GeriSeyahat Adaları, canlı gece hayatı, eğlenceli yerel pazarlarıyla görülmeye değer
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Adaları, canlı gece hayatı, eğlenceli yerel pazarlarıyla görülmeye değer

Adaları, canlı gece hayatı, eğlenceli yerel pazarlarıyla görülmeye değer

Kışın İstanbul yazın Ayvalık’ta ikamet eden Simay Dinç, farklı kültürleri keşfetmeye meraklı, bu nedenle sık sık yurtdışına seyahat ediyor. En son Güney Kore’deki Yeosu şehrine gitti. “Doğası, yemekleri ve sıcakkanlı insanlarına hayran kaldım” diyor.

Simay Dinç (27), İstanbul Üniversitesi İşletme Bölümü mezunu. İstanbul ve Ayvalık’ta yaşıyor. Flamenko başta olmak üzere dünya danslarını öğrenmeyi çok seviyor, ayrıca dalış yapmak, yabancı dil öğrenmek, kısa film çekmek, fuar gezmek hobileri arasında. Yurtdışında turist gibi değil de gittiği ülkenin yerlisi gibi yaşamaktan keyif alıyor. Bunun için her gittiği ülkede mutlaka çeşitli sertifika programlarına katılıyor. Tayland Bangkok’taki Budist Tapınağı Wat Po’da aldığı sağlık eğitiminin unutamayacağı bir deneyim olduğunu söylüyor. Gittiği her ülkenin yerel kıyafetlerini satın alıp ilk gün mutlaka öyle gezdiğini anlatıyor, bu şekilde insanlarla çok rahat ve eğlenceli iletişim kurabildiğini söylüyor. Bir de gitmeden önce o ülkenin dilini öğrenmeye çalışıyor. En büyük hayalinin televizyonda yapımcılığını kendisinin üstleneceği kültür transferi programı yapmak olduğunu söylüyor. Daha önce seyahat ettiği yerler şöyle: “ABD’de Los Angeles, Las Vegas, İngiltere’de Londra, İspanya’da Barselona, Sevilla, Almanya’da Nürnberg, Münih, Avusturya’da Salzburg, Avustralya’da Sidney, İtalya’da Venedik, Bologna, Padova, Yunanistan’da Midilli Adası, Birleşik Arap Emirlikleri’nde Dubai, Tayland’da Bangkok, Koh Samui, Koh Tao, Koh Phagangan, Japonya, Hong Kong ve Güney Kore’de Yeosu.”

Yeosu’ya gitmeye nasıl karar verdiğini şöyle anlatıyor: “Avustralya’da yaşarken birçok Koreli arkadaşım oldu ve burası gitmeyi planladığım ülkeler sırasında başı çekmeye başladı. Yeosu’da Dünya Kültürleri Fuarı olduğunu öğrenince artık bu ülkeyi keşfetmenin zamanı geldi diye düşünüp yollara düştüm.”
Dinç, Yeosu’ya Güney Kore’nin başkenti Seul’den geçtiğini anlatıyor: “Güney Kore’nin güneyinde yer alan Yeosu önemli bir liman şehri. Başkent Seul’e 900 kilometre uzaklıkta. Saatte 300 kilometre hızla giden trenlerle 3 saat süren keyifli yolculuktan sonra dağlarla ve okyanusla çevrili bu güzel şehrin merkezine varabiliyorsunuz.”

HÂLÂ YAŞADIĞINA İNANILAN EJDERHANIN MAĞARASINI GEZDİM

Orada yapılacak etkinlikler ve gezip görülecek yerlerden bahsederken şunları söylüyor: “Yeosu’nun en güzel noktası Odong Adası. Bu adanın en ilginç tarafı hâlâ yaşadığına inanılan ejderhanın mağarası. Koreliler her gece 02.00’de ejderhanın sesini duyduklarını iddia ediyor. Adada çıplak ayakla yürüme noktası da var, sağlığa iyi geldiğine inanılıyor. Etrafında restoranlar ve kafeler bulunan Dolsan Köprüsü, Yeosu’nun simgelerinden biri. Manseongri, siyah kumsalıyla dikkat çekiyor. Güney Kore’nin siyah incisi burası. Bronzlaşmaktan korkan, beyaz tenin güzellik simgesi olduğunu düşünen Koreliler bile bu siyah kumlara sahip sahile gitmeye bayılıyor.

