GeriSeyahat Anadolu’da farklı boyutlarıyla Atatürk’ü hissedebileceğiniz yerler
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Anadolu’da farklı boyutlarıyla Atatürk’ü hissedebileceğiniz yerler

Anadolu’da farklı boyutlarıyla Atatürk’ü hissedebileceğiniz yerler

10-16 Kasım tarihleri arası Atatürk Haftası olarak kabul ediliyor. Biz de bu özel gün için Atatürk'ün yaşamı boyunca iz bıraktığı yerlerden bazılarını derledik.

Kurtuluş mücadelesine adım attığı yer: Bandırma Gemi Müzesi, Samsun

Osmanlı İmparatorluğu’nda bir sancak o zaman Samsun... Yerleşik, kozmopolit bir yer. Kendince bir iskele... Fevkalade yetkili bir müfettiş paşa, İstanbul’dan gelmiş. Ancak arz-ı tazimle karşılanabilir. Öyle de oldu. O da fazla emir vermedi. Zaten Samsun’da bir şey yapmaya niyeti yoktu. Ama Samsun’a yaptığı yolculuk önemlidir.

Anadolu’da farklı boyutlarıyla Atatürk’ü hissedebileceğiniz yerler


Çünkü o yol, Anadolu’ya geçiş yolu, o yolculuk da hedefe giden yolculuktur. Savaş, 19 Mayıs’ta Samsun’a adımını attığı gün başladı. Onu 1919’da Samsun’a getiren Bandırma Vapuru, 1924’te emekli edilerek Haliç’te söküldü. Gemi 2005’te orijinal çizimleri referans alınarak yeniden yapıldı. Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından ‘Bandırma Gemi Müzesi’ne dönüştürüldü. Müzede Samsun ve ilçelerinden İstiklal Savaşı’nda şehit olan 1200 kişinin adlarının olduğu yazıt, Milli Mücadele’yi anlatan bronz rölyefler ve İstiklal Mücadelesi’nde kullanılan top, tüfek, torpido, denizaltı mayınları gibi savaş malzemeleri sergileniyor. 

Anadolu’da farklı boyutlarıyla Atatürk’ü hissedebileceğiniz yerler


Milli Mücadele’nin duyurulduğu yer: Saraydüzü Kışla Binası, Amasya

Amasya, Osmanlı devleti zamanında şehzadelerin yetiştiği bir kent olmanın yanı sıra ‘Amasya Tamimi (Genelgesi)’nin imzalandığı yer olarak da Cumhuriyet tarihinde büyük öneme sahip. 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkan Mustafa Kemal Paşa, buradan Havza’ya, oradan da 12 Haziran 1919’da Amasya’ya gelmiş ve şehrin girişinde kentin ileri gelenleri tarafından coşkuyla karşılanmıştır. 21-22 Haziran gecesi Amasya’da hazırlanarak tüm mülki ve askeri yöneticilere gönderilen genelgeyle Milli Mücadele’nin amacı ve yöntemi belirlenmiş, Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarının imzasıyla tüm yurda duyurulmuştur. ‘Amasya Genelgesi’nin imzalandığı ‘Saraydüzü Kışla Binası’ 1986’da heyelan tehlikesi nedeniyle yıkıldı. Aslına uygun olarak tekrar inşa edilip, 2007’de açıldı. Yıl boyunca, sabah 08.00-17.00 arası ziyarete açık müzede Mustafa Kemal’in Amasya’ya gelişini canlandıran balmumu heykeller, burada kaldığı sürece gelişen olayların anlatıldığı bilgi panoları ve görseller yer alıyor.

Tarih sahnesinde gücünü gösterdiği yer: Conkbayırı, Çanakkale

Çanakkale Savaşları, Mustafa Kemal’in tarih sahnesinde gücünü göstermesini sağlar, düşman güçler Gelibolu Yarımadası’ndan ayrıldıktan sonra, ismi ‘Çanakkale Galibi’ olarak ün yapar. 18 Mart 1915’te düşman, Çanakkale Boğazı’ndan geçemeyeceğini anlayınca 24 Nisan sabahı yarımadaya karadan çıkarma yapmış ama 10 ay boyunca sahilden ileriye gidememişlerdir. Yarbay Mustafa Kemal, savaşın ileri safhalarında Anafartalar Grup Komutanı olur. 10 Ağustos 1915 günü taarruz emri verdikten kısa bir süre sonra, harekâtı yönettiği tepe yakınında patlayan bir bombadan kopan şarapnel parçası göğsünün sağ tarafına isabet eder. Cep saati sayesinde ölümden kurtulur ve kader Atatürk’ü Türk milletine bağışlar... İşte bu olayın yaşandığı Conkbayırı, o günkü izleri halen taşıyor. Gelibolu Yarımadası‘nın batı sahilinde, Kabatepe ile Suvla Koyu ve Rakımlı Tepe ile Besim Tepe arasında kalan tepenin ismidir Conkbayırı. Tepeden körfeze bakıp hayal kurduğunuzda yüzlerce gemiden atılan bombaların sizi tesiri altına aldığını rahatlıkla hissedersiniz.

