Balıklıgöl'ün simge camisi ibadete açılıyor
İnanç turizminin önemli merkezlerinden Şanlıurfa'daki tarihi Balıklıgöl yerleşkesinin simgesi sekiz asırlık Döşeme Camisi'nde dört yıldır süren restorasyon çalışmaları, tamamlanma aşamasına geldi.
Eyyubiler döneminde 1211 yılında Hazreti İbrahim'in ateşe atıldığında düştüğü rivayet edilen makamın bulunduğu alanda inşa edilen ve Balıklıgöl'ün güneybatı kıyısında yer alan Döşeme Camisi, Osmanlı döneminde medrese, mezarlık ve Hazreti İbrahim'in makamından oluşan bir külliyeye dönüştürüldü.
Son olarak 1810 yılında temelinden restore edilerek bugünkü halini alan cami, Hazreti İbrahim'in ateşe düştüğü Halilürrahman Gölü kıyısında bulunması dolayısıyla her yıl yüzbinlerce yerli ve yabancı ziyaretçiye ev sahipliği yapıyor. Camide, zeminin Balıklıgöl'e doğru kayması ve çatlaklar oluşması nedeniyle 2015 yılında Vakıflar Şanlıurfa Bölge Müdürlüğü tarafından restorasyon çalışması başlatıldı. Yaklaşık dört yıldan bu yana devam eden restorasyon çalışmalarında sona gelindi.
Açılışı ramazan ayı sonrası olarak planlanıyor
Şanlıurfa Vakıflar Bölge Müdürü Mehmet Ali Palalı, Halilürrahman ve Makam Camisi olarak da bilinen camide, yıllardır hassas ve kapsamlı bir restorasyon çalışması yürüttüklerini söyledi. Camide kayma ve su sızıntısı konusundaki problemin çözüldüğünü belirten Palalı, restorasyon çalışmalarının ayrı ayrı ekipler tarafından bilim adamları gözetiminde gerçekleştirildiğini dile getirdi. Çok özel ve farklı şartları bulunan bir restorasyon çalışması gerçekleştirdiklerini anlatan Palalı, "Restorasyonumuz tamamlanma aşmasına gelmiştir. Döşeme Camisi'nin ibadete açılışı ramazan ayı sonrası olarak planlanmaktadır. İbadete açıldıktan sonra da cami avlusu ve üstündeki kalan aksaklıklar giderilecektir. Öncelikle 1987 ve 2009 yıllarında Balıklıgöl'ü temizlerken suyun boşaltılması sırasında camimizde suya doğru bir kayma meydana gelmiştir. Eğer Vakıflar Bölge Müdürlüğümüz müdahale etmemiş olsaydı camimizin suya doğru yıkılma tehlikesi söz konusuydu." diye konuştu.
"Zemini sabitlendi çatısındaki yükü kaldırıldı"
Palalı, caminin en az 50 yıl daha onarım görmemesi için kapsamlı bir restorasyon çalışması yaptıklarını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Öncelikle zemin yapısı sağlamlaştırıldı. Yerin 4,5 metre altında bulunan kaya tabakasına zemin sabitlendi. Caminin üst örtüsündeki mozaik ve betonarme kalıntılarıyla oluşan 50 santimlik yük kaldırıldı. Son derece modern sistemlerle caminin üstünün izolasyonu yapıldı. Cami içerisindeki su yapısının tehlikeli olduğu görüldü yurt içinden ve dışından uzmanlar getirilerek, yürütülecek çalışmalar için fikir birliği yapıldı. Bugün camimiz son aşamaya geldi, Gaziantep'ten gelen ve Türkiye'de su altı yapıları konusunda uzman olan bir ekiple çalışıyoruz. Burada çok önemli bir çalışma yapıldı. Bir yandan cami yapısı sağlama alındı, bir yandan balıkların normal hayatını devam ettirmesi sağlandı, bir yandan da su kaynaklarının akışı normal olarak sağlandı. Bu şartlarda çalışma yapabilmek bizim için gerçekten zor oldu emeği geçen herkese teşekkür ediyorum."
"Maliyeti 3,5 milyon lira"
Cami restorasyon kontrolörü Hakan Demir de yapının çok özel şartlar taşıyan ender camilerden biri olduğunu söyledi. Çalışmaların büyük bir titizlik ve hassasiyetle yürütüldüğünü belirten Demir, şunları kaydetti:
"Bu özel yapının özel problemleri oluyor, tamamen su içerisinde olduğu için zeminde bazı temelle ilgili problemler çıktı. Hemen müdahale edilemedi. Gerek su kaynakları gerekse de balıkların bulunmasından dolayı çalışmalar zor yürüdü. O yüzden çok hassas çalıştık. Sağlam zeminin dörtle yedi metre arasında olduğunu tespit ettik. Zemin güçlendirme çalışması yaptık. Şu anda yapı, sağlam bir zemine ulaşmış durumdadır. Çalışmalar üç bilim kurulu ve 15 işçinin ayrı ayrı dönemlerde çalışmasıyla sürdürüldü. Yapının maliyeti yaklaşık 3,5 milyon liradır normalde iki yıllık bir işti ancak iş artışı ve zemin problemleri dolayısıyla çalışmalar dört yıla çıktı."