Campania’da dinozorun gerdanı limon kokar
Yaz boyunca dünya jet sosyetesini ağırlayan Amalfi sahilleri sonbaharda huzura kavuşuyor, yenileniyor. Kartpostallardaki kasabaların, uçurumlara balkon gibi asılı ‘mavi kurdele’ lakaplı yolun, taraçalardaki limon bahçesi manzaralarının tadını meraklı gezginler çıkarıyor. Kasım başında Salerno’dan Positano’ya uzanan 45 kilometrelik yolda geziye çıkmak, gözler ve damak için başlıbaşına bir macera.
Napoli’nin kuşuçumu 25 kilometre güneyinde, Salerno ile Napoli körfezlerinin kesiştiği noktadadır Sorrento Yarımadası. Google Earth’teki uydu fotoğraflarından Campania bölgesine baktığınızda, yarımadanın bir dinozor başı gibi Tiren Denizi’nin lacivert sularına uzandığını görürsünüz. Açılmış ağzı Capri Adası’nı ısırmak için uzanmıştır. Kıyıdan 1100 metreye kadar yükselen Lattari Sıradağları bu dinozorun yelesidir. Salerno’yu Positano’ya bağlayan, uçurumlara asılı, daracık karayolu ise gerdanlığı. ‘Mavi Kurdele’ lakaplı yol boyunca, derin ve daracık vadilerin denize açıldığı koylarda sıralanan Vietri, Minori, Manori, Amalfi, Positano gibi kasabalar gerdanlığı süsleyen elmaslara benzetilebilir ancak. Her biri diğerinden güzel ve farklıdır.
Positano sahilinde sabah
Yarımadanın güneyindeki Amalfi sahilleri yaz aylarında 2.5 milyon turist ağırlar, koylarını jet sosyetenin çok katlı yatları doldurur. Kıyıları ekimde ferahlar. Hava sıcaklığı 25 derece civarına iner, boğucu nem yerini ılık rüzgârlara bırakır. Sokaklarda ağırlıklı olarak İtalyanca duyulur, gezginler halkın arasında rahatça kaybolup gözlem yapabilir.
Bölgedeki otelcilerin söylediğine bakılırsa, 2008 krizinde turist kalabalıklarını kaybeden Amalfi sahilleri son birkaç yıldır yükselen ivmeyle eski canlılığına kavuşuyor. Fakat bu yıl yağmurlu ve serin geçen baharın, ardından bir türlü ısınamayan havanın kurbanı oldu. Temmuzda normal canlılığına kavuştu, eylül sonunda yine sonbaharın sükûneti geldi. Kasım ortasına kadar bu atmosfer sürecek, daha sonra Noel ve yeni yıl tatilcileri dolduracak otelleri.
ZORLU COĞRAFYA
Amalfi'den Capri ve Salerno'ya tekne seferleri düzenleniyor.
Amalfi çevresinin karakteristik özelliği, kıyı boyunca kilometrelerce uzanan uçurumları, dik yamaçlardaki taraçalara kurulmuş limon bahçeleri, dar vadilere sıkıştığı halde tarihi dokusunu korumayı başarmış kasabaları... Tatilciler için bir cennet, buna karşın yaşaması zor bir coğrafya. Ortaçağdan itibaren ticarette önemli rol oynayan kasabalar arasında ulaşım, dalgalar izin verdiğinde denizden, çoğunlukla dağdaki patikalardan, eşekle sağlanmış. Bu nedenle günümüzde bile eşek yerel kültürde önemli bir simge.
Bir diğer önemli simge limon. Campania halkı çiçeğinden kabuğuna limonu, kokusuyla, tadıyla, rengiyle, şekliyle hayatı güzelleştirme unsuruna dönüştürüyor. Ekim sonu, kasım başı bu açıdan önemli bir dönem. Limon olgunlaşıyor, fakat kabuğu henüz yeşil. Kabuktaki aromanın en yüksek olduğu dönemde limonların bir kısmı toplanıyor. Kabukların yeşil yüzeyi soyulup alkole yatırılıyor. Damakta mis gibi ferahlatıcı limon aroması bırakan likör, yani limonçello elde ediliyor. Bir kısmından kolonya, oda parfümü, suyuyla ise dondurma yapılıyor. Pastanelerde en çok tercih edilen ürünlerden biri limon tatlısı. Galerilerdeki resimlerde, atölyelerdeki seramiklerde limon yine başrolde.
SANAT YARIŞI
Ekim sonunda Salerno sokakları Bienal ile renkleniyor.
Salerno’dan Positano’ya tüm kasabalar sanatla özdeşleşme yarışında. Dört dönemdir belediye başkanı seçilen Vincenzo De Luca, 130 bin nüfuslu Salerno’yu yıkıntılarla dolu limandan sanat şehrine dönüştürmüş. Tarihi binalara kültür merkezi ve modern sanat müzeleri yapmış. Bu yıl ilk kez düzenlenen bienal ile ekimde sokakları renklenen Salerno’da kasımdan itibaren parklar, meydanlar atık pet şişelerden yapılan göz alıcı çiçek süslemeleriyle donatılıyor. Salerno’ya bağlı 2-5 bin nüfuslu 12 kasaba da bu yarışta yer alıyor.
