GeriSeyahat Artık kısa boylular da babet giyiyor
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Artık kısa boylular da babet giyiyor

Artık kısa boylular da babet giyiyor

“Aramızda kalsın, 500 çift ayakkabım var. Eşinden fazla ayakkabıya sahip nadir erkeklerdenim” diyen Ziylan Grup Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ziylan, Flo ve Polaris mağazalarının sahibi. Mehmet Ziylan ile hem Türk insanının ayak yapısını konuştuk hem de işin dışındaki gündelik yaşamını

102 Flo ve 100 Polaris mağazasına sahipsiniz. Türk insanının ayak yapısına ilişkin önemli bilgilere sahip olmalısınız?
- Türkiye’nin doğusu ve batısı çok farklı. Batıda 36 numara kadın ayakkabısı çok talep görmez, 37 numaradan başlar. 39-40 numara çok satıyor. 41 numara kadın ayakkabısınaysa acayip talep var.

Ayakların büyümesini neyle açıklıyorsunuz?
- Beslenmeyle çok alakalı. Bakın boylar da uzadı.

Doğuda daha mı küçük ayaklar?
- Aynen öyle! Doğudaki mağazalarda çoğunlukla 35-36 numara kadın ayakkabısı satar.

Erkek ayaklarında durum nasıl?
- Batıda 45-46 bile gider. Doğuda 40-43 numara gider, 43 numaranın üstü istenmez.

Kadında küçük ayağı önemseyen bir toplumuz ama, değil mi?
- Kesinlikle. Türk kadını ayaklarını olduğundan küçük göstermek ister.

Nasıl yani?
- Örneğin 38 numara ayağa bir kadın dar kalıplı bir modelde 39 numara ayağına olursa almaz. “Benim ayağım 38 numara” der.

Genel ayakkabı zevkimiz nasıl?
- İtalyanlara ve İspanyollara benziyor. Türk kadını estetiğe önem verir. Yaşlılar da öyle. Kendi anneme topuksuz ayakkabı veremiyorum. Ama yeni nesil moda takıntılı.

Kendine uygun olandan çok trendleri mi takip ediyor?
- Örneğin eskiden kısa boylular babet giymezdi. Şimdi yeni nesil kısa da olsa babeti ayağından çıkarmıyor.

Ayakkabı zevklerimizde başka neler değişti?
- Eskiden renkli ayakkabı satamazdık. Vitrinde fuşya ayakkabıyı beğenir, dener ama gider onun siyahını alırdı. Artık rengarenk ayakkabılar alıyorlar.

Kadınların ayakkabı tutkusuna ne diyorsunuz?
- Bence ayakkabı gıdadan sonra ikinci temel ihtiyaç maddesi. Dünyada ayakkabıların yüzde 65’ini kadınlar satın alır. Kadınlar olmasa perişan oluruz.

KARİYER
Haylaz bir öğrenciydim

* Ayakkabıcılık benim için baba mesleği. Ama o zaman sadece ayakkabı tabanı üretirdik.
* Bütün tatillerde çalışırdım. Patron çocuğu gibi değildim. Üstelik ek mesailerimi de ödemezlerdi.
* 3-4 yaz çalışıp ancak bisiklet satın alabilmiştim. “Beni sevmiyorsunuz” deyip isyan ettim. Babam, “Gün gelir anlarsın” demişti; anladım.
* Okulda haylaz ve başarısızdım. Tek pişmanlığım üniversite okumamak. Eksikliğini hep hissettim. İngiltere’de iki yıl altı aylık programlarla bu eksikliği gidermeye çalıştım.
* Polaris ve Flo ile Türkiye’nin en büyüklerinden olduk.

