Bu köy büyülü gelen kolay kolay ayrılamıyor

Seda Çakır geçen yıl hem İspanyolca öğrenmek hem de hayal ettiği Latin Amerika seyahatini gerçekleştirmek için yollara düştü. Küba’da başlayıp Peru’da sona eren bir seyahate çıktı. En çok Guatemala’da Atitlan Gölü’nün kıyısındaki köylerden biri olan San Pedro la Laguna’dan etkilendi. İki buçuk ayını burada geçirdi.

Bursalı Seda Çakır (29), ODTÜ Kimya Mühendisliği mezunu. Koç Üniversitesi’nde Malzeme Bilimi ve Mühendisliği bölümünde yüksek lisans, Hollanda’da Eindhoven Teknik Üniversitesi’nde polimer kimyası üzerine doktora yaptı. Her fırsatta seyahat ettiğini söylüyor. Türkiye’de birçok yerin yanı sıra, Avrupa ülkeleri ve ABD’yi gezdi. Geçen yıl doktorasını aldıktan sonra hayal ettiği Latin Amerika seyahatini gerçekleştirmeye karar verdi ve haziran ayında tek yön bir gidiş bileti alarak Küba’ya hareket etti. Böylelikle 5-6 ay olarak planladığı ama bir yıl süren ve Peru’da sonlanan uzun süreli yolculuğuna çıktı.
Küba’da bir ay geçirdikten sonra uçakla Mexico City’ye geçti, oradan da 2 hafta içinde gezerek güneye indi, Guatemala sınırını geçip daha önce fotoğraflarını görüp hayran kaldığı Atitlan Gölü’ne vardı. Ardından gölün etrafındaki yedi köyden biri olan San Pedro la Laguna’ya ulaştı. Buranın büyülü bir kasaba olduğunu ve bir kez gidildiğinde ayrılmasının kolay olmadığını anlatıyor: “Atitlan Gölü’nün gezginlerin ve hippilerin gözdesi olduğunu biliyordum. San Pedro’da da buraya kısa bir süreliğine gidenlerin yıllarca kaldığını öğrendim. Ben de iki buçuk ay kaldım.” Oradan neden ayrılamadığını şöyle anlatıyor: “Bir kere mükemmel manzaralarla çevrili her yanınız. On binlerce yıl önce oluşan bu volkanik göl, üç volkanik dağla ve yemyeşil tepelerle çevrili. Yani başınızı nereye çevirseniz alabildiğine yeşil. Hem palmiyelerin, avokado ağaçlarının ve kahve tarlalarının hem de gölün yeşili...”

YILIN HER GÜNÜ ZİYARET EDİLEBİLİR

San Pedro’da yapılacak etkinliklerden bahsederken şunları söylüyor: “Gölde yüzebilir, kano yapabilir, etrafta yürüyüşe çıkabilirsiniz. Tepelere çıkıp muhteşem Atitlan manzarasını seyredebilirsiniz. Teknelerle ya da yürüyerek yoga ve meditasyon okullarıyla ünlü San Marcos gibi göldeki diğer köyleri ziyaret edebilirsiniz. Bu köylerden en büyüğü olan Panajachel’de rengârenk yerel Guatemala kıyafetlerinin satıldığı bir pazar var. Pazar günleri kurulan büyük pazarda da kendinizi kaybedebilirsiniz.”
Peki San Pedro’da gece hayatı nasıl: “Haftanın birkaç günü canlı müzik dinleyebileceğiniz barlar var. Ayrıca lezzetli yemeklerin yapıldığı lokantalar da bulabilirsiniz” diyor. Guatemala’nın çok ucuz bir ülke olduğunu söylüyor: “San Pedro’da 8 Guatemala quetzal’ı 1 dolara karşılık geliyor. 20 quetzal verip karnınızı bir güzel doyurmak, 40-80 quetzal’le konforlu bir hostelde kalmak mümkün.” San Pedro’nun yılın her günü ziyaret edilebileceğini belirten Çakır, “Rakımı 1610 metre olduğundan tropikal iklimin yakıcı sıcağı yok burada. Sıcaklık yıl boyunca 20-25 derece arasında seyrediyor. Mayıs-ekim arası yağmur sezonu. Yağmur zamanı bile her gün güneşli ve açık başlıyor. Öğleden sonra en fazla birkaç saat yağmur yağıyor, sonra yine güneş çıkıyor bulutların arasından” diyor.

İspanyolca öğrenmek için ideal bir yer

Guatemala’ya gitme nedenim İspanyolca öğrenmekti. Diğer ülkelere göre daha ekonomik. Ülkenin her yanında yüzlerce İspanyolca okulu var. Guatemala’daki tüm dil okulları bire bir eğitim veriyor. Yani bir grup ya da sınıfa ayak uydurmak zorunda değilsiniz, okula gittiğiniz anda size bir hoca veriliyor ve seviyenize göre derslere başlıyorsunuz. Bir de eğer isterseniz aile yanında kalma seçeneği var. Onların size ayırdığı odada kalıp, üç öğün yemeklerinden yiyorsunuz. Bu da hem pratik yapmanızı kolaylaştırıyor hem de onların içine girip hayatlarını daha yakından görme şansını yakalamanızı sağlıyor. Gittiğim Cooperativa Spanish School’da haftada beş gün, günde dört saatlik ders, bir hafta için 105 dolardı. Bu fiyat aile yanında kalınca 170 dolar oldu.