GeriSeyahat Boston Londra’nın sahtesi ama gide gele bana gerçeÄŸi bu gibi gelmeye baÅŸladı
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Boston Londra’nın sahtesi ama gide gele bana gerçeÄŸi bu gibi gelmeye baÅŸladı

Boston Londra’nın sahtesi ama gide gele bana gerçeÄŸi bu gibi gelmeye baÅŸladı

Siz Naim Dilmener’i ne olarak tanıyorsunuz? Türk pop müziÄŸi tarihinde ciddi bir otorite ve mali müşavir olarak deÄŸil mi? Öyle zaten. Peki hiç Dilmener’e müzikten baÅŸka bir ÅŸey soran birini duydunuz mu? Ben sordum. Altıncı hissim kuvvetlidir, bir de seyahat röportajı için arayayım dedim ve karşımda bugüne kadar gün ışığına çıkmamış gizli bir seyyah buldum. Dilmener çok geziyor ama biraz farklı bir tarzı var.Yeni yerler keÅŸfetmekten hoÅŸlanmıyor, gittiÄŸi yerler Amazon’un balta girmemiÅŸ ormanları veya Vietnam’ın gizli köyleri deÄŸil. O, daha evvel gittiÄŸi ve sevdiÄŸi yerleri tekrar tekrar görmekten hoÅŸlanıyor. Bu ÅŸehirlere bu kadar sık gidince de bildikleri bir rehber kitap doldurabilecek kadar çok oluyor. Yeni yer keÅŸfetmekten hoÅŸlanmamasının sebebi ilginç: ‘Şimdi orayı da beÄŸenirim, bundan sonraki seyahatte orası mı burası mı diye karar veremem, başıma dert alırım!’ diyor. Çünkü sevdiÄŸi ÅŸehirleri, sokaklarını, kahvelerini sevdiÄŸi birini özler gibi özlüyor. Dilmener’le bir sabah 10’da randevulaşıp, ikimizin de sinsi sinsi erkenden gelip, 9.15 itibarıyla hazır bulunduÄŸu bir BeyoÄŸlu kahvesinde ayaküstü Boston’a gittik, geldik. Bu arada, o ÅŸimdi Boston’da...Boston’u neden bu kadar çok seviyorsunuz? ÇoÄŸu insan bir Boston’u göreyim diye deÄŸil de bir arkadaşı, eÅŸi-dostu oradaysa gider.- Benim de öyle oldu zaten. Kayınbiraderim orada yaşıyor. Seçme ÅŸansımız olmadan verilmiÅŸ bir karardı ilk Boston seyahatim. Ucuz bir tatil yapmak durumundaydık, onu seçtik. Sonuçta mecburen gitmiÅŸ olmamıza raÄŸmen çarpıldım. 1990’dan beri iki senede bir, 2000’den beri her sene gidiyorum.Boston’a ayak bastığınızda ilk hissiniz ne oldu?- Amerika burası mı dedim. O kadar bildik bir ÅŸehir görüntüsündeydi ki! Ä°stanbul’a, daha çok Londra’ya benzeyen bir ÅŸehir gördüm. ÇoÄŸu yeri Londra’nın birebir taklidi. Sokak isimleri, mimarisi... Oxford Caddesi, Brighton vs... Ä°lk baÅŸta Londra’nın taklidi olduÄŸunu düşündüm ama ÅŸimdi Londra taklit, Boston gerçek gibi geliyor. Benim görüşüm tabii. Gitmeden evvel çok duymuÅŸtuk, Amerika’da yürüyecek yol yok, her yer karayolu, ev-market arası bile arabasız gidilemez vs. diye. Boston öyle deÄŸil. Daracık sokaklar, herkes sokaklarda, yaya geziyor, metroyla dolaşıyor. Ä°nsan bazen turist olarak gittiÄŸi ÅŸehirleri yaÅŸadığı yerden daha iyi tanır, size de öyle oldu mu?- Çok doÄŸru, evde kaldığımız için ÅŸehri oralı gibi yaşıyoruz. Günlük hayata arzumuz dahilinde katılıyoruz, telaşımız olmadan, zorunluluk hissetmeden, oralı gibi yaşıyoruz, onun için de ÅŸehrin en gerçek halini görüyoruz.AMERÄ°KA’DA SÄ°GARA İÇİLEBÄ°LEN BÖLGENerelere gitmeyi seviyorsunuz?- Boston’un Taksim’i denebilecek Copley Place’e gidiyorum. Oradan yürüme mesafesinde binlerce yer var. Boston öğrenci ÅŸehri, öğrencilerin Kabe’si sayılabilecek yer ise Newbury Caddesi. SaÄŸlı sollu kafeler, restoranlar, maÄŸazalar, butikler... Hepsi orada. AkÅŸama kadar bir aÅŸağı bir yukarı bin sefer yürüseniz sıkılmazsınız. Newbury her ÅŸeyi bulabileceÄŸiniz bir yer. Benim takıntılı olduÄŸum bütün markalar orada.AlışveriÅŸ demiÅŸken...- Wrentham diye bir alışveriÅŸ merkezi var. BildiÄŸimiz bütün markaların outlet’i var orada. Puma’dan Tommy Hilfiger’a, Villeroy and Boch’tan bilgisayara kadar her ÅŸey... Dev gibi bir yer. Her ÅŸey gerçekten outlet fiyatıyla satılıyor, bizdeki gibi deÄŸil yani. Benim Puma ayakkabı takıntım vardır, bir Puma fiyatına 5-6 tane alabiliyorum oradan. Newbury Caddesi de alışveriÅŸ için süper.BaÅŸka nereleri var?