Bir zamanlar kuş cenneti olan Yamansaz atık ve kirlilik tehdidi altında
Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, Yamansaz’ın, yangın, yapılaşma ve kaçak avla yok edilmeden doğal haliyle bir parka dönüştürülerek turizme kazandırılmasını istedi. Yamansaz'ın su altındaki kirliliği de görüntülendi.
Muratpaşa ilçesi Güzeloba Mahallesinde çeşitli familyadan yüzlerce kuş türünün barındığı Yamansaz Gölü, kurumaya yüz tuttu. 1’inci derece doğal sit alanı olan gölde su seviyesi her geçen yıl çekiliyor. Son dönemde çıkan yangın, dökülen moloz ve yerleşim yerlerinden dökülen atıklar nedeniyle bölge çöplüğe döndü.
Yamansaz’ın üstünün olduğu gibi su altının da çöplerde dolu olduğu görüldü. Yamansaz’ın su altı kirliliğini gün yüzüne çıkarmak için dalış gerçekleştiren Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Gökoğlu ve ekibinin kamerasına başta koltuk, pet şişeler, içki kutuları, cam şişe, kova ve çok sayıda çeşitli atık takıldı.21 Ocak tarihinde çıkan yangında ise Yamansaz'da bin 500 dönümlük alan zarar görmüştü.
"Doğal hayat yandı"
Yamansazın yanmasının çevre açısından, ‘facia’ olduğunu söyleyen Gökoğlu, “Çok çeşitli kuşları, sürüngenleri, memelileri barındıran bir yer burası. Sulak alanların değerini şöyle anlatmak lazım; Taşkınları önleme özelliği vardır. Liman birikimi yapar. Suyu arıtır ve biyolojik çeşitlilik olarak etkisi vardır.
Antalya’nın etrafında böyle bir alan başka yerde yok. Hemen burnumuzun dibinde bir de Kırkgözler var. Yakında orada da bir felaket yaşarız. Üzücü bir durum. Sulak alanları canımız gibi korumamız lazım. Maalesef yanmış. Üzülüyoruz, değerlerimiz tek tek elden çıkıyor.” dedi. Sulak alanların, ‘koruma alanı’ olarak değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Mehmet Gökoğlu, bu şekilde meydana gelebilecek bir facianın önüne geçileceğini kaydetti.
"Yamansaz korunmalı"
Gökoğlu, şöyle devam etti: “Burayı korursunuz. Giren çıkanlar belli olur. Burayı ihlal edenlere, yapılaşmaya izin vermezsiniz. Yasa dışı, aykırı yapılaşma varsa kaldırır, burayı olduğu şekliyle korursunuz. Doğaya fazla dokunmayacaksınız, olduğu gibi kalacak. Doğaya insan müdahale ettiğinde, oradaki bir kanala kepçe vurduğunuz zaman çok çeşitli canlıları yok ediyorsunuz. Elbette bu alanların güzelliğini insanlar görecek ama insanların geçtiği yerler belli noktalar olacak. Oradan geçerken yapması gereken ve yapmaması gerekenler yazacak.
Ona göre orayı ziyaret edecek. Baktığınız zaman sahipsiz bir yer. Etrafında yapılaşma var. Tarla kazanmak için çoğu yerler doldurulmuş. Ağır ağır, sindire sindire yutuyoruz. Mesleğiniz alanına giren bu tarz konularda, üzüntüden başka bir şey vermiyor. Bu zamana kadar hangi değerimiz, koruduk? Her tarafı mahvettik ve hala mahvediyoruz. Ben yerel yönetime, ‘Vakit geçirilmeden, bir an önce buraya devletin tedbirlerini alarak, uygulamaya geçmek gerekiyor’ dedim. Bunun yolu da sınırlarını çizip, şimdiden önlemlerin alınmasıdır.”
"Turkuaz rengi suyu var"
Yamansaz Gölü’nün suyunun temiz ve turkuaz renginde olduğunu belirten Prof. Dr. Gökoğlu, zaman zaman gölde dalış yaparak, Antalya’nın jeolojisini gördüğünü ifade etti. Yamansaz’ın içerisinde su kaynakları ve zengin biyolojik çeşitlilik olduğunu dile getiren Gökoğlu, çıkan yangında hepsinin kül olduğunu söyledi.
"Yamansaz’a, yüzen çarşı örneği"
Şehrin merkezindeki Yamansaz Gölü’nün, turizme kazandırılması için nasıl değerlendirilmesi gerektiğini anlatan Gökoğlu, şöyle konuştu: “Tayland’da, ‘Yüzen Çarşı’ diye bir alan var. Tayland’a giden insanlar mutlaka orayı gezer. Orada güzel bir alan oluşturulmuş. Bizde gölün güzergah üzerine güzel bir Tayland örneği gibi şeyler yaparsak, herkesin ilgisini çeker.
Yangında yanan kamışlar yine çıkar. Yangın anında kaybedilen biyolojik çeşitlilik önemli. Birçok canlı yandı. Süreç içerisinde kamış çıkar. Esas tehlike çöp alanı haline gelmiş olmasıdır. İnsanların arazi kazanmak için doldurduğu yerleri gördüm, tamamen doldurulmuş. Yangın ayrı, bozulma ayrı tehlike. Bir an önce tedbir alınması gerekiyor.”