Bikinide serbest stil
Bu son yazımız. İster bikini ister mayo... Önemli değil. Sonsuz seçenek ve özgürlük sizin. Pek çoğunuz bikiniyle flört etmeyi tercih edecek belli... Renk renk, desenli, düz... Tek parça ya da bikiniler... Her nasılsa tercih sizin.
Bikini deyip geçmeyin. Her kadının mutlaka giymek istediği bir giysi. Biliyoruz ki, herkes bikini giyemez. İtiraf etmek gerek: Yaza doğru selülit ve göbek paniğinin altında mayo, çoğunlukla da bikini ile kusursuz görünme arzusu doruğa ulaşır. Ümitsiz bakışlarla bikini hayallerinin suya düştüğünü gören kadın sayısı hiç de az değil. Hele bu yaz... Bu yaz bikini modellerindeki çeşitlilik hayal gücümüzü zorlayacak.
Bazıları bikini giyemeyecek belki, ama giyecek olanlar plajlarda gerçek anlamda bir defile görüntüsü sergileyecekler. Neden mi? Çünkü bu yaz bikiniler giysi niteliğine büründü. Aksesuvarlısı, ceplisi, iplisi, tanklısı (üstü tank, yani minik straples bluz gibi olanlarına tankini deniyor), gümüş gibi parıl parıl parıldayanları bile var.
'Tematik' bikiniler de var bu yaz. Kamuflaj desenli asker tarzı, safari, kulüp, trekking, Bond kızı... Tabii hepsinde temasına özgü bol aksesuvara rastlanıyor. Modacıların askeri görünümden yana tercih göstermeleri haki renkleri baştacı etmeleri, bu da yetmezmiş gibi, safari ve trekking tarzı bikinileri vitrinlere taşımaları, tasarımcıların serüven tadında yaşama arzularının dışa vurumu olarak nitelendiriliyor.
ALT ÜST AYRI BİKİNİLER
'99 yılı moda açısından renk ve çiçek yılı olduğu için, renkli ve çiçek desenli bikini ve mayolar artacak. Özellikle bikinilerde kimi tasarımcıların alt ve üst parçada ayrı renk veya desen kullandıklarını da görüyoruz. Hatta modelde sentez var. Sözgelimi üst parça olabildiğince 'ekonomik', ipli bikini tarzında iken alt parça adeta bir başka bikinininki gibi şort görünümünde olabiliyor.
James Bond filmi serisinde Dr. No filmini hatırlar mısınız? Hani tropik bir sahilde Ursula Andress'in sudan çıktığı bir sahne vardır. Bej rengi bikinisi ve bıçağı ile 'silahlı ve tehlikeli' bir çıkış yapar karaya. İşte tam da bu imaja uygun bikiniler çok gözde. Nasıl bikiniler mi bunlar? Hani yandan cepli kargo pantolonlar var ya, işte onların versiyonu gibi düşünün. Alt parçada iki yanda serbest stilde cepcikler ya da yalnızca cep kapakları... Giyene maceraperest bir hava katan bikiniler bunlar. Hani bir bel çantası ya da sırt çantası ve yürüyüş ayakkabısı ister gibi yanında.
PENCERELİ MAYOLAR
Bikini ne kadar iktidar sahibi gibi görünse de hiç kuşku yok ki bu yaz yine büyük bir çoğunluk tek parça mayo giyecek. Ama tek parça mayolara da stilize ayrıntılar katmış tasarımcılar. Desen, renk ve model çeşitliliği başdöndürücü nitelikte. Pencereli mayolar da bu yıl parlak dönemini yaşıyor.
Sözün kısası mayo alışverişi yüzyılın son yazında her zamankine göre daha zor, daha hareketli ve masraflı geçeceğe benziyor. Çünkü mayo vitrinleri kreasyonları hiç bu kadar zengin çeşitle sunmamıştı.
Avuç içi kadar şeyin yüzyıllık öyküsü
İnsanın suyla tanışması uzun bir öykü. İkisinin buluşmasına mayo aracılık etti. Evet kısaca mayo. Avuç içi kadar bir şey. Ama öyküsü uzun. Yüzyılı aşıyor...
Suyla buluşma 19'uncu yüzyıla uzanıyor. Gerekçe pratik. O zamanlar deniz suyu etkin bir tedavi yöntemi. İnsanlar deniz suyuyla buluşur, ama yüzmezlermiş denizde. Özel araç gereçle deniz suyu ile ıslanırlarmış. Çeşitli hastalıkların tedavisi için suya umut bağlayan insanlar ipek ya da yünlü giysiler giymek zorunda kalırmış. Sıkı korseler ve kat kat giysiler içinde hareket etmek ne kadar kolay olabilirse o kadarlık bir özgürlük işte. Nasıl olsa amaç 'fitness' değil, tedavi. Görünüş ve stil önemli.
Birinci Dünya Savaşı'na kadar deniz giysileri moda endüstrisinin parçası olamamış. Kadınların kendi çabalarıyla oluşturdukları giysiler olmaktan öteye gidememiş. Savaşın bitiminden sonra seyahat etmenin moda olmasıyla deniz kıyılarının canlanması deniz giysilerine modanın hakimiyetini fısıldamaya başlamış. ‘‘Plaj şıklığı‘‘ kavramı böylece ilk deniz giysilerini yaratmış. Malzeme de değişmeye başlamış tabii. İpek ve saten, çoğunlukla koyu renklerde kullanılırmış. İpek ıslandığında renk değiştirdiği için, ‘‘tuzlu suya dayanıklı‘‘ ipek malzemeyle yaratılan mayolar gündeme gelmiş. Esnek, kauçuk türevi malzemelerin plajlara gelişi ise 1917'ye rastlıyor. 20'li ve 30'lu yıllar, plajlarda gerçek anlamda şıklık yarışının yaşandığı bir dönem.
Mayonun evriminde ten renginin önemli bir payı var. Bronz ten, mayo tarihine bakıldığında çok yeni bir trend. Soylu mavi kanın, yani beyaz tenin kahverengiyle buluşması uzun zaman almış. Şık hanımlar güneşten kaçmış durmuş. Kondüsyon kavramı, sıkı kaslar, fit vücutlar diye bir endişe de olmayınca hareket serbestliği sıfır kapalı giyisiler içinde süzülmüş kadınlar.
Tahmin edeceğiniz gibi güneşin dayanılmaz cazibesine sonsuza kadar inat etmek mümkün olamadı. Batı dünyası önce güneşi keşfetti. Ardından fitness'ı. Bir de ten özgürlüğünü ilan edince mayoları kimse tutamadı.
60'lı yılların sonu, 70'li yılların başı bikinilerin altın çağı oldu. 80'li yıllar tek parça mayoları ağırladı. 90'lı yıllarda özellikle de sonlarına doğru, bikinilerden vazgeçemeyeceğimizi anladık. Tıpkı modanın her alanında olduğu gibi gerçek anlamda bir çeşitlilik, yani özgünlük söz konusu.