Anadolu’da farklı boyutlarıyla Atatürk’ü hissedebileceğiniz yerler


'Kurtuluş'un ardından kaldığı yer: Uşakizade Köşkü, İzmir

Atatürk denince İzmir’de çeşitli simge mekânlar var. İlki; ‘Uşakizade Köşkü’. İzmir Göztepe’de 1860 yılında yapılmış bir evdir. Atatürk ilk defa İzmir’in kurtuluşunun altıncı günü, 14 Eylül 1922’de Uşakizade Köşkü’ne gelmişti. Burada 16 gün kalıp; köşkü ‘Başkomutanlık Karargâhı’ olarak kullanmıştı. Atatürk, 29 Ocak 1923 tarihinde Latife Hanım’la Göztepe’deki bu köşkte kıyılan nikâh ile evlenmişti. İkincisi, Kordon’daki Atatürk Evi Müzesi. Bu ev modern Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomi politikalarının belirlendiği yerdir. Atatürk İktisat Kongresi için geldiği İzmir’de 13 Şubat 1923’te bu evi kullanmıştı. 13 Ekim 1926’da bina İzmir Belediyesi tarafından satın alınmış, Atatürk’e hediye edilmiştir. Atatürk 1930-1934 arasında İzmir’e beş kez gelmiş ve her gelişinde burada kalmıştır. Üçüncü yer ‘Latife Hanım Köşkü Anı Evi’dir. Köşk, Latife Hanım’ın ailesine aitti. Atatürk’ün annesi, Zübeyde Hanım son günlerini burada geçirmiş ve bu evde vefat etmişti.

Cumhuriyet’in ilklerinin yaşandığı yer: Pembe Köşk, Ankara

Atatürk’ün Ankara’daki resmi evi Çankaya Köşkü’ydü. Ancak haftanın birkaç akşamını  birkaç yüz metre aşağıdaki ‘Pembe Köşk’te geçirirdi. Bu evde, Atatürk’ün ‘ikinci adam’ı İsmet İnönü i oturuyordu. Pembe Köşk, Ankara ‘da sosyal ve kültürel hayattaki pek çok ‘ilk’e sahne oldu. Atatürk’ün devrim çalışmaları burada gerçekleşti. 1927’de Ankara’nın ilk balosu burada verildi. Yemek odasının döşenmesinde Atatürk’ün emeği geçmişti. Atatürk, akşamları İnönü’ye telefon eder ve gelmek istediğini bildirirdi. Evde konukları için yemek yoksa kendisi getirirdi. Pembe Köşk, yılda iki defa ziyarete açılıyor. 1 Aralık 2019’a kadar ‘Demokrasiye Geçiş Çabaları: 1945-1950’ başlıklı sergi var. İçeride, Atatürk’ün yemek yediği sofrayı, Kurtuluş Savaşı’nda kullanılmış silahları ve İnönü’nün kişisel eşyalarını görebilirsiniz.

Anadolu’da farklı boyutlarıyla Atatürk’ü hissedebileceğiniz yerler



Doğa sevgisini pekiştirdiği yer: Yürüyen Köşk, Yalova

Atatürk, 1 Ağustos 1929’da Bursa’ya giderken Yalova açıklarında bir çınar ağacı gözüne çarpar. Karaya çıkarak ağacın dibinde dinlenir. Ağacı çok sever ve buraya bir köşk yapılmasını ister. Köşk 22 günde yapılır. Ertesi yıl bir sorun çıkar; ağacın dallarından biri sürekli köşkün çatısını rahatsız etmektedir ve kesilmesi gerekir. Bunu duyan Atatürk ağacın dalının kesilmesi yerine köşkün taşınması emrini verir. 8 Ağustos 1930 tarihinde bina çevresindeki toprak kazılıp yapının temeline inilir. İstanbul’dan getirilen tramvay rayları döşenir ve bina 4.80 metre civarında kaydırılır. İki gün süren çalışmaların ardından ulu çınar ağacı kesilmekten kurtulur. O günden beri köşkün adı Yürüyen Köşk olarak kalır. Köşk ve ağaç tam 89 yıldır aynı yerde duruyor. Atatürk, bu olayla daha dünyada çevre hareketleri başlamadan onlarca yıl önce örnek bir çevre dostu olduğunu göstermiştir. Köşk, 2006’da müze olarak ziyarete açıldı. 

 

False