- Newbury’nin aksi yönüne yürürseniz, Downtown Crossing’e gelirsiniz. Oraya öğlenleri gitmeyi seviyorum. Saat 12 oldu mu koyu renk takım elbiseli, döpiyesli bir sürü insan ellerinde sandviçler, kahveler, salatalar sokaÄŸa fırlıyor. Açık havada, parkta sadece onlar oluyor. Saat bir olunca da bir anda kayboluyorlar. Bu bana zevk de veriyor, ‘Ohh, onlar çalışıyor, ben çalışmıyorum’ diyorum.Boston’a giden herkesin mutlaka görmesi gereken yer neresi peki?- Faneul Hall. Burası Londra’daki Covent Garden’ın Boston versiyonu diyebilirim. Hokkabazlar, mim yapanlar, müzik çalanlar... Boston’un en turistik bölgesi burası. Saatlerce dolaÅŸabiliyorsunuz. Binlerce hediyelik eÅŸya satıcısı var. Kolaylıkla akÅŸama kadar vakit geçer. Åžehre gelen herkesin yolu mutlaka buraya düşer zaten. Sizin özellikle sevdiÄŸiniz bir yer var mı?- Faneuil Hall‘un arkasında, New York’un Little Italy’sine (Küçük Ä°talya) denk gelen bölgeyi, Hannover Street’i çok seviyorum. Sevmemin bir sebebi de oradaki birçok yerde, özellikle Ä°talyan sahipli mekanlarda sigaraya izin verilmesi. Bu sigara konusu Amerika’da iÅŸkence gibi. O sokakta restoranlar, kafeler, ÅŸarküteriler var. Yoldan geçen Japonlar da kötü kötü bakıyor sigara içenlere. Harvard Square de çok güzel. Bütün dünya oradan geçer. Bir kahveye oturup, saatlerce insan seyredebilirsiniz. Orada olduÄŸum zamanlar, dünyanın en hoÅŸ noktasında ben de varım diyorum.Sergi, müze geziyor musunuz?- GençliÄŸimde çok gezdim, ÅŸimdi hiç bayılmıyorum. Ama Boston’a her gittiÄŸimde mutlaka Museum of Fine Arts’a giderim. Bütün müzeyi gezmek için deÄŸil; Edward Hopper’ı çok seviyorum, onun birkaç tane tablosuna bakmaya giderim. Takıntı budur iÅŸte: Karşısına oturur, bazen hüzünlenirim, bazen gözüm dolar... Park-bahçe durumları nedir?- Boston Common parkı var. New York Cental Park kadar büyük deÄŸil ama çok güzel. Orada kitap okumanın tadına doyum olmaz. Her taraf sincap dolu. O kadar lezzetli ki!Lezzetli mi?- Pardon, dilim sürçtü. Parka gittiÄŸimde kapıdan onlara vermek için fındık alıyorum, oradan dilim sürçtü. O park mutlaka görülmeli. Benim çok sevdiÄŸim Finagle Bagle Shop’tan bagle alıp gitsinler parka. Bu arada, parkın içinde arabada satılan kahveler çok kötü.Åžehir dışında nereleri önerirsiniz?- Cape Cod çok güzel bir yer. Deniz kenarında bir sayfiye kasabası. O civarda bir sürü baÅŸka kasaba da var. Hepsi görülmeli. Günübirlik de gidilebilir, gece kalmak üzere de.En sevdiÄŸi 5 yerNew YorkParisVenedikFloransaBostonReklamda bir kafe gördü sırf onun için Ä°talya’ya gitti1988’de Derimod’un bir dergi reklamı vardı. FotoÄŸraf çok güzel bir kafede çekilmiÅŸti. Kahverengi tenteli, olaÄŸanüstü güzel bir yerdi. Dünyanın neresinde olursa olsun, buraya gideceÄŸim dedim. Aylarca o sayfayı çantamda taşıdım, herkese gösterdim, sordum, neresi olduÄŸunu biliyorlar mı diye. Reklam ajansını ara, sor dediler. Aradım, buldum. Siena’daki meydandaymış. Para biriktirdim, atladım uçaÄŸa gittim. FotoÄŸraftakinden bile daha güzeldi.seyahatte ne okuyorPolisiye ve bilimkurgu romanları seviyor. En sevdiÄŸi yazarlar Patricia Highsmith, Mehmet Murat Somer, Lawrence Block.ne dinliyorMutlaka bir Ajda Pekkan, Placido Domingo, Hümeyra, o sıralar yeni çıkan, arabada dinlerken eÄŸleneceÄŸi albümler. ne yiyor, ne içiyorHer ÅŸeyi yemiyor, farklı mutfakları sevmiyor, merak etmiyor. BildiÄŸi, sevdiÄŸi ÅŸeyleri yiyor.ne giyiyorÄ°stanbul’da ne giyiyorsa onu. Mutlaka çok rahat ayakkabıları oluyor. Bir keresinde Paris’te 1,5 gün yürüyemediÄŸinde ayakkabının önemini anlamış.neyle seyahat ediyorTrene bayılıyor. Uçaktan ve araba kullanmaktan nefret ediyor ama mecbur olduÄŸu için ikisiyle de yolculuk ediyor.nerede kalıyorÇok lüks otellerde geriliyor. Rahat edeceÄŸi, temiz, sade konforlu yerleri tercih ediyor.kimle seyahat ediyorEÅŸiyle. OÄŸlu küçükken, o da iyi bir seyahat arkadaşıymış ama ÅŸimdi 16 yaşında ve ilk saatten itibaren her ÅŸeye itiraz ediyor.çantasının olmazsa olmazlarıI-Pod, cep telefonu, defter-kalem, bütün yazılarının ve özel arÅŸivinin olduÄŸu 3 CD, Apranax aÄŸrı kesici, kitap.Â
False