GeriSeyahat Adanalı Ağa’nın çeki
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Adanalı Ağa’nın çeki

Adanalı Ağa’nın çeki

O devirlerde kredi kartı yok. Nakit para çalışıyor. Ama bankalar da yeni yeni çek vermeye başlamışlar. Nerede bir ağa bulsalar parasını alıp çek veriyorlar. “Herkese çek kes ağam, neden yanında para taşıyorsun?” diyerek önerilerde bulunuyorlar. Ağa’nın çek harcaması da ağa gibi oluyor tabii… Sinan Tanyıldız Çukurova’dan yazıyor :

ÇUKUROVA’DAN

Y.Sinan TANYILDIZ

Bu hikayeyi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Adana Fahri Konsolosu Ali Tıltay anlattı. Çok hoşuma gitti. Ve o günlerin Adanalı ağaları ile bugünlerin Adanalı ağalarını kıyaslamanız için yazmak istedim…

Hava sıcak mı sıcak… Dışarda yola yumurtayı koyun iki dakikada pişiyor. Nem bir hayli fazla… 5-6 köyü olan ağalardan biri Adana’ya geliyor. Şalvarı deste deste para dolu. Bir şeyler alacak… Hangi mağazaya girse şalvarının cebine elini sokuyor, bir tomar para çıkarıp tezgâha bırakıyor…

Paralar sıcaktan vıcık vıcık…

O sırada, tesadüf bu ya, bankalardan birinin müdürü mağazada. Bakıyor ki ağanın şalvarı para dolu. Koluna girip ağayı bankasına götürüyor. Çay söylüyor, kahve söylüyor ve ağanın güvenini kazanıp başlıyor çekli sistemi anlatmaya:

“Ağam yazık...” diyor. “Cebinde bu kadar para taşıyorsun. Hırsızı var, arsızı var. Başına bir şey gelir. Gel paranı bankaya yatır. Ben de sana şöyle bir çek defteri vereyim. Kime para vereceksen çek kes. Yaz şuraya vereceğin parayı, imzala şurayı, kurtul. Yazık değil mi sana.”

Çek ağanın aklına yatıyor…

“Haklısın len…” diyor. Ve şalvarında ne kadar para varsa döküyor masaya. Alıyor çek defterini ve köyüne gidiyor. 

O günden sonra başlıyor ağam çek kesmeye. Kim para istiyorsa çıkarıyor çek defterini, yazıyor miktarı, atıyor imzayı, ödüyor parayı…

Ama bir gün yıldırım bir telgraf alıyor…

“Ağam bir an önce bankaya gel, seni bekliyoruz…”

Ağa bu, kimden korkacak ki. Biniyor traktörüne. Tutuyor şehrin yolunu.

Bankaya geldiğinde müdür rahatlıyor. Alnındaki teri siliyor ve ağayı oturtuyor karşısına, çay söylüyor, kahve söylüyor. Ve derdini anlatıyor:

“Ağam…” diyor müdür. “Bankaya yatırdığın parayı harcadın. Bankada paran kalmadı. Sen de durmadan çek kesiyorsun. Şimdi bize yine para vermen lazım…”

Ağa basıyor kahkahayı:

“Düşündüğün şeye bak…” diyor. Çıkarıyor şalvarından çek defterini. Koyuyor masanın üzerine ve ekliyor : “Söyle bakalım kaç para istiyorsun? Sana da bir çek keselim…” 

*

B
irinci nesil ağalar böyleydi.

İkinci nesil ağalar ise,Amerika ve Avrupa eğitimli. İhracat yapıyor. Dolarla iş görüyor. Talimatla çalışıyor. Para işiyle kendi değil, adamları uğraşıyor…

Anlayacağınız Çukurova’nın önü bir açılsa, dünyanın gıda ambarı Adana olacak amma ağanın fikrini soran yok ki…

Devlet bile ağanın beynine değil, şalvarına bakıyor…

Şalvarlı ağalar devri bitti… Eğitimli, yatırımcı ağalar devri başladı…

False