:00-15:00 arasında dışarıda uzun süre kalınmamalı
" Güneş koruyucu bir ürün güneşe çıkmadan yarım saat önce sürülmeli ve her iki saatte bir tekrarlanmalı
" Şapka, koruyucu giysiler ve UV korumalı gözlük kullanılmalı
" Her mevsimde UV ışınlarına karşı önlem alınmalı
" Kış aylarında en az 15 SPF, yaz aylarında cilt tipine göre 30-50 SPF içeren bir ürün kullanılmalı
" Antioksidan içeren meyve ve sebzeler tüketilmeli
" Günde en az 8 bardak su içilmeli
" Antioksidan içeren nemlendiriciler kullanılmalı
" Antioksidan, vitamin ve mineraller içeren besin destekleri kullanmalı
BEBEKLERÄ°N CÄ°LDÄ° MÃœKEMMELDÄ°R
Bebeklerin ciltleri mükemmeldir. YumuÅŸak, kıvamlı, sıkı, nemli ve pürüzsüzdür. Bebeklerle çocukların "cilt yaşı ortaklığı" on beÅŸ, on altı yaşına kadar devam eder. Bunun nedeni çevresel yaÅŸlanmanın cildi henüz etkilememiÅŸ olmasıdır. On beÅŸ on altı yaÅŸlara doÄŸru gençlerin yolları yavaÅŸ yavaÅŸ ayrılmaya baÅŸlar.  Ergenlik sivilceleri ile yapılan mücadelelerin baÅŸarısı cilt yaÅŸlanmasını belirleyen etkenlerin başında gelir. Yirmili yaÅŸlara gelindiÄŸinde yol ayrımı iyice belirginleÅŸmiÅŸtir. Sigara kullanıp kullanmamak, yoÄŸun ve uzun süreli olarak güneÅŸ ışınlarına maruz kalıp kalmamak, güneÅŸten koruyucu ürünlerden yararlanma becerisi, "solaryum zararlısı"na maruz kalıp kalmamak ve az da olsa cilt bakımında dikkatli davranmak yol ayrımının önemli belirleyicileridir. Â
CÄ°LT YAÅžINIZI BÄ°LÄ°YOR MUSUNUZ?
Farklar otuz-otuz beşli yaşlar dönülünce ortaya çıkacaktır. Onuncu mezuniyet yılı balosunda bazı arkadaşların daha genç kaldığı, bazılarının beklenenden daha hızlı yaşlandığı mutlaka konuşulacaktır! Cilt yaşlanması ile ilgili köklü farkların ve dedikoduların başladığı yıllar ellili yaşlar yani yirmi beş-otuzuncu mezuniyet yılı toplantılarıdır. Bu yaşlarda cilt yaşlanması yönünden yollar çoktan ayrılmış, bir kısım arkadaşlar hala genç kalırken diğerleri fazlaca yaşlanmıştır.  Bu farkın nereden kaynaklandığını öğrenmek istiyorsanız bu kitabın size yardımcı olabileceği umudunu taşıyoruz.
BİR ÖNERİ
GÜNE GÜNEŞ KORUYUCU ÜRÜNÜNÜZÜ SÜREREK BAŞLAYIN!
Yaşlanma etkilerini azaltmak istiyorsanız her yeni güne başlarken güneş koruyucu sürmeyi ihmal etmeyin. Unutmayınız ki en değerli giysiniz cildinizdir. Eviniz güneş alıyorsa, evdeyseniz bile, güneşten korunun. Pencere camını UV korumalı filtre içeren camlarla değiştirilebilirsiniz. Güneşten gelen zararlı ışınları süzme görevini yerine getiremeyen ozon tabakasındaki delinme nedeniyle güneş artık daha zararlı olmaya başladı.
SPF (Sun protection factor =güneş koruma faktörü) arttıkça ürünün cildi güneşten koruma etkisi de artar. Cildiniz normalde 20 dakikada yanıyorsa SPF 15 ile 300 dk (5 saat) da yanarsınız.
ULTRAVÄ°YOLE NEDÄ°R?
Güneşten gelen ışınlardan 400nm altındaki dalga boyunda olanlara ultraviyole ışınları denir.
