Batarya gibi doldum
Yıldızı gün geçtikçe parlıyordu, rol aldığı projeler ses getiriyor, performansı hep övgü alıyordu. Ama o radikal bir karar verdi ve “Küçük Kadınlar” dizisini bırakıp Los Angeles’e gitti. Uzun süredir Amerika’da yaşayan, orada oyunculuk ve heykel workshop’larına katılan, yabancı dilini geliştiren Ekin Türkmen’i birkaç günlüğüne geldiği İstanbul’da yakaladık. Oradaki hayatının detaylarını ve gelecek planlarını sorduk. ışte yanıtları, işte Türkmen’in yeni hayatı...
* Amerika’ya ne kadar süreliğine gitmiştiniz?
- Aslında amacım yüksek lisans yapmaktı. Sonra vazgeçtim. Çok sıkılınca ve İstanbul’u özleyince de çıkıp geldim. Yani 4,5 ay kalmış oldum. Ama tekrar gideceğim.
* Neler yaptınız orada?
- UCLA Üniversitesi’nin ıngilizce kurslarına gittim. Yaz okullarına devam ettim. Derken senaryo ile ilgili bir kursta buldum kendimi. Oyunculuk workshop’larına katıldım. Orada o kadar çok seçenek vardı ki. Heykel yaptığım için bununla ilgili eğitim de aldım. Dinlendim en önemlisi.
* Diziden ayrılmanıza değdi mi?
- Öyle bir kıyaslama yapmama gerek yok, ama artık bırakmam gerekiyordu. Ben İzmir’den İstanbul’a gelirken de “İstanbul’a gitmek istiyorum” dedim ve kendimi burada buldum. O öyle bir dönemdi, şimdiyse Los Angeles’ta biraz yaşamam gerekiyor. Çok eğleniyorum.
* Orada nasıl bir yerde kalıyorsunuz?
- Üniversitenin yakınlarında, tamamen öğrencilerin olduğu bir semtte ev tuttum. Havası, suyu İzmir’e çok benziyor zaten. Hiçbir zaman çok soğuk olmuyor. Çok rahat ve güzel...
LOS ANGELES İZMİR GİBİ
* İstanbul’dan farkı ne sizin için?
- Kaos yok bir kere... New York tıpkı İstanbul gibi, ama Los Angeles onlara oranla daha sakin. Dinlenmek için çok doğru bir adres... Ama eğer bu tempoya alışmışsan, bir süre sonra ritmi çok düşük gelebiliyor. İstanbul’un kaosunu özlüyorsun. ınsanlar sakin, trafik yavaş akıyor, alışveriş yaparken kasada saatlerce konuşuyorlar. İzmir de böyledir mesela... Sürekli bir siesta hali yaşanır.
* Oradan bakınca İstanbul size ne ifade ediyor?
- İstanbul dünyanın en güzel şehri. Burayı ve ailemi çok özledim.
* İstanbul’da ne kadar kalacaksınız?
- Artık çok dinlendiğim için çalışmak istiyorum aslında... Batarya gibi doldum. Güzel iş görüşmelerim var. Dizi projeleri gündemde... Son duruma karar verip ona göre tekrar gideceğim. Orada ne kadar kalacağımı da burada kalacağım günler belirleyecek.
* Orada yaşamınızı nasıl idame ettirebildiniz?
- Orada öğrenciler kampus içinde çalışabiliyorlar da, öyle bir şansları var yani... Ama ben bunu tercih etmedim. Çünkü tamamen dinlenmek ve kendimi geliştirmek için gitmiştim Amerika’ya... Yedi senedir hiç durmadan çalıştığım için buna ihtiyacım vardı.
* Bağlantıları nasıl kurdunuz peki?
- Ben çocukluğumdan beri tek başıma gezmeye meraklıyımdır. Orada arkadaşlarım da olduğu için her şeyi kendim yaptım. Zaten ev tutmak için web sitesine giriyorsunuz. Bütün prosedürler o kadar düzenli ki, hiçbir şeyi yanlış yapma ihtimaliniz yok. Tabii biraz da sosyal olmak zorundasınız.
BİR SÜRE DİZİ YAPMAYACAĞIM
* Hangi etkinliklere katıldınız?
- “Burning Man”e gittim. Bir de Cadılar Bayramı’nda caddelerin kapatıldığı bir festival vardı, ona katıldım. New York’a gittiğimde de ılhan Erşahin’in Nublu mekanında aldım soluğu. Orada 10 gün kaldım, bunun üç gecesinde aynı mekandaydım.
* Los Angeles’taki Türkler ile aranız nasıldı?
- Cumhuriyet resepsiyonuna katıldığımdan beri Los Angeles’taki bütün Türkler’i tanıyorum. Bir de uzun süre yurtdışında kaldığınız zaman milliyetçi duygularınız kabarıyor.
* Şu an ne yapmak istiyorsunuz?
- Bir süre dizi yapmam herhalde... Tiyatro, sinema, reklam gibi seçimler sayesinde daha yavaş bir hayatım olur diye düşünüyordum. Ama orada öyle bir şarj oldum ki, dizi temposunu bile kaldırabilecek durumdayım.
* Bazı oyuncular “Diziyi para için yapıyoruz” diyor, sizin için de geçerli mi o söz?
- Ben dizi setinde olmayı seviyorum. Dizi süreleri uzun olduğu için yorucu olabiliyor ama oyunculuk kadar sevdiğim başka bir meslek yok. Tek dezavantajı doğru dürüst uyku uyuyamadığımız için iyi oyun verememek, bu durum oyuncuları rahatsız ediyor haliyle... Öyle olmasa hiç durmadan oynayabilirim.
* “Küçük Kadınlar”ın son halini izlediniz mi?
- Oradayken yeni dizileri takip ettiğim için izlemedim ama seyirciler beni çok özlediklerini söylüyorlar. Hep “Niye öldünüz?” diye soruyorlar.
* Neden öldünüz?
- Öyle gerekiyordu... Dinlenme zamanım gelmişti.
KEŞKE SEVGİLİM OLSA
* Özel hayatınız nasıl gidiyor? Sevgiliniz yok mu?
- Yok, gerçekten yok. Keşke olsa da söylesem...
* Orada mı bıraktınız yoksa?
- Ben zaten Akdeniz erkeği, Türk erkeği seviyorum. Bir Amerikalı ile imkansız.
* Neden?
- Kuzeyli insan bana acayip geliyor. Sıcakkanlı olması lazım. O yüzden...