Amerika’da bağ yolunda

Kendinizi mistik sekoya ormanından kurtarabildiğinizde, Napa ya doğru tekrar yola koyulun. Vallejo’ya geldiğinizde direksiyonu kuzeye kırın ve aniden yüzünüze bir ipek mendil gibi sürünen rüzgârın o ilk temasına hiç şaşırmayın. Doğru yoldasınız demektir.  İki yanı yeşilin her tonuyla sarmalanmış bir kuşağın içinde 10-15 dakika yol aldıktan sonra Napa kasabasına ulaşacaksınız.

�

The Chateau’nun önü rengârenk çiçeklerle örtülü verandasında serinletici bir şeyler içerek, biraz soluklanma fikrini bastırın ve St. Helena yönünde devam edin. Yolunuzun sık sık sizi emsalsiz şaraplarını tatmanız için içeriye davet eden şaraphanelerin oklarıyla kesildiğini göreceksiniz. Üzüm bağları görünür doğanın tümünü kuşatmıştır artık. Ortalarında görkemli malikânelerin yer aldığı, gerçek olamayacak kadar güzel görünen bu yerlerden birine girip ilk kadeh şarabınızı tatma arzusunu artık daha fazla bastırmayın. Aksi takdirde Freudyen bir vaka olma olasılığınız epey yüksek olabilir.

Gözden KaçmasınDeniz, kum ve güneş üçlüsünün cenneti: BodrumHaberi görüntüle

Hemen örneğin, Oakville civarındaki ‘Robert Mondavi’ye giriverin. Az sonra, dışı buğu tutmuş bir kadehten dudaklarınıza değecek olan ilk ‘Chardonnay’ yudumu size bir kez daha ‘In vino veritas’ (Gerçek şaraptadır) dedirtecektir! Yanakları her gün soluduğu saf oksijenden al al olmuş güler yüzlü bir köylü kızının size uzattığı tabağın içinden, henüz buharı tüten eritilmiş keçi peynirli tosttan bir tane alın. Chardonnay şarabının lezzetine harika bir eş olduğunu fark edeceksiniz. Ancak, vadide daha birbirinden güzel yetmişin üzerinde şaraphane olduğunu unutmayın. İradenizin çelik zırhını kuşanıp, orayı terk edin.

�

 Yol üzerinde, her birinde 15-20 dakikalık kaçamaklar yaparak, Rutherford Grove, Whitehall, Flora Springs, Sutter Home bağlarına uğrayın. Hepsinde farklı şaraplar, örneğin birinde soylu kırmızı cabernet sauvignon, diğerinde merlot veya pinot noir, bir başkasında blanc de noir deneyin. Korkmayın sizi çarpmayacaklardır! Vadinin eşsiz havası her soluk alışınızda canınıza can katacaktır.

 Güzelliğiyle dillere destan St. Helena kasabasına geldiğinizde artık uzun bir yemek molası verme zamanı gelmiştir. ‘Harvest Inn’in çiçek tarhları arasında kurulmuş mekânında yiyeceğiniz hafif bir öğle yemeğini, taze çekilmiş Kolombiya kahvesinin eşliğinde bir Cherry Pie’ la tamamlarsanız, anı belleğinize yerleşecek resme son fırçayı vurdunuz demektir.

Gözden KaçmasınSeferihisar’ın incisi SığacıkHaberi görüntüle

 St. Helena ile Calistoga üzerinde sıralanan bağlardan yalnızca Sterling Vineyards’da durun. Burası Napa vadisinin kuzey ucuna doğru daraldığı yerde kalan harika bir doğa parçasının içinde yer alıyor. Modern yöntemlerle olduğu kadar klasik usulde de üretim yapan şarap imalathanesinin, günün sıcağını serin fir ferahlığa dönüştüren mahzenlerinde dolaşın. Teleferikle bağların üzerinde gezin. Ancak, Sterling’in terasına çıktığınızda, önünüzde uzanan şiirsel manzaraya kendinizi kaptırmamaya çalışmayın. Bu nafile bir gayret olur. En iyisi, size reklam fiyatına (5 dolar) sundukları beş kadehten, Sterling’in herbiri damağınızda ayrı bir ritimle gezinecek şaraplarının, ‘Chenin, Fume Blanc’ın, Sauvignon’un blanc’ın, Zinfandel’in dansına izin vermek!

�

 Sterling den ayrıldıktan yaklaşık 10 dakika sonra Calistoga ya varacaksınız. Burası kaplıcaları ve çamur banyolarıyla ünlü… Eğer romatizma veya benzeri bir sıkıntınız varsa burası size son durak. Comfort Inn’e yerleşin. Keyfinize bakın. Ayrıca, Golden Haven Hot Springs’de çamur banyolarıyla 10 yaş gençleşip, güzelleşmek fikri hanım seyyahları cezbedebilir!.

 Diğerleri benimle beraber Silverado Trail’i takip ederek tekrar Napa ya dönecek! Bir zamanlar yalancı gümüş yataklarının sıralandığı bu yolda, bugün birbirinden güzel bağlar diziliyor. Bunlardan yol üzerinde Rustridge, Perelli Minetti ve Van der Heyden uğranması gereken bağlar.

Gözden KaçmasınHiç kimsenin gidemediği ilginç yerlerHaberi görüntüle

Ertesi gün, şafak sökerken sıcak havayla şişirilmiş balonumuza binecek ve güneşle birlikte Napa Vadisi’nin üzerine yükseleceğiz. Belki Kapadokya üzerinde uçmak kadar çarpıcı olmayacak ama, burada göreceğiniz manzaranın da sizi soluksuz bırakacağından emin olabilirsiniz! Belleğinize nakşolacak güzelliklerin üzerinde bir saate yakın uçtuktan sonra yere indiğinizde, sizi şampanya eşliğinde harika bir kahvaltı sofrasının beklediğini göreceksiniz. İşte o zaman, köpüklü kadehinizi altın rengi üzüm salkımlarının rondosuyla yükselen güneşe doğru kaldırarak haykırmanın vaktidir: “In NAPA Veritas” (Gerçek Napa’da dır!)