UV ışınlarının bizi ilgilendiren iki tipi vardır. UVA ve UVB . Uzun dalga boyunda olan UVA ( 320-400nm ) derinlere nüfus ederek cildin esnekliği üzerinde kalıcı zararlara yol açar. Kısa dalga boyunda olan UVB( 290-320nm) ise cildin dış tabakalarında yanmaya yol açar, cildi yaşlandırır ve cilt kanseri gelişiminde rol oynar. Güneş koruyucu ürünler, UVA ve UVB ışınlarının her ikisine de koruyucu etki sağlamalıdır. Atmosferimize güneşten gelen ışınların süzülerek gelmesini sağlayan ozon tabakası son yüzyılda gelişen teknolojilerle beraber oluşan gazlardan dolayı darbe almış ve artık eskisi kadar görevini yapmaktadır. Bundan dolayı daha fazla korunmaya özen göstermek zorundayız.
Güneş cilde ne yapıyor?
Yaşam kaynağımız olan güneş olumlu etkileri yanı sıra olumsuz etkiler de taşır. Güneş kendimizi mutlu hissetmemizi sağlar, güneş sayesinde derimizden D vitamini sentez ederiz, bronzlaşınca kendimizi daha güzel hissederiz. Ancak bronzlaşmanın bedelini yıllar geçtikçe ağır bir şekilde ödemek zorunda kalabiliriz.
Güneş yanığı, cildin yaşlanması ve kanser başta olmak üzere ciltte gördüğümüz değişikliklerin en birinci nedeni UV ışınlarının ciltteki melanin, hemoglobin ve DNA gibi kromoforlar tarafından emilmesi (özellikle DNA nın UVB yi emmesi) ve sonuçta bu kromoforların hasar görmesidir. UVB üst derideki melanin ve DNA tarafından emilir ve güneş yanığına yol açar. UVA ise alt derideki damarlardaki hemoglobine bağlanır. Burada oluşan kimyasal maddeler kollagen ve elastik liflere zarar vererek cildin yaşlanmasını hızlandırırlar.
Su toplamaların ve soyulmaların görüldüğü güneş yanıklarında hasar daha fazla oluşur. DNA'nın gördüğü hasar büyük oranda tamir edilir ama bazı kalıcı bozukluklar yaşanabilir. Bu bozukluklar zamanla birikir ve yavaş yavaş cildin yaşlanmasına veya kontrollü büyümeyi etkileyen bir bozukluksa cilt kanserine yol açabilir. UV ışınları en çok açık tenlileri, çilli ve kızıl saçlıları etkiler.
Güneşe bağlı yaşlanma belirtileri
"Â Kuru ve mat bir cilt
" Derin kırışıklıklar
" Elastikiyet kaybı
" Gözeneklerde açıklık
" Düzensiz kahverengi lekeler
" Kılcal damarlarda artış
"Â Ciltte incelme
"Â Morarmalar
" Üzerinde pütürler olan kızarıklıklar ( aktinik keratozlar)
"Â Deri kanserleri
BÄ°R ARAÅžTIRMA:
New York'tan plastik cerrah Darrick Antell, tek yumurta ikizleri üzerinde yaptığı araştırmasında güneş ışığının rolünün kalıtımdan daha önemli olduğunu bulmuştur. İkizlerden güneşe çok az çıkan kardeşler, çok fazla güneş altında kalan ikizlerine göre daha az kırışıklığa ve daha genç görünüme sahip bulunmuşlardır.
BÄ°R BÄ°LGÄ°:
Soler Keratozlardan Cilt kanseri GeliÅŸebilir !
Soler keratozlar ciltte güneÅŸ hasarının bir göstergesidir. 40 yaÅŸ üzerindeki kiÅŸilerde özellikle güneÅŸe açık bölgelerde , kızarık veya kahverengi renkte, üzerinde pütürler veya kabuklanmalar olan , kabukları kaldırınca kanayabilen lekeler ÅŸeklinde görülürler. Genelde burun üzerinde ,alında , yanaklarda , dudaklarda , ellerde ve erkeklerde saçsız olan baÅŸ bölgelerinde görülürler. Zamanla bunların bazılarından cilt kanseri olan epidermoid karsinom geliÅŸebilir. Bu nedenle bu tip bir cilt sorunu fark edildiÄŸinde dermatoloji uzmanına muayene olunması gerekmektedir. Soler keratoz tedavisinde bazı kremler , kriyoterapi ve laser yöntemleri etkili olmaktadır. Ayrıca güneÅŸten koruyucu önlemler de çok önemlidir. Gereken tedavi uygulandığında ve önlem alındığında cilt kanseri geliÅŸimi önlenebilir.Â
BİR TEST: BİLEĞİNİZE BAKIN!
