Bu ülkede muazzam bir hazine var gizlemek konusunda çok başarılısınız

Daryl Bowman dünyanın en ünlü seyahat dergisi Conde Nast Traveler’ın üstdüzey yöneticilerinden biri. Çok büyük tereddütlerden sonra geçenlerde geldiği İstanbul’da, ülkemizle ilgili izlenimlerini ve Türkiye’nin dışarıdan nasıl göründüğünü konuştuk.

Conde Nast dergisinde çalışmaya nasıl başladınız?

- Beş yıl boyunca ABD’nin en ünlü talk show yıldızı Oprah Winfrey’le çalıştım. Televizyon programlarını milyonların seyrettiği Oprah’ın adını taşıyan ve iki buçuk milyonluk tirajı olan dergide yöneticiydim, ardından Conde Nast dergisinden transfer teklifi geldi.

Türkiye’ye gelmeye nasıl karar verdiniz?

- Yirmi yıldır hep planlarım vardı ama devamlı ertelendi. Sophisticated Travel’in sahibi Earl Starkey dergimiz tarafından 2001 yılından beri Türkiye’ye tur düzenleyen seyahat acentaları arasından en iyisi seçilen, kendini adeta Türk gibi hisseden bir New Yorklu. O ve Türkiye’yle ilgili yazılar yazan yazarımız Wendy Perrin çok ısrar etti. Çalıştığım dergi seyahat sektöründe olduğu için Türkiye’yi görmem gerektiğine karar verdim. Önce Mikonos adasında kalıp ardından Kos’a geçtim. Kos’tan Bodrum’a sadece 18 dakikada geçecektim. Deniz otobüsüne bineceğim günden bir gün önce Türkiye’de bombalar patlamaya, bana da telefonlar yağmaya başladı. Herkes kesinlikle gitmemem gerektiğini söylüyordu. Ufukta Bodrum’un siluetini görüyordum ama ne yapacağımı bilmiyordum. ABD’de basın çok kontrol altında, haberlerin ne kadarı doğru bilmiyorsunuz. Bir ülkenin tüm imajı medyanın sunumuna bağlı. Türkiye hakkında genelde olumsuz haberlere yer veriliyor. Yanlış anlamayın ama ülkenizin yurtdışında ciddi bir imaj problemi var. Biz Geceyarısı Ekpresi filmini seyrederek büyümüş bir kuşağız. Bilinçaltımız öylesine zarar görmüş ki, ilk başta çok tereddüt ettim. Kendimi bir dünya vatandaşı olarak gördüğümden bombaların fikrimi değiştirmemesi gerektiğini düşündüm. Güvendiğim bir iki kişiyi aradım. Earl Starkey ısrarla gitmem gerektiğini, patlayan bombalardan etkilenmemin piyangoda büyük ikramiye kazanma ihtimali kadar zayıf olduğunu söylüyordu. Dergimiz yazarlarından Kevin Doyle Türkiye’nin kesinlikle görülmesi gereken bir ülke olduğunu dile getiriyordu.

10 DAKİKADA BİR AYRI ÜLKE

İlk izlenimleriniz neler oldu?

- Bodrum Avrupa’nın yeni eğlence merkezlerinden biri olmaya aday. Son zamanlarda çıkan yangınlar yeşili karartmış. Efes’e gittiğimde muazzam bir şehirle karşılaştım, adeta eski Roma’nın sokaklarında yürüyor gibisiniz. İstanbul ise bir dünya şehri. Hollywood görkeminin Ortadoğu gizemiyle buluştuğu bir yer. Batı şehirleri düzenlidir, bünyelerinde sürprizleri gizlemezler. İstanbul’da ise her köşede ayrı bir sürpriz var. Boğaz’daki gece kulüplerine de gittim, Aksaray’daki barlara da. Öylesine farklı insanlar bir arada yaşıyor ki inanılmaz. Taksiye bindiğinizde sanki her on

dakikada ayrı bir ülkeye gidiyorsunuz. Göbeğinde piercing olan kızlar yerini kara çarşaflılara bırakıyor. Ortalıktaki enerji inanılmaz.

