Alman karıncalar Yunan Ağustos böceklerine karşı
Batıdaki herkes Ağustos böceği ile karınca hikâyesini bilir. Ağustos böceği tüm yaz boyunca tembellik yapıp, şarkı söylerken, karınca kış için erzak biriktirir. Kış geldiğinde, aç kalan ağustos böceği karıncadan yemek ister. Karınca ise reddeder ve Ağustos böceği ölür.
Bu hikayenin ana teması ise şöyle, temelliğin sonu başkasına muhtaç olmaktır.
Ancak gerçek hayat Ezop masallarından çok daha karmaşık. Bugün karıncalar Almanlar, Çinliler ve Japonlar ise Ağustos böcekleri ABD’liler, İngilizler, Yunanlar, İrlandalılar ve İspanyollar olarak kabul edilebilir.
Aslına bakılırsa, ateşböcekleri ve karıncalar hallerinden bir hayli mutlular. Tutumlu ve dikkatli olan karıncılar, dış ticaret fazlalarını güvenli olduğunu düşündükleri bankalarda saklıyor ve sonra bu paralarını ateşböceklerine borç veriyor.
Ateşböcekleri ise karıncalar kendilerine ihtiyaç duydukları malları ucuza tedarik ettikleri için artık üretim yapmak zorunda kalmıyor. Ancak karıncalar ateşböceklerine ev, alışveriş merkezi ya da ofis satmıyor. Bu yüzden ateşböcekleri bu ihtiyaçlarını kendilerini karşılıyor. Hatta ateşböcekleri karıncalardan inşa ettikleri bu yerlere gelip, çalışmalarını bile istiyor.
Ateşböcekleri kendilerine gelen parayla arazi fiyatlarının yükseldiğini görüyor. Bu yüzden daha fazla borçlanıyor, daha fazla konut inşa ediyor ve daha fazla harcıyor.
ALMANLARIN İSTEĞİ
Şimdilerde Alman karıncaların yuvaları bazı küçük ateşböceği kolonilerine yaklaşıyor. Alman karıncalar: “Biz arkadaş olmak istiyoruz öyleyse neden size gelen paraları biz de kullanmıyoruz” diyor. Ancak bir şartları var: Önce ateşböceklerinin sonsuza kadar karınca gibi hareket etmeye söz vermesi lazım.
Yani ateşböceklerinin geçmesi gereken bir sınav var. Birkaç yıl karıncaymış gibi yapmak. Eğer karınca gibi hareket ederlerse, Avrupa para birliğine girmeye hak kazanacaklar.
Ancak Alman karıncalar, refah çekmecelerini ateşböceklerinin kullanıma açmanın anlamlı bir hareket olmayacağını fark etti. Çünkü ateşböcekleri, ucuz yazlık evler dışında Almanların istediği hiçbir şeyi vermiyor.
Karınca bankalar ya bilançolarından kötü kredilerini silmek ya da karınca hükümetlerini ateşböceklerine daha fazla para vermeye ikna etmekle uğraşıyor. Karınca hükümetler ise bankalarının çalışkan karıncaların paralarını kaybetmesine izin vermek istemiyor. Bunun yerine, “batanbankaları kurtarma sürecini” tercih ediyor. Bunları yaparken, ateşböceklerinin hükümetlerini vergileri yükseltmeye ve kamu harcamalarını kesmeye zorluyor.
Karıncaların son iddiası ise ateşböceklerinin de kendileri gibi çalışmak zorunda olduğu. Ancak ateşböceklerinin bilmediği bir şey var: Ne yaparlarsa yapsınlar karıncaların istedikleri şeyi veremeyecekler. Bu da karıncaları hiçbir zaman memnun edemeyecekleri, karıncalardan borçlanamayacakları ve de mal satın alamayacakları anlamına, kısacası ölüme mahkum olacakları anlamına geliyor.