TOPLANTI
Hiperaktifim, toplantıyı uzatmam


* Toplantı süresi 1.5 saati geçmemeli. Geçerse verim azalır.
* Haftada bir yönetim kurulu toplantısı yaparız. Bölünmeyelim diye normal saatlerde toplanmayız.
* Sabah 07:30’dan 08:30’a kadar toplantı yaparız. Ne telefon çalar ne başka bir şey böler.
* Hiperaktif biriyim, uzarsa feci sıkılırım; kimse tutamaz.
* Yüzde 60 konuşur, yüzde 40 dinlerim. Çabuk karar alırım ve ikna edilebilirim.

GÜNE BAŞLARKEN
Spordan ve müzikten vazgeçmem


* Babamdan kalma alışkanlıktır; geç yatmam geç kalkmam. En geç 24.00’te yatağa devrilirim.
* Sabahları 07.00 gibi kalkarım.
* Kesinlikle sabah insanıyım; gayet zinde ve mutlu kalkarım.
* 7-8 saat uyku yeter.
* Sabahları spor ve müzikten vazgeçemem. Mutlaka duş alırım.
* İşe gitmem 15 dakika sürer. 08.30 gibi işte olurum.

SPOR
Kavgalı basket maçı


* Her sabah sahilde 50-60 dakika yürürüm; koşarım.
* Haftada bir gün arkadaşlarla basketbol oynarız. Çok sıkı maç yaparız; bazen kavga bile ederiz. Bir maçta omzumu kırmıştım.
* Kışın imkân bulursam kayağa giderim.
* Yüzmekle pek aram yok.
* Öğrenciyken de okul takımında ve Yeşilyurtspor’da basketbol oynadım.

BESLENME
25’ime kadar balık yemedim


* Hayatım boyunca kilo problemim oldu. 5 kez 20 kilo aldım-verdim.
* Karnım aç, doyayım diye yemek yemem. Bir sandviçle karnımı geçiştirmem. Zevk için yerim.
* Bir ülkeye, şehre gitmeden mutlaka restoranları araştırırım.
* Yemeyi de yedirmeyi de severim. Çok kişinin yemek danışmalıyım.
* Etçiyim. 25 yaşına kadar ağzıma balık koymadım. Şimdi her gün yiyebilirim.
* Çok güzel kebap yaparım. Onun dışında yumurta bile kıramam.

MEKAN
Suşi yiyen Allah’ın Anteplisi


* Yemeğin kalitesi de mekanın atmosferi de önemli. Ama önce lezzet!
* Çok salaş yerde de yerim. Arabadan, tekneden balık ekmem yerim. Hem de ailece gideriz.
* Balıkta Eftalya, kebapta Kaşıbeyaz.
* Yeni yerleri denerim. Mekan ararım.
* Kora, Çin, Japon, İtalyan severim. “Allah’ın Anteplisi suşi yiyor” derler.

TATİL
Tekne arkadaşım Cihan Kamer


* Tatili uzun yapamam, aşırı da sevmem.
* Çocuklarla yaz ve kış birer hafta (aslında 5 gün) tatil yaparız.
* Yan gelip yatamam, güneşlenemem; sıkılırım.
* Son yıllarda tekne sevmeye başladım. Cihan Kamer ve birkaç tekneli arkadaş...
* Kışın Uludağ’da kayak, bazen de Afyon’da kaplıca...
* Tatillerde genellikle 4-5 aile gideriz.

OTOMOBİL
Şoförlüğü kimseye kaptırmam

* Otomobillere çok düşkünüm. Çocukluk hastalığım.
* Otopark, trafik problemi yoksa kendim kullanırım. Arkadaşlarla gidersek de kimseye kaptırmam şoförlüğü.
* Şu anda Porsche kullanıyorum. Performansı dehşet verici.
* Bir de BMW 745 var.

HOBİ
Kanun çalmak istiyorum


* Sinemaya gitmeyi çok severim. iPod’um da 4-5 bin şarkı var.
* Sanat müziğine aşığım. Bir enstrüman çalmadan bu dünyadan gitmek istemiyorum. Kanun çalmak istiyorum.
* Maalesef kitap okuma alışkanlığım pek yok.
* Dünyanın her yerinden maket ayakkabı alıyorum. Sayıları 200’ü buldu.
False