GeriSeyahat Başbakanın gereksiz öfkesi...
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Başbakanın gereksiz öfkesi...

Başbakanın gereksiz öfkesi...

Her parti lideri iktidar koltuğunu hayal eder...

 

Partiler, iktidar için tüm araçları kullanmak isterler. Bunların başında ise medya gücü gelir. O koltuğa giden yolu kısaltan, en azından yardımcı olan medya gücünü yanına çekmeye çalışırlar.

 

Sonuçta gazeteciler için hoşgörü ön plandadır.

 

Yani medya ile iyi geçinmek zorunda hissederler kendilerini.

 

Liderler, herşeyi şeffaf biçimde vermeye çalışan medyanın gücünü bilirler ama nedense bir yere kadar.

 

Yani iktidara gelene kadar.

 

Yani iktidar olduklarında artık başarıdan başarıya koşacaklarını sanırlar.

 

Oysa medya her zaman ve herkese, bir gün değil hergün gerekebilir.

 

İşte bunu bilenlerin sayısı ne yazık ki çok az.

 

İktidara gelmek için basının desteği ne kadar gerekliyse onu sürdürmek de yine basının desteği ile mümkündür.

 

En azından destek olmasa medyanın devamlı köstek olmaması gerekir.

 

Yalakalık yapan yapar, yapmayan eleştirilerine devam eder.

 

İşte başa gelen başbakanlar nedense her türlü eleştiriye açık olamıyorlar.

 

Çoğunluğu açık olamıyor.

 

Bunlardan birisi de RTE...

 

Recep Tayyip Erdoğan karikatürlere ve onu çizenlere karşı hoşgörüsüz.

 

Onları mahkeme kapılarına sürüklüyor.

 

Üstelik bir kuruşluk dava yerine milyarlık davalar açıyor.

 

Yani “manevi tazminat” davasını “maddi gelir” haline getirmek için değişik bir yöntem izliyor.

 

Bazen kazanıyor, bazen kaybediyor.

 

Eleştirileri hazmedemiyor.

 

Yani hazmetme kapasitesi sıfır.

 

Şimdi de soru soran meslekdaşlarımıza sordukları sorudan dolayı sert çıkışlarda bulunmaya başladı.

 

Hatta PKK ile ilgili bir soruyu “vatana ihanet” noktasına taşıdı.

 

Yıllar yılı İnönü, Demirel, Ecevit ve Erbakan gibi liderlerin gezilerine kaldım. Basın toplantılarında bulundum.

 

Hiç birinin RTE kadar öfkeli olduğunu görmedim.

 

Rahmetli İnönü harika bir parti lideriydi. Muhalif basını yanına çekmeye çalışır, iyi ilişkiler kurmayı hedeflerdi.

 

Ecevit için ayni cümleleri kulllanmam zor. Ecevit de biraz RTE’ye yakın politika izler, icraatı yanlış dahi olsa pembe gözlüklerle bakılmasını isterdi. Tabii Ulus Gazetesi’nden yetiştiği için kendilerinden olanlara sıcak dururdu.

 

Demirel ise kendisine destekleyen ve desteklemeyenlere aynı mesafede durmaya özen gösterirdi.

 

Kızardı zaman zaman ama o kadar. Kızmak ne, köpürürdü.

 

Zaten Demirel’in kızdıran gazeteci hep kazançlı çıkar.

 

Nedeni, kızdığı zaman söylediği sözler tarihi nitelik taşır da ondan.

 

Ama kızarken bile yüzü kızaran bir başbakan portresi çizerdi Demirel.

 

Oysa Recap Tayyip Erdoğan son derece katı bir politika izliyor medya karşısında.

 

Hoşgörüüsüz...

 

Fazla öfkeli.

 

Biraz peşin hükümlü.

 

Keskin sirke gibi...

 

Kendisi bilir.

 

Ne diyelim...

 

Sezai Bayar

 

False