EÄŸer dış etkenlerin ne kadar önemli olduÄŸunu öğrenmek istiyor,"çevresel yaÅŸlanma"nın ne kadar önemli olduÄŸunu gözlerinizle de teyit etmeyi arzuluyorsanız, "bilek testi"ni deneyin! Bunun için bilek bölgesindeki cildinizin dışı ve içine bakmanız yeter. BileÄŸinizin dışında gördüğünüz manzara derinizin dış etkenlere baÄŸlı yaÅŸlanmasıdır. BileÄŸinizin iç kısmı ise sadece içsel yaÅŸlanmanın sonucudur. Aradaki farkın ne kadar ürkütücü olduÄŸunun farkında mısınız? Cilt yaÅŸlanması ile mücadelede çevresel yaÅŸlanmanın ne kadar önemli bir faktör olduÄŸunu bu küçük test size yeteri kadar anlatmış olmalı!Â
Eğer cilt yaşlanması ile etkili bir şekilde mücadele etmeyi düşünüyorsanız çevresel yaşlanmayı yavaşlatmak zorundasınız. Bunun için işe güneş ışınlarından korunmak ve sigara dumanından (ister kendiniz için ister duman altı olun) uzak kalarak başlamalısınız. Mümkün olduğu kadar temiz bir çevrede yaşamaya çalışmalı, hava kirliliğinden, egzoz dumanından cildinizi uzak tutmalısınız. Bu koruma çemberinin içine mümkünse ısı ve nem değişikliklerinden korunmayı da almaya çalışmalısınız. Eğer çevresel etkilere fazlaca maruz kalan biriyseniz cildinizi çevresel yaşlanmadan koruyan "ilaç gibi ürünler" ile korumaya almalısınız.
UZAK DURUN!
" Güneş
"Â Sigara
"Â Alkol
"Â Kirli hava
" Egzoz dumanı
"Â Dengesiz beslenme
" Fast food gıdalar
" Katkı maddesi içeren yiyecek ve içecekler
" Olumsuz düşünceler
" Aşırı kahve, siyah çay ve cola
" Yanlış cilt ürünleri
" Çok mimikli konuşmak
" Üç beyazdan (tuz, şeker ve un ) kaçının.
YAPIN!
" Yaz -kış hergün güneşten koruyucu bir ürünle cildinizi koruyun
" Sigara içmeyin, içilen ortamlarda bulunmayın, içiyorsanız bırakın
" Alkolü alışkanlık haline getirmeyin, 1-2 kadeh şarap içebilirsiniz ama yerine üzüm veya başka meyve suları tercih etmeniz daha sağlıklı
" Kirli havalarda dışarıda dolaşmayın, temiz havada yürüyüş yapın
" Egzoz gazı solumamak için trafikte fazla kalmamaya bakın
" Cildinizi hergün temizleyin, nemlendirin
" Olumlu düşünün, gülümseyin
" İyilik yapın, mutlu olun
" Günde en az 5 saat uyuyun
" Sırtüstü yatın
" Daha çok meyve ve sebze yiyin
" Daha çok balık tüketin
" Sık kilo alıp vermeyin
" Doktorunuzun size önerdiÄŸi antioksidan ve besin desteklerini kullanın( kendiliÄŸinizden almayın)Â
" Yaz-kış güneş gözlüğü kullanın
" Görme kusurunuz varsa gözlük kullanmayı ihmal etmeyin
" Günde 8 bardak su için
"Â Sosyal ortamlarda bulunun
" Daha çok dost edinin
" Yeşil çay için
" Üzüm ve nar yiyin
İKİNCİ FAKTÖR: İÇTEN GELEN YAŞLANMA...
