Chiapas’ta Mayaların torunlarıyla tanıştım
Kristof Kolomb’dan önce Amerika kıtasında yazıyı kullanan, matematik, astronomide gelişmiş, özgün mimarisini yaratan yegane uygarlıktı Mayalar. Milattan önce 2000’de kurulmuş, 3 ve 10’uncu yüzyıllar arasında en parlak dönemini yaşamıştı. Güney ve kuzey Amerika’nın birleştiği noktada bulunan şehirleri Avrupalı sömürgeciler tarafından yağmalandı, görkemli Maya Uygarlığı yok edildi. Mayalar’ın öyküsünü merak eden okurumuz, İzmirli gezgin Melih Eriş, Meksika’nın Chiapas Eyaleti’ne gitti. En önemli yerleşimlerinden Palenque, Bonampak ve Yaxchilan’ı gezdi, izlenimlerini yazdı.
Meksika, bize göre dünyanın öbür ucu. Fakat geçmişin izlerini, sırlarını taşıyan bir ülke. Tarihte derin izler bırakan Maya ve Aztek uygarlıklarının beşiği. Hiç merak ettiniz mi, ne oldu bu insanlara, koca uygarlıklar nereye kayboldu? Ben merak ettim ve bu sorunun izini sürmek için Meksika’nın yolunu tuttum.
Maya-Aztek uygarlıkları yüzyıllardır bu bölgede hüküm sürmüş, birçok eser bırakmış. Aztek Uygarlığı, bugünkü başkent Mexico City ve çevresi ile Kuzey Meksika’ya doğru yayılmış. Maya Uygarlığı ise daha geniş topraklara yayılmış: Meksika, Guatemala, Belize Honduras, El-Salvador. O zamanlar bir bütün olan bu topraklar şimdilerde farklı ülkelerin sınırları içinde.
UNESCO, DÜNYA MİRASI İLAN ETTİ
Maya Uygarlığı, Meksika topraklarında birden fazla kentte iz bırakmış. Aralarında en önemlisi Chiapas Eyaleti’ndeki Palenque. Mayaların ünlü kralı Lord Pacal da Yucatan Yarımadası’ndaki bu kentte yaşamış. Ben de turuma buradan başlıyorum. Kent, Usumacinta Nehri yakınlarına kurulmuş. Maya kültürünün en etkileyici yerleşimlerinden biri. Ufak bir yerleşim olmasına rağmen, tarihi dokusu, yapıları muhteşem. Palenque şehri iyi organize edilmiş ve yapılandırılmış turistik bir kasaba görünümünde. Şehrin 2005’e kadar keşfedilen kısmı sadece 2,5 kilometrekarelik alanı kapsıyor. Keşfedilmiş alan, şehrin gün ışığına çıkarılamamış kısmının yüzde 10’u bile değil. Kalan yüzde 90’ı sık ormanla kaplı. Balta girmemiş orman nedeniyle, birçok önemli yapıya ulaşılamıyor.
Palenque, 1987’DE UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alındı. Şehrin Maya dilindeki adı Lakam Ha “Büyük Sular” ya da “Yüce Sular” anlamına geliyor. Palenque şehrinin kuruluşu ve tarih sayfalarından yok oluşu MÖ 2500 - MS 300 arasına tarihleniyor. Palenque klasik dönemde B’akaal devletinin başkenti olmuş.
Palanque ve çevresini gezmek için bu şehirde en 4-5 gün kalmanızı öneririm. Günümüzde gezilebilir tarihi mekanların başında Yazıtlar Piramidi geliyor. Ünlü Maya Kral’ı Lord Pacal’ın mezarı bu yapıda. Bulunduğu zaman dünyada oldukça heyecan yaratan mezarın kapağı günümüzde başkent Mexico City’deki Ulusal Müze’de sergiliyor. Mezar kapağında resimlerle geçmişteki birçok olay anlatılmış. Kısmen gün yüzüne çıkarılan bilgilerin ışığında bile o dönem insanlarının ne kadar önemli eserlere imza attıklarını görebiliyoruz. Tapınakta piramidin içine inen bir merdiven bulunuyor. Merdiven piramidin kalbindeki lahit odasına iniyor. Lord Pacal’ın lahit odasının duvarları diğer dünyaya geçişini, atalarını, ilahları betimleyen kabartmalarla süslü.