Geçmişin çömlekçilik merkezi Vietri, 20’nci yüzyılın başında gelen Alman, İngiliz sanatçıların katkısıyla tüm sahile yayılan rengârenk seramiklerin merkezine dönüşmüş. 12’nci yüzyılda kumaştan kâğıt yapmayı Araplardan öğrenen Amalfililer bu işi sanat edinmiş. Dağlardan inen suyun gücüyle dönen değirmenler bir zamanlar Vatikan’a kâğıt yaparmış. Şimdi el işi kâğıtları butik mağazalarda satılıyor. Kurutulmuş çiçeklerle, gravürlerle süslü tabloları, suluboya desenlerle renklenen zarif mektup kâğıtlarını görmek bile bir zevk.
Minori mutfak sanatlarında iddialı. Ülkenin en ünlü pastanelerinden Sal de Riso burada doğmuş. Limonçelloları en iyiler arasında. Ravello ise Wagner’den bu yana klasik müziğin kalesi.
İşte bu özellikleriyle Amalfi Sahilleri, 1997’den bu yana UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde...
İSTANBUL'LA 1200 YILLIK BAĞLAR
Cava'daki manastırın kitaplığında 1200 yıllık metinler var.
Amalfi sahillerinin bir başka ilginç özelliği pek çok önemli dinsel simgenin İstanbul’la bağlantılı olması. Dokuzuncu yüzyıl öncesinde bir dönem Bizans’ın koruyuculuğu altına giren bölgede Konstantinopol kökenli birçok kutsal obje bulunuyor. Bunlardan biri ‘Kara Madonna Freski’. Efsaneye göre, korsanların İstanbul’dan kaçırdığı fresk bir mucize yaratarak Positano’ya ismini vermiş. Bugün kasabanın sahilindeki kilisenin en değerli objeleri arasında. Salerno’da ‘Konstantinapollü Meryem’ adlı bir kilise bulunuyor. İsa’nın 12 havarisinden biri olan Aziz Andreas’ın İstanbul’dan kaçırılan kemiklerinden bir kısmı Amalfi Katedrali’nde saklanıyor. Oysa Aziz Andreas, Rum Ortodoks Patrikhanesi’nin baş azizi... Cava de Treni köyünde 11’inci yüzyılda kurulan, 16 bin el yazması, 80 bin cilt basılmış eserle Güney İtalya’nın en büyük kitaplığına sahip manastırı La Trinita della Cava bir de müze içeriyor. Müzenin en kıymetli objesi, 1394’te Papa Beniface’nin getirdiği hediye. Azize Felicita’nın kemikleri, Konstantinapol işi fildişi bir kutuda verilmiş...
AMALFİ SAHİLİNDE HANGİ KENT NEDEN GÖRÜLMELİ?
Positano sahili
SALERNO: Tarihi kalesinden körfezi seyretmek, tarihi bölgede eski yapıların sanatla nasıl güzelleştirildiğini görmek için.
VIETRI: Müzesinden atölyelerine seramik kültürünün son 100 yıllık serüvenine tanık olmak, bir grup sanatçının bir kasabanın talihini nasıl değiştirebildiğini görmek için.
MINORI: İtalya’nın en ünlü pastanelerinden birinde tadım yapmak, Roma Villası’nı görmek için.
AMALFI: Ünlü otel, restoranların yanı sıra kâğıt ve yazı odaklı zarif üç mağazasını, müzeye dönüştürülen tarihi kâğıt fabrikasını görmek, enfes günbatımı manzarasını yaşamak için.
RAVELLO: Villa Rufalo ve Villa Cimbrone’nin teraslarından doyumsuz Amalfi sahili manzarası seyretmek, yıl boyunca süren konserleri dinlemek, butik otellerin yemek kurslarına katılmak için.
POSITANO: 1950’lerde John Steinbeck’in bir makaleyle ABD’de meşhur ettiği kasaba kayalara dikine sıralanan evleri, dar alanda mucizeler yaratan bahçeleri, arkasındaki görkemli dağlarıyla bir film setini andırıyor. Kendi filminizin kahramanı olmak için gitmeye değer.
Salvatore De Riso'nun limon tatlısı
MINORI'NIN İKİ LEZZET ANITI
SALVATORE DE RISO: Dedesinin 1908’de açtığı kafede dondurma ve buzlu limon yapmayı öğrenen torun Salvatore, bir süre Amalfi sahilinin ünlü otellerinde pastacılık yaptı. 2000 yılında Minori’de Pasticceria De Riso’yu açtı. Butik üretim yapıyor ve tatlılarının şöhreti çoktan sınırları aşmış durumda. Yolunuz düşerse limon tatlısını deneyin (www.salderiso.it) .
CARLO MANSI: Amalfi sahilinin tipik butik limonçello üreticilerinden biri Mansi. Babasıyla dondurmacılık yaparken 1969’da limon likörü ve şarap üretmeye karar vermiş. Bugün Minori kıyısındaki küçük atölyesinde yılda 30 bin şişe limonçello üretiyor. Amalfi’nin limonları bitince ithal meyveyle çalışıyor. “Limonçello yeşil limonun kabuğundan yapılır. Yüzde 95 alkole yatırılan kabuklar sonra haşlanır, suyla karıştırılır. İşin sırrı aromayı korumaktır” diyor. Altı çeşit limonçellosu arasında misket limon, baharat, kremalı bulunuyor (www.carlomansi.com).
(Bu yolculuk Salerno Turizm Ofisi, Pronto Tur ve THY’nin sponsorluğunda yapılmıştır)