Tarihi yerleri gezdiniz mi?

- Ayasofya son on beş asırdır dimdik ayakta. Topkapı adeta bir Osmanlı şöleni, Sultanahmet cami ise zarafetin simgesi. Beni en şaşırtan yerlerden biri ise Yerebatan Sarayı oldu. Tarihin sayfalarında ne kadar önemli olduğunuzun farkına varmamışım. Bu ülkede muazzam bir hazine var, gizlemek konusunda öyle başarılısınız ki. Başka bir ülkede bu potansiyel olsa, dünya turizminde bir numara olur. Geçen aralık ayında "Dünyada görülmesi gereken 50 muhteşem yer" isimli, çok ses getiren bir makale yayınlamıştık. Yazdığımız yerlerden biri de Şanlıurfa’daki 11 bin yıllık tarihe sahip olan Göbeklitepe’ydi. Geçtiğimiz aylarda Alman dergisi Der Spiegel Göbeklitepe’yi kapak yapıp Adem ile Havva’nın yaşadığı topraklar olarak lanse etti ama konuştuğum Türklerin çoğu bundan haberdar bile değil.

KULAKLARA FISILDAYACAĞIM

Türkiye ile ilgili yeni projeleriniz var mı?

- Wendy Zeugma Müzesi başta olmak üzere Güneydoğu’daki sıradışı yerleri yazdı, önümüzdeki aylarda onu basacağız. Kardeş dergimiz Conde Nast Home and Garden dergisinin baş editörü Dominique Browning geçtiğimiz aylarda ziyaret ettiği Anadoluhisarı’ndaki 300 yıllık bir yalıdan çok etkilenmiş. Ay sonunda ekibimiz geliyor, yalıyı ve görkemini sayfalarımıza taşıyacağız. Kapadokya’da peri bacalarının içinde yer alan ve ilginç dekoruyla dikkat çeken Anatolian Houses isimli otel de programımızda var. Bu yazıların ses getireceğine inanıyorum. Conde Nast dergisinde bahsi geçen ülke seyahat düşkünlerinin ilgi alanına giriyor. Yüzüklerin Efendisi’nin çekildiği Yeni Zelanda’yı konu yapmıştık, giden turist sayısında ciddi bir artış oldu. Troya filminde ise kaymağı Yunanistan yedi. Herkes medeniyetlerin beşiği olarak Yunanistan’ı biliyor, insanlar Türkiye’deki medeniyetlerin zenginliğinden haberdar değil.

Tekrar gelmeyi düşünüyor musunuz?

- Evet, hem de en kısa zamanda. İnsanlarınız çok sıcak, görülecek yer çok. İlkbahardan sonra gene geleceğim. Turizmde kulaktan kulağa dolaşan bilgi, basında dolaşanlardan daha önemlidir. Kulaklarına Türkiye’nin muhteşemliğini fısıldayacağım çok kişi olacak.

DÜNYA TURİZMİNİN YÖNÜNÜ BELİRLEYEN DERGİ

Conde Nast Traveler dünyanın en prestijli seyahat dergisi olarak kabul ediliyor. Lüks seyahat düşkünü zenginlerin en önemli kaynaklarından biri olan derginin İtalyan ve İngiliz versiyonları da var. Derginin saygınlığı ve inanılırlığı açısından yazarlar gittikleri mekanlarda kimliklerini açıklamıyor, ücretsiz konaklama ve yemek gibi hizmetleri de kabul etmiyorlar. Forbes dergisinin her yıl yayınladığı dünyanın en zenginleri listesinde yer alan Newhouse ailesinin şirketinin değeri 14 milyar dolar, bünyelerinde Conde Nast dışında Vogue, Architectural Digest, Vanity Fair ve GQ gibi dergileri de bulunduruyorlar. Conde Nast Traveler’ın tirajı 775 bin ve bu rakamın yüzde 96’sı sabit abonelerden oluşuyor. Bu yüzden de reklam fiyatları çok yüksek. Kapak arkası ve devamındaki sayfaya reklam vermenin bedeli 200 bin doların üzerinde.