Alaçatı’da ‘vicdani’ festival

Tütün tarlalarının, koyun sürülerinin yerinde yeller esiyor, çiftçiler ve kasaplar artık evlerini satmış hayatlarını turizm sektöründen kazanıyorlar. Etkinlik alanına bizi götüren doğma büyüme Alaçatılı şoförden dinliyoruz, bu dört beş yıllık dönüşüm hikâyesini; “Buralar eskiden hep dutluktu” konseptinin yerini tütüne tahvil ettiği bir macerada... Demirlediğimiz yerse vaktinde az sayıda tekneye ev sahipliği yapan küçük balıkçı limanının yanına kurulmuş modern yatların ve gösterişli teknelerin bulunduğu Port Alaçatı…

Etkinliğe dair

Bencileyin yarışmanın galibi, tutulan değil, tutup-bırakılan balık, hele şunu önce bir söyleyeyim. Zira, gezegenin suları uzun zamandır ziyadesiyle vicdansızlığa tanık oluyor. Haliyle, bu tip sportif etkinliklerde ön plana çıkması gereken, yakalanan balık kadar insaf ve vicdanın ebadı da oluyor. Bu yılkı etkinlikte, ‘Yakala, Bırak, Yaşat’ sloganını yüksek sesle dillendirenleri tebrik ediyoruz. Hayır, hiç de kolay değildir, tutulan balığı sağlıklı şekilde tekrar habitatına döndürmek. Öyle ki, turnuva boyunca 19 adet, 50 kg üzeri koruma altına alınmış balık sağlıklı bir şekilde doğaya iade edilmiş. Kimin şampiyon olduğu mühim değil, önemli olan yarışmak ve denize vicdanlı davranmak…

Hem etkinlikte hem de sunumlarda, balıkçılığın sorumlu avcılık ve tüketim yanına sürekli vurgu yapılması mühim. Malum, artık başka da deniz yok ve böyle giderse büyük balık yerine büyük deniz anası etkinlikleriyle hemhal olacağız. İş değil yani.

‘Kılçıksız Balık’ kitabı yazarı Süleyman Dilsiz’le de bir vakittir tanışmak istiyorduk iyi oldu; zira işin sadece sofrasına değil, hikâyesine dair de pek bir malumat derledik. Her şey bir yana, bizim gibi kültüre yakın gayretli mutfak performanslarına uzak birisi için donmuş karidesi sütte çözme hadisesi iyi bir parantez oldu. Ha keza, her iki yemek etkinliğinde de, balık mönüsü içinde ‘ceviche’ olması pek önemliydi. Eğer elinizde taze balık varsa, bunu olabilecek en az şekilde pişirmek, hadisenin mihenk noktası. Ceviche de bu demek oluyor zaten; balığı asitte, yani limon, greyfurt, mandalina hatta ve hatta domates suyuna yatırarak hazırlamak, yanında çeşnisini eksik etmeden...

Bir de eleştiri: Etkinlikler daha geniş olabilirdi, özellikle biz iskelede bekleyenler için, zira Alaçatı merkeze de uzak olunca, deniz manzarasına ziyadesiyle doyduk. Halbuki balık etkinliğinde balığa çıkılır değil mi: Neyse bir dahakine artık.

Babushka - Anneanne Sofrası

Her gittiğimiz yerde bir meyhane keşfi, alametifarikamız. Sağ olsun arkadaşlar el verdi de Alaçatı’da ruhumuza uygun bir durağa demirledik. Olga ve Özgür İrez çiftine her şeyden önce yüksek muhabbetleri için şükranlarımızı sunarız. Muhabbetten ne kast ettiğimizi, gittiğinizde anlayacaksınız.

Çok değil iki yaşında bir mekân, tek katlı bir evin bahçesinde hizmet veriyor. Kışın biraz daralıyor, ama bahçenin etrafını çevirip, ortaya da kuzine koyunca, kış sıcaklığı da başka oluyor. Ortamı ve mutfağı anneannelerinden esintiler taşıdığı için de, mekânın isminin altına, bunu iliştirmişler...

Olga Rusya’dan derlediği mutfak bilgisini Özgür’ün annesinin mutfağıyla da birleştirerek ‘ayurvedik’ bir mutfak kurmuş. Tanık olduğum ilk ayurvedik meyhane desem yeridir. Öncesinde de, meraklısına İstanbul’da turlar yapıyormuş (hikâyenin özeti deliciousistanbul.com’da).
Babushka Nisan-Ekim arası haftanın yedi günü, diğer aylar hafta sonları açık. Siz her durumda illa ki arayın: 0232 716 0070

Her biri mevsimlik 5’li meze setinde tikva (çok acaip bir meze), inatçı pancar ve babushka katı cacık tattıklarımız. İnce hamurla kaplanıp yağda kızartılan kabak çiçeği dolması ve sekiz baharatla pişirilen ciğer ise sıcaklarımız.

Columbia PFG sponsorluğunda düzenlenen yarışmayı 135 cm’lik mavi yüzgeçli orkinosu yakaladıktan sonra tekrar suya bırakan takım kazandı.