9.5 dakikada Olimpos zirvesi

Antalya’ya 60, havaalanına 70 kilometre mesafedeki Tekirova, Kemer ilçesine bağlı bir belde. Kuzeyde uç Toroslar’ın uzantısı olan Tahtalı (Olimpos) Dağı’na yaslanıyor. Güney tarafı ise eşsiz kumsallarıyla denize açılıyor. Dünyanın sayılı dalış merkezlerinden biri olan Üç Adalar, kıyının hemen açığında.

Tekirova 600-700 yıllık çam ve sedir ağaçlarıyla çevrili. Kasabada bahçeler, duvar dipleri, cam kenarları begonvil, zambak, hanımeli ve sardunyalarla süslü. Beldeden çıkıp Kemer’e doğru iki kilometre yürüdüğünüzde Phaselis antik kentine ulaşıyorsunuz. Üç limanlı kent, efsaneye göre M.Ö. 690’da Argoslu kolonistler tarafından kurulmuş. M.Ö. 334’te Büyük İskender’in hayran kaldığı Phaselis’te bir kış mevsimini geçirdiği biliniyor. Burayı seven bir başka imparator da M.S. 29’da gelen Roma İmparatoru Hadrianus.

Şu andaki kalıntıların çoğu Roma ve Bizans dönemine ait. Askeri liman ile güney limanını birbirine bağlayan ana cadde 225 metre uzunluğunda, 20-25 metre genişlikte. Cadde trapez şeklinde ve üç katlı bir plana sahip. İki katlı ve beş kapılı tiyatroya meydandan taş merdivenlerle ulaşılıyor.

TİYATRO NEDEN DENİZE DEĞİL DAĞA BAKIYOR?

Ege ve Akdeniz’deki antik tiyatrolar genellikle manzaralı yerlere oturtulmuş. Deniz kıyısındaysa denize, denizden uzakta güzel bir vadiye, ırmağa ya da dağa dönük yapılmış. İsteyen sahnedeki oyunu ya da konseri izlesin, sıkılan da manzara karşısında mest olsun diye. Phaselis tiyatrosu, deniz kıyısında olmasına rağmen Tahtalı (Olimpos) Dağı’na dönük. Çünkü, Yunan mitolojisine göre tanrıların ikametgahı olan Olimpos Dağı, Türkiye’nin en güzel yükseltilerinden biri. Aslında Türkiye’de 16, Yunanistan’da iki, Girit ve Kıbrıs’ta da birer Olimpos dağı var. Ama Tekirova’daki Olimpos, gerçekten Zeus, Poseidon, Apollo ya da Artemis’in oturmak isteyebileceği kadar güzel. Akdeniz kıyısında denize bu kadar yakın olup da 2365 metre yükseğe çıkan başka bir dağ yok. İnsan bu dağı gördüğünde tiyatronun neden denize değil de dağa baktığını daha iyi anlıyor.

Phaselis sınırlarından başlayarak gökyüzüne doğru yükselen bu dağda üç kademe var. İlk etap olduğu gibi çamlardan oluşmuş bir orman tabakasıyla kaplı. 1270 metrede Ekzik Çeşme adında sulak bir yayla var. 1800 metreden sonra ise ağaç ve bitki örtüsü yok oluyor, çıplak kayalıklar başlıyor. Zirveye ulaştığınızda artık bütün dünya ayaklarınız altında.

ZİRVEDE ÜÇ RESTORAN EYLÜLDE AÇILACAK

Zirveye nasıl çıkacağım diye düşünmeyin çünkü artık bir teleferik var. Onun sayesinde, Phaselis antik kentinin hemen dibinden doruğa 9.5 dakikada varabileceksiniz. İsviçre ve Türk firmalarının ortak yapımı olan teleferiğin inşaatı dört yılda bitti ve geçen hafta resmen açıldı. 4.5 kilometre ile dünyanın ikinci, Avrupa’nın birinci teleferiği. Deniz seviyesinden tam 2 bin 365 metre zirveye yükseliyor. Deneme seferleri sırasında bizi zirveye ulaştıran Tahtalı Teleferik Şirketi Genel Müdürü Tahsin Kangeldi, teleferiğin 365 gün hizmet vereceğini söylüyor. "Zirvede üç restoran, alışveriş merkezi ve VIP salonu ile kayak merkezi yer alacak. Turistler sabah denize girip, öğleden sonra teleferikle zirveye çıkıp kayak yapabilecek" diyor. Teleferik hizmete açıldı ama tesisler eylüle kadar tamamlanacak.

Peki zirveye ulaştığınızda nasıl bir manzarayla karşılaşıyorsunuz? Genellikle başı dumanlı olan bu dağın doruğunda hava koşulları elverişliyse doğuda Serik-Manavgat’a kadar olan sahil şeridi tüm güzellikleriyle gözünüzün önüne seriliyor. Güneyde ise Finike Körfezi karşınızda. Antalya-Finike sahil şeridi ve kıyıdaki Phaselis, Olympos, Ceneviz Limanı gibi irili ufaklı koylar, plajlar, kumsal alanların seyrine doyum olmuyor. Batıda Merkezi Beydağları, kuzeye doğru Bakırdağları’nın panoraması gözünüzün önünde uzanıyor. Özellikle Bakırdağları’ndan Tunçdağı ile Bakırtepe’nin görünüşleri mükemmel. 3070 metre ile Antalya’nın en yüksek noktası olan Kızlarsivrisi, buradan rahatlıkla izlenebiliyor.

PHASELIS FESTİVALİ’NDE BU YIL

Beş yıldır Phaselis antik tiyatrosunda düzenlenen festivalin sponsoru Tekirova’daki Martı Myra Tatil Köyü’nün patronu Oya Narin. İlki 22-26 Eylül 2003’te Şef Rengim Gökmen’in yönetimindeki Bosphorus Sinfonietta’nın konseriyle açıldı. Piyanist Gülsin Onay, Kerem Görsev Caz Trio ve Devlet Opera ve Balesi sahneye çıktı. 2-9 Eylül’de yapılacak olan bu yılki festival Eskişehir Senfoni Orkestrası’nın konseriyle açılacak. İdil Biret bu konsere solist olarak katılacak. Festivalde Sibel Köse - Passifilora Jazz Band, Sabahat Akkiraz ve Cem Yıldız, Nilüfer gibi sanatçılar da sahneye çıkacak.