DOĞAL YAŞLANMAYI EN ÇOK GENETİK MİRAS BELİRLER
Cilt yaÅŸlanmasının bir nedeni de içsel yaÅŸlanmadır. Siz yaÅŸlandıkça (diÄŸer organlarınız gibi) cildiniz de yaÅŸlanacaktır. Cilt hücreleriniz eski güç kabiliyetlerini kaybedecektir. Yaşınız ilerledikçe gençliÄŸinizdeki o sıkı, nemli, gergin, pürüzsüz ve ipeksi cilt görünümünüzü kaybetmeniz doÄŸaldır. Buna asla üzülmemelisiniz. Cildinizin saÄŸlam bir örtü, çok güçlü bir koruyucu kılıf olduÄŸunu düşünmemelisiniz. Cildiniz de kalbiniz, böbreÄŸiniz, beyniniz gibi doÄŸal yaÅŸlanmadan nasibini alacaktır. Nasıl ki yaÅŸlanan beynin biraz unutması, yaÅŸlı bir kalbin kanı eskisi gibi güçlü pompalamaması normalse yaÅŸlanan cildin de biraz kırışıp kuruması, gevÅŸeyip sarkması olaÄŸandır.Â
Vücut ağırlığınız neredeyse %15'i kadar bir bölümü oluÅŸturan bu kocaman organın müthiÅŸ bir damar ve sinir ağı ile desteklendiÄŸi yaÄŸ bezleri, ter bezleri ve tüy kökleri ile olaÄŸan üstü bir organizasyon içinde çalıştığını bilirseniz siz yaÅŸlandıkça onun da yaÅŸlanmasını hoÅŸ karşılarsınız.Â
CİLT YAŞLANMASININ YOL HİKAYESİ…
Cildinizin şanssızlığı fazlaca göz önünde bir organ olmasındadır. Renginde, kıvamında ve nem oranında oluşan değişikliklere görerek, dokunarak hemen farkına varırsınız. Eğer yaşınız ilerledikçe cildinizin üst tabakasında yer alan ölü deri hücrelerin daha yavaş atıldığını ve bu nedenle sertleştiğini, ölü tabakanın yaşlandıkça inceldiğini ve su kaybettiğini, yaşlanan, incelen üst tabakanın alt tabakayı koruma görevini aksatır hale geldiğini, yaşlanan derinin bazı bölgeleri daha fazla pigment üretirken diğer bölgelerinin melanin pigmentini üretmekte güçlük çekebildiğini ve bütün bunları yaşlılık lekelerine açık-koyu farklı renkte bölgelere sebep olduğunu bilirseniz, cildinizde içsel yaşlanmaya bağlı değişimleri daha kolay anlarsınız.
BÄ°R BÄ°LGÄ°
Normalde derinin kendini yenileme süresi 26-42 gündür. YaÅŸlandıkça bu süre uzar. Alfa hidroksi asitler, retinol gibi ürünler cildin yenilenme süresini hızlandırarak gençleÅŸtirici etki saÄŸlamaktadırlar.Â
DAHASI VAR!
İçsel yaşlanmanın cildinizde yaptığı değişimler yukarıda anlatılanlarla sınırlı değildir. Yaşınız ilerledikçe yaşlanmış, sertleşip daralmış damarlarınız, cildinize daha az besin ve su taşımaya, cildinizi ürettiği atıklardan daha zor kurtarmaya başlar. Kısacası cildin beslenmesi de temizlenmesi de bozulur. İçsel yaşlanma cildinizin bağışıklık gücünü de zayıflattığından onu enfeksiyonlara ve kanserlere karşı korumasız bir hale getirir. Ayrıca, yaşlanan cildin su tutma yeteneği de önemli derecede zarar görür. Cildin dolgusunu oluşturan ve glycosaminoglycanlar (GAG'lar) bilenen ara maddelerin üretiminin azalması cilt yaşlanmasının diğer tetikleyicisidir. GAG'lara siz su tutan ya da su çeken moleküller de diyebilirsiniz. Bu "su sever moleküller"in bazıları (hyalüronik asit gibi) kendilerinin bin katı su tutma yeteneğindedir. Cildin nemi-suyu azaldı mı, cilt yaşlanması birdenbire hızlanır. Nem cildin her şeyidir. Kuruyan, nemsiz kalan, susuz kalan her cilt hızla buruşup kırışır.
