Avrupa'nın bittiği ada: Svalbard
Seattle, önce gökyüzünden insanı kendine âşık ediyor. Dağlar hâlâ karlı. Zirvelerine henüz yaz gelmemiş. Yamaçları ormanlarla kaplı. Tıpkı yeşil etek giymiş güzel kadınlara benziyor. Dağlara kadınlık mı, yoksa erkeklik mi yakışır? Aslında duruşları, heybetleri, korkutuculuklarıyla daha erkeğimsi görünüyor. Ama gizemleri, kadınları çağrıştırıyor.
Seattle, önce gökyüzünden insanı kendine âşık ediyor. Dağlar hâlâ karlı. Zirvelerine henüz yaz gelmemiş. Yamaçları ormanlarla kaplı. Tıpkı yeşil etek giymiş güzel kadınlara benziyor. Dağlara kadınlık mı, yoksa erkeklik mi yakışır? Aslında duruşları, heybetleri, korkutuculuklarıyla daha erkeğimsi görünüyor. Ama gizemleri, kadınları çağrıştırıyor.
Dağların biri hepsinden heybetli, mağrur. Kızım o dağ hakkında çok şey anlatıp, görüntüyü kaçırmamam konusunda beni uyarmıştı. Bu dağın ismi Rainier Yanardağı. Uzmanlara göre, dünyadaki 16 en tehlikeli yanardağ arasında, tehlike sıralamasının tepesinde yer alıyor. Yani her an patlayabilir. Umarım bu sürprizi yapmak için beni beklemiyordur.
Uçak yanardağı geçince süzüldü, göllerin, adaların, ormanların üstünden geçip, Seattle Havaalanı’na indi. Kızımla kucaklaşıp ilk soruyu sordum: “Bu sıcak da ne?” Yıl boyu Skype aracılığıyla yaptığımız konuşmalarda gri gökyüzünden bahsetmiş, iPad’inden gökyüzünde uçuşan gri bulutları göstermişti. Temmuzda üşüyeceğim için sevinmiştim ama hava bana sürpriz yapmıştı.
7 TEPELİ SEATTLE
Seattle, hem havasıyla hem de atmosferiyle ilk görüşte sımsıcak sarmaladı beni. Eve doğru yol alırken gördüklerim, bir Amerikan kentinden çok bir Avrupalı kenti andırıyordu. Tanıdıkça bu kentin Amerika’nın Avrupalısı olduğunu anladım. Seattle da İstanbul gibi yedi tepeli. Her iki kent de büyük bir deprem beklentisi içinde. İkisi de ülkelerinin kuzeybatısında. Ancak İstanbul’daki kargaşa, trafik, betonlaşma, vurdumduymazlık burada yok.
Sakin, telaşsız, yeşil, trafiksiz, insana saygılı bir kent Seattle.
Yaşamın keyfini sonuna kadar hissettiriyor. Önce tepeleri keşfetmeye çalıştım. Kızımın oturduğu Quenn Anne tepesi, tüm kente hâkim. Küçücük parkından binaların tümü, arkada Rainier Yanardağı, liman görünüyor. Kentin en güzel pozu bu parktan yakalanıyor. Biraz ötedeki diğer park ise okyanusa serpilmiş irili ufaklı adalara bakıyor. Burada, güneş batımını izlemeye doyamadım.
Tepelere tırmanan dik yokuşlar, insanın nefesini kesecek cinsten. Onun için o yokuşlardan hep indim, çıkmaya ise hiç teşebbüs etmedim. Benim gözümü korkutan bu yokuşlardan insanlar koşarak, bisikletle çıkıyorlar. Zaten, bütün kent halkı ya koşuyor ya da bisiklete biniyor.
Diğer tepelerin hepsi bir başka güzelliği gözler önüne seriyor. Ama ön planda hep çiçekler ve yeşil ormanlar var. Seattle, takma adı çok olan bir şehir. Kimi ona ‘Kraliçe Şehir’, kimi ‘Alaska Kapısı’, kimi ‘Yağmur Şehir’, ‘Zümrüt Şehir’ veya ‘Çiçek Şehir’ diyor. Boeing firmasının burada uçak üretimi yapması yüzünden, ‘Jet Şehir’ diyenler de var. Kent, tüm bu lakapları hak ediyor gördüğüm kadarıyla. En keyif aldığım barlar buradakiler oldu. Cazın en güzelini, şarabın en lezzetlisi eşliğinde bu barlarda dinledim. Buralarda çok renkli dostlar edindim. Aralarında eşcinseller de vardı. Seattle, tüm Amerika’da eşcinsel nüfusun en fazla olduğu kent. Nüfusun yüzde 2.5’unun cinsel tercihi bu yönde. Bu bar sohbetleri sırasında, kentin geçmişi hakkında da birçok şey öğrendim. Örneğin bu toprakların asıl sahibinin yerliler olduğunu, Kanada’ya altın aramaya gelen beyaz adamların onlarını yerlerinden yurtlarından ettiklerini, kentin adını, buradaki Kızılderili kabilelerin şefi Si’ahl’dan aldığını...
KENTİN YARISI AMAZON
Seattle ayrıca ilkler kenti. Dünya devi birçok şirket, ilk siftahı burada yapmış. Örneğin Microsoft, Amazon, Starbucks kahveleri burada doğmuş. Boeing, tüm dünyaya buradaki fabrikasında uçak üretiyor. Ayrıca Amerika’da ilk genel grev burada gerçekleşmiş. Bu yüzden Seattle varlıklı bir kent. Kentin yarısına, neredeyse Amazon firması yayılmış. Sadece kitap sattığını sandığım Amazon’un, her şeyi sattığını burada öğrendim. İsteyene bebek arabası, isteyene pizza, isteyene hazır yemek... Kentin geri kalan bölümünüyse Washington Üniversitesi’nin binaları kaplamış. 50 bin öğrencisi ile Amerika’nın en büyüklerinden olan üniversite kentin gözdesi.Seattle’da bir ilk de geçen ay gerçekleşti. Yasal marihuana satışı başladı. Burası, Amerika’nın Asya’ya açılan kapısı aynı zamanda. Limandan kalkan gemiler Asya’ya özellikle Çin’e mal taşıyor, oradan mal getiriyor. Bu kapıdan ayrıca kente birçok göçmen geliyor. Onun için Seattle’da kalabalık bir Çin kolonisi yaşıyor.