Haç Tapınakları, basamaklı piramitlerden oluşan yan yana inşa edilen 3 piramitten oluşuyor. Bu üçlü grup adını haça benzetilen, Maya mitolojisindeki yaşam ağacı tasvirinden almış. Bu gruptaki tapınaklar Haç Tapınağı, Yaprak Haçı Tapınağı, Güneş Tapınağı olarak adlandırılmış. Saray, yapay bir teras üzerine kondurulmuş, birbirine bağlı binalardan oluşan bir kompleks. Aslan Tapınağı, Antik yerleşimin 200 metre kadar güneyinde. Tapınak adını bisefal jaguar biçimindeki bir tahta oturmuş kral kabartmasından almış. Kont Tapınağı, beş basamaklı bir teras üzerinde yükseliyor. Üst kısımdaki tapınak orijinal mimari unsurları halen tümüyle korumakta. Top sahası, birbirine paralel iki platformdan oluşmakta. Tam anlamıyla gün yüzüne çıkarılmadığından net olarak görülememekte.
ORMANLARIN İÇİNDEKİ İKİ SAKLI ŞEHİR
Palinque’yi ilginç kılan özelliklerden biri de Bonampak ve Yaxchilan’daki Maya yerleşimlerine yakınlığı. Günümüzde Maya soyunu devam ettiren Lacandonlar, ormanların içindeki Bonampak’ta yaşıyor. Toplam nüfusları 900 kişi civarında. Guatemala sınırına yakın bölge Meksika hükümetince koruma alanı ilan edilmiş. Yönetimi köylülere verilmiş. Girmek için özel izin gerekiyor. Palengue’den 100 dolarlık bir turla bu iki kenti gezmek mümkün. Tur minibüsü yolcularını kentin 20 kilometre uzağındaki koruma alanı sınırına getiriyor. Lacondalar buradan minibüslerle turistleri alıp, ormandaki toprak, dolambaçlı yollardan geçirip sınırdan 30 kilometre uzaklıktaki Bonampak’a getiriyor. Ormanla çevrili, iki futbol sahası büyüklüğündeki bu alanda, binlerce yıl öncesinin yapılarında, elektriksiz yaşıyor köylüler. Küçükbaş hayvan yetiştirip, yününden panço yapıp, bilezik, kolye gibi hediyelik eşyalar üretip, geçimlerini sağlıyorlar. Bölgeye giriş ücreti de Lacondalar’a ait bir fona aktarılıyor. Turda, bir saatte, önemli yapılar, üç evin içi gösterilip turist grupları hızla Yaxchilan’a gitmek üzere nehir kıyısına indiriliyor. Maya erkekleri kot, çizme ve şapkayla kovboylara benziyor. Kadınlar geleneksel kıyafetli. Kadınları yakından gözlemlemek, sohbet etmek mümkün değil. Fotoğraflarının çekilmesinden hoşlanmıyorlar. Mayalar kısa boylu, esmer, düz saçlı, erkekleri geniş omuzlu. Boyunları çok kısa olduğu için kambur izlenimi yaratıyorlar. Kendi aralarında Maya dili konuşuyorlar. Evlerinde sedirler, renkli kilimler dikkat çekiyor.
Köyde gıda maddesi satan herhangi bir işletme yok. Acıkan turistler nehir kıyısında, Yaxchilan’a gitmek üzere grupların getirildiği iskeledeki restoranda karınlarını doyuruyor. Terkedilmiş Yaxchilan’a 30 dakikalık tekne yolculuğuyla ulaşılıyor. Sık ormanlardan geçen nehrin karşı kıyısı Guatemala. Nehirde tekne yolculuğu başlıbaşına bir macera. Yaxchilan, nehirle ortadan ikiye bölünmüş. Buradaki yapılar, kabartmalar da görülmeye değer.
Meksikalıların yüzde 95’i İspanyolca dışında yabancı dil bilmiyor. “Siz bizim ülkemize geliyorsunuz, anlaşmak istiyorsanız İspanyolca öğrenin” düşüncesi son derece yaygın. Meksika’ya giderken İspanyolca konuşma kılavuzu almanız yerinde olur.
MAYA AĞIDI
Doya doya yenecek aşları / Kana kana içecek suları vardı. / Ama o gün toz duman sardı her yanı / O gün, sarardı soldu toprak / O gün, bir bulut çöktü tepesine / Ogün, bir dağ geldi üzerine / O gün, güçlü adamın eline geçti toprak / O gün, tütmez oldu bacalar / O gün, dalından koparıldı körpe yapraklar / O gün, ölüme kapandı gözler / O gün, üç işaret belirdi ağaçta / O gün, üç nesil asıldı oracıkta. / İşte o gün, baş koydular savaşa / Ve dağıldılar dip bucak ormanlar arasına. (Popolvuh Maya Kutsal Kitabı’ndan)