70 trilyon da para mı!
Almanya’da geçen hafta loto 37,7 milyon avro vermiş. Ve bu büyük ikramiyeyi bir kişi kazanmış, orta halli bir erkek hastabakıcı. Hangi gazeteydi unuttum, ‘BU PARA İNSANI ÇILDIRTIR’ diye verdi haberi. Gazetede kafa dengim bir arkadaşıma sordum:
- Yazdır
- AYazı Tipi
- Yazdır
- AYazı Tipi
- Lotodan 37,7 milyon avro kazansan çıldırır mısın?
- Kaç para yapar?
- De ki 70 milyon…
- Yok canım, aksine aklım başıma gelir!
Ben de öyle düşünüyorum.
Bütün ekonomik sorunlardan, kendiniz ve aileniz için gelecek endişesinden ve alt tarafı bir ekmek yemek için aptalca işlerle uğraşmaktan kurtulduğunuzu bir düşünsenize…
Birden bire maddî olarak ama daha da önemlisi zaman açısından önünüzde ölümden başka bir sınırın kalmadığını, bütün (mantıklı) rüyalarınızı hayata geçirebileceğinizi, sadece hayal etmenizin yeterli olduğunu düşünsenize…
Oturup, ‘Ne yapabilirim? Nereye gidebilirim? Kalan hayatımın tadını azami (azâmi değil arkadaşlar âzami yani ilk a uzun… Ulan başlarım şimdi sizin Türkçe hatalarınıza, bana ne be bundan sonra, trilyonları cebe indirmişim zaten, ölün!) … kalan hayatınızın tadını azami nasıl çıkaracağınızı düşünmek…
Kafayı yer ulan insan!..
Şaka şaka…
70 trilyon zaten öyle ahım şahım bir para değil! (!)
Kendine Boğaz’da gösterişsiz bir yalı (annemle babama da bir katı olmalı), rıhtıma konforlu ama dikkati çekmeyecek bir tekne, bir arabamız var zaten iyi kötü, ailenin kadınlarını ve çocuklarını sağlama almak için kira getirecek birer tane daire, kardeşlere ve bir iki kardeş yarısı arkadaşa üç kuruş ‘nefes aldırma’ yardımı, belki (bana ters ama karımın hayalidir) bir güzel dünya turu… işte bu, daha ne isteyelim ki hayattan.
(Çalıştığım gazeteden ayrılış fantââzilerime hiç girmiyorum…)
Öğrenciydim, Mao sağdı, siyah beyaz bir belgesel seyrettim Kızıl Çin’de (elbet izinle) çekilmiş.
Herhalde Konfüçyus’u hatırlayacak yaşlarda bir Çinli, bir sosyal konutta yaşıyorlar ailece, bir odada dört nesil 14-15 kişiler, herkes yanyana yerlerde yatıyor, binanın her katında böyle sekiz on aile yaşıyor, hepsine ortak bir mutfak bir de banyo var katta, günde bir övün o da pirinç yiyorlar…
İhtiyar haline şükrediyor:
- Başımızı sokacak bir odamız var, her katta sekiz on aileye bir mutfağımız ve bir de banyomuz var, her gün iki kap yemeğimiz var… İnsan hayattan başka ne bekleyebilir ki?
Ben de bu Çinli ihtiyara benzedim işte…
Bir araştırma yapmışlardı yıllarca önce: Fransa’da büyük ikramiye kazananların hepsi - kafayı gerçekten yiyip de kendini hapishanede ya da tımarhanede bulanlar hariç - hepsi bir iki sene sonra… eski işlerine geri dönüyorlarmış.
Kürkçü dükkânı misali…
Allah muhafaza!
İnsanoğlunun hayalgücü sınırsız, ama demek ki ‘Hadi, hayata geçir bakalım rüyalarını…’ deyince, bir yere kadar…
İnsanın ufku boyuyla orantılı.
70 trilyonu cebe indirdik; bir yalı, bir tekne, bir de sevdiklerimize biraz nefes payı… benim de ufkum bu kadarmış demek ki!
- Yazdır
- AYazı Tipi
- Yazdır
- AYazı Tipi