Şehrin merkezinde Jungong-Dong, limanda ise Soho-Dong kafe ve restoranların yoğun olduğu yerler. Hyangirram Heritage şehrin manzarasını izlemek için ideal.
Gece hayatına gelince; “Karaoke barları Kore’nin en önemli eğlence merkezleri. Ayrıca Yeosu’ya gitmişken mutlaka gece limandan çevredeki adalara giden, rengârenk ışıklarla bezeli teknelerle okyanus turuna çıkılmalı” diyor. Konaklama seçeneklerinden bahsederken ise, “Şehrin içinde 3 ve 4 yıldızlı oteller var. Gezginler genellikle buraları tercih ediyor. Expo için yapılan denizin kenarında 5 yıldızlı MVL Hotel de çok iyi” diyor.

Dinç’in Yeosu’ya gideceklere önerileri ve uyarıları şöyle; “Korelilerin Türklere olan sevgisi ve saygısı dikkat çekici. 1950’li yıllarda savaşta onlara destek oluşumuzu 7’den 70’e tüm halk biliyor ve her seferinde şükranlarını dile getiriyorlar. Yerel pazarlar mutlaka ziyaret edilmeli, İngilizce’den çok Türkçe bilen eğlenceli pazarcılarla karşılaşacaksınız. Koreliler sarmısak ve soğanı çok tüketiyor. Buna hazırlıklı olun. İlk gittiğim gün, bu ağır koku yüzünden adeta başım döndü. Ertesi gün sabah ilk işim bol sarımsak ve soğanlı yöresel yiyecek “kimchi”den yemek oldu. Böylece kimsenin kokusunu hissetmedim. Temmuzun ilk üç haftası Kore’de yağmur sezonu. Ağustos çok sıcak. Eylül, Ekim en keyifli mevsimler bana göre. İngilizce bilen çok az olduğu için kaldığınız otelin Korece broşürlerini mutlaka yanınıza alın yoksa polisler bile yardımcı olamayabilir.”

Kuş gribinden kurtaran turşu “kimchi”

Mevsimine göre her çeşit taze deniz ürünü cenneti burası. Mavi yengeç çorbası çok meşhur. Kurutulmuş denizanası ve ahtapot da tüketiliyor. Benim çok beğendiğim Kore barbekü restoranlarında ise sadece istediğiniz eti seçiyorsunuz ve sofranız çeşitli otlarla, çorba, makarna salatalarla dolup taşıyor. Tek eksik ekmek, eti yapraklara sarıp yiyorsunuz. Birçok restoranda yerde oturup yemek yeniliyor. Bazı restoranlarda masanın üzerinde yer alan ocaklarda aşçılar sırayla dolaşıp yemeği kendileri pişiriyorlar. Her restoranda sabah, öğle, akşam “kimchi” adı verilen yiyecek eksik olmuyor. Kimchi, Kore’nin en önemli, sağlık kaynağı olduğu düşünülen yiyeceği. Sarımsak, soğan, lahana, domates ezmesi ve çeşitli soslarla hazırlanıyor. Restoranda siz istemeseniz dahi önce “kimchi” gelir. Seul’da
Kimchi Müzesi bile var. Kuş gribinden bu sayede daha hızlı kurtulduklarına inanıyorlar.

En sevdiği beş şehir: Sidney, Ayvalık, Koh Samui, Las Vegas, Venedik
Seyahate hangi ulaşım aracıyla gider? Uçak, tren, otobüs
Seyahatte ne yer ne içer? Yerel lezzetler
Seyahatte nerede kalır? 4, 5 yıldızlı oteller ya da sertifika kampları
Kiminle seyahat eder? Yalnız
Seyahatten ne alır? Baharatlar, soslar, yerel kıyafetler
Seyahatte ne okur? Rehber kitaplar
Seyahat çantasının vazgeçilmezleri neler? Kamera, ilaçlar, not defteri, rehber kitaplar, harita

False