KOLLAJEN VE ELASTÄ°N DE YAÅžLANIYOR
Cilt yaÅŸlandıkça, yalnızca aradaki dolgu malzemesi deÄŸil cildi bir arada tutan iskelet sistemi de yaÅŸlanır. Cildin iskeletini oluÅŸturan lifler kollajen ve elastin isimli moleküllerdir. Bunlar cildinizi bir aÄŸ gibi sarıp sarmalayan ona sıkılık, esneklik, uyum kabiliyeti ve saÄŸlamlık saÄŸlayan baÅŸlıca desteklerdir. Siz yaÅŸlandıkça kollajeni ve elastini üreten hücreler de yaÅŸlanır.  Cildin iskelet sisteminde önemli deÄŸiÅŸimler ortaya çıkar. Özellikle elastin lifleri orta yaÅŸlara doÄŸru hızla bozulmakta, kalınlaşıp kıvrılmakta, sertleÅŸip dağınık ve parçalı bir yapıya dönüşmektedir. Elastin liflerindeki bu doÄŸal yaÅŸlanmayı güneÅŸ ışınları daha da hızlandırmaktadır. Cildinizin güneÅŸe maruz kalan bölümlerinin daha kalın ve bozulmuÅŸ bir hale gelmesi bundandır. Aynı deÄŸiÅŸimler kollajen liflerinde de görülür. Siz yaÅŸlandıkça bu lifler de kalınlaÅŸacak, bükülmeler, yığılmalar gibi bozuÅŸmalara uÄŸrayacaktır. Kısacası içsel yaÅŸlanmanın cildinizin destek dokusu ve iskeletinde yaptığı deÄŸiÅŸimlerin hikayesi bir hayli uzundur. YaÅŸlanma, cildinizi oluÅŸturan karmaşık organizasyonu pek çok yönden bozar.Â
YAÅžLANAN CÄ°LTTE NELER OLUYOR?Â
  Nem oranı azalıyor.
  Kollajen lifler kalınlaşıp, kırılganlaşıyor. Sayısal kayba uÄŸruyor.Â
  Elastin lifleri yapısal olarak değişiyor ve bozuluyor.
  Bu iki lifi üreten cilt hücresi fibrobilastların sayısı azalıyor. Yetenekleri bozuluyor.
  Ara madde üretimi ve destek dokusu bozuluyor.Â
  Damarlar zayıflıyor ve görünür hale geliyor.
  Bağışıklık hücreleri azalıyor.Â
  Renk üreten hücrelerin dengeleri bozuluyor.
  Cilt yüzeyindeki ölü tabaka incelip, güçsüzleşiyor.
CÄ°LDÄ°NÄ°Z YAÅžLANDIKÇA…Â
  Kuruyor, pullanıyor, kalınlaşıyor.
  Çiller, siyah noktalar, kırmızı lekeler ortaya çıkıyor.
  İleri yaÅŸlarda yaÅŸlılık lekeleri beliriyor.Â
  Mimik çizgileri (alında, kaş çatağında, yanaklarda) beliriyor.
  İnce çizgiler ve kırışıklıklar meydana çıkıyor.
  Göz çevresinde ince çizgiler, kaz ayakları ortaya çıkıyor.
  Dudak üzerinde çizgiler, buruşmalar beliriyor.
  Ben veya urlar ortaya çıkabiliyor.
  Derin çukurlar ve sarkmalar meydana geliyor.
  İnce damarsal yapılar ortaya çıkıyor.
  Ciltte morarmalar ve kanamalar daha kolay oluşuyor.
ÜÇÜNCÜ NEDEN: RUHSAL YAŞLANMA
RUHUNUZ GENÇSE CİLDİNİZ DE GENÇTİR!
Cildiniz sadece genetik ve çevresel etkenlerle yaÅŸlanmaz. Cildi yaÅŸlandıran bir diÄŸer faktör de ruhsal yaÅŸlanmadır! Yani cildi yaÅŸlandıran önemli bir faktör daha var ve ne yazık ki biz onun farkında bile deÄŸiliz: Ruhsal yapılanmamız, iç dünyamız! Ruhsal yaÅŸamınızda olup bitenler cildinizi derinden etkiler. Cilt yaÅŸlanması ile ilgilenen uzmanların ortak fikri cildi yaÅŸlandıran ÅŸeylerin cildinizden çok daha derin bir yerde, beyinde gizlendiÄŸidir. Gözlemler, stresi düşük, uykusu iyi, olumlu yanı çok, kahkahası bol, korkusu endiÅŸesi az, umudu bol bir yaÅŸam sürenlerde cilt yaÅŸlanmasının geciktiÄŸini gösteriyor. Olumlu ve hoÅŸgörülü insanlarda cilt yaÅŸlanması yavaÅŸlıyor. Cilt, stresten, hiddet ve öfkeden, mutsuzluktan, hüzünden, korku ya da endiÅŸeden hiç ama hiç hoÅŸlanmıyor. Ruhsal yönden aşırı gelgitler yaÅŸayanlar, kendini ifade etmede zorlananlar, gerginlik ve kasılmalarını fazlaca abartanlar daha hızlı bir cilt yaÅŸlanması ile karşı karşıya kalıyor.Â