Chamonix’de gündüz kayak gece lezzet avcılığı yaptım

İzmir’de ikamet eden Dilek Şınlak (48), İzmir Amerikan Koleji’nden mezun olduktan sonra Boğaziçi Üniversitesi’nde işletme eğitimi aldı. Evli ve iki çocuk annesi. Matematik öğretmenliği yapıyor. Ayrıca Friendship Force Organization adlı uluslararası bir gezgin grubunda başkan yardımcısı. Yılda 3-4 kere seyahat ediyor. Avrupa’nın tamamını, ABD, Avustralya, Vietnam, Suudi Arabistan dahil 30’a yakın ülke gezdi. 26 Ocak’ta ailesiyle 9 bin nüfuslu kayak kasabası Chamonix’ye gitti ve bir hafta kaldı. “Yurtdışında çeşitli kayak merkezlerinde daha önce de kaydım. Chamonix’nin de dünyaca meşhur bir kayak merkezi olduğunu biliyordum, bu nedenle seçtim” diyor.

3 ÜLKENİN SINIRI BURADA KESİŞİYOR

Chamonix‘deki gezip görülecek yerleri, yapılacak etkinlikleri şöyle anlatıyor: “Cenevre Havaalanı’ndan otomobille 75 dakika uzaklıktaki kasaba Mont Blanc ile çevrelenmiş bir çanağın tam ortasında. Kasabanın neresinde olursanız olun, başınızı kaldırdığınızda görkemli Mont Blanc’ı görebilirsiniz. Bu tepelerin bir coğrafi özelliği de Fransa, İsviçre ve İtalya’ya ait pistlere sahip olması. Bu üç ülkenin sınırları Mont Polent adlı tepede kesişiyor. Kasabadan doğrudan pistlere çıkma imkânı yok. Fakat bir ring içinde 15 dakika sıklıkla çalışan belediye otobüsleri kayakçıları telesiyej ve teleferiklere taşıyor. Dağlarda her seviyede kayakçıya göre pist bulunuyor. Ayrıca bir ucu Chamonix’den başlayan 11.6 kilometrelik Mont Blanc Tüneli’nden çıktığınızda kendinizi Courmayeur Vadisi’nin eteklerinde buluyorsunuz, o gün İtalya’da kayak yapma şansına sahipsiniz. Ya da Le Tour’dan teleferiğe bindiğinizde İsviçre’de kaymaya başlayabilirsiniz. Chamonix’nin bu kadar çok tercih edilmesini sağlayan uygun iklimi, kolay ulaşılabilirliği, dik zirveleri ve uzun pistlerinin yanı sıra burada kayak yapmayanlar için de yapılacak çok şey olması.
Şık dükkânlarla dolu sokakların yanı sıra Montenvers Tepesi’ndeki Buz Denizi (Mer de Glace) adlı buzul görülmeye değer. Yirmi dakika süren, turistik bir tren yolculuğu sizi orman ve tünellerden geçirerek, 1913 metre irtifada nefes kesen bir manzaraya sahip buzula ulaştırıyor. Eğer manzarayla yetinmeyip buzul mağarasının içini de gezmek isterseniz trenden inince bir teleferiğe binip, oradan da 400 basamakla aşağı inmeniz gerekiyor. Ya da dünyanın en yüksek noktalarından birinde yemek isterseniz, adını yüksekliğinden alan ‘Aiguille du Midi’ tepesindeki Restaurant 3842’de çeşitli gurme ve yöresel yemeklerden yiyebilirsiniz. Sizi bu kadar yükseklere çıkaracak olan ‘Aiguille du Midi’ teleferiğine binip muhteşem manzarayı seyretmek bile büyük bir keyif.”

KIŞIN KAYAK, YAZIN DAĞCILIK, YÜRÜYÜŞ

Bölgenin mutfak kültürüyle ilgili şunları söylüyor: “Kayak sonrası, Chamonix caddelerinde yer alan bar ve kafelerde yorgunluk atabilirsiniz. Tabii o kadar enerji harcadıktan sonra tatlı ihtiyacınızı gidermek için de rengârenk makaronları unutmayalım. Yöresel tatlılardan olan yaban mersinli tart, makaron ve karamelli, çikolatalı krepleri tüm pastanelerde bulabilirsiniz. Akşam yemeği için benim tavsiyem raklet, peynir ve et fondü, ayrıca ‘hot plate’ denilen sıcak taşta kendi pişirdiğiniz ördek, tavuk ve dana eti. Batı İsviçre, Güneydoğu Fransa ve İtalya’nın da bir kısmını kapsayan Savoyard Bölgesi mutfağının geleneksel yiyeceklerinden olan fondü, masaya çiğ olarak gelen kuşbaşı et ve tavuğun kızgın yağda pişirilmesi. Raklet peyniri ise takılı olduğu aparatta masada eritilip, haşlanmış patates, arpacık soğan ve kornişon turşusu eşliğinde servis ediliyor. Nehir kenarında bulunan L’Atmosphere, Le Serac ve Le Monchu önerebileceğim restoranlar.”
Konaklama seçeneklerine gelince... “Kasaba merkezinde otel çok. İsterseniz internetten haftalık ya da daha uzun süreler için şale kiralayabilirsiniz. Biz bir haftalık şale kiraladık. Son derece iyi döşenmiş, hoş bir daireydi.” Dilek Şınlak’ın Chamonix’ye gideceklere önerileri şöyle:
Kasımdan itibaren kayak için ideal. Yazın dağcılık, yürüyüş ve dağ bisikleti sporlarıyla uğraşan turistlerin akımına uğruyor. Kayağa Chamonix’de gitmek isteyenlere pistlere çıkmadan önce bir kayak okulundan rehberlik almalarını öneririm çünkü pistler çok geniş bir alana yayılmış, hangi gün
hangi pistin iyi ve hava durumunun nasıl olduğunu aşağıdan kestirmek çok zor. Benim gayet güzel, güneşli deyip kaydığım bir gün, diğer bir tepede arkadaşlarımız fırtınaya yakalandı.”