GeriSeyahat 36 saatte Baltimore
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
36 saatte Baltimore

36 saatte Baltimore

John Waters, bir seferinde memleketi Baltimore için “Uzağa ve derinlere bakabilirsiniz ama bu kadar stil sahibi daha garip bir şehir daha keşfedemezsiniz” demişti.

Belki bu yüzden cam ve çelikten yapılmış limanı, zincir restoranları, neon eğlence yerleri ve markalı alışveriş alanları bir şehrin sembolü olarak fazla alışılmış değil. Ama herhangi bir yöne doğru yürüyün ve şehrin cazibesi kendini hissettirecektir. Baltimore’un en güzel semtleri merkezin solunda: Tiyatro, yeniden ‘in’ olmak üzere olan eski mahalleleri, alternatif sanata adanmış müzesi ve ülkenin en iyilerinden olan bar kültürü.

Cuma

15.00

İlahi ilham
Baltimore’un ruhunu kavramanın en iyi yolu, yenilikçi amatör sanatçıların işlerine adanmış sıradışı Amerikan Görsel Sanat Müzesi’ni gezmek. Kısaca AVAM diye bilinen müzenin koleksiyonunda transseksüellerin ikonu Divine’ın üç metrelik ayna kaplı heykelinden kimliği bilinmeyen bir İngiliz akıl hastasının 30 yaşında intihar etmeden bir elma ağacı gövdesine kazıdığı portresine kadar çok çeşitli eserler var (avam.org).

17.00
Mutlu yengeç

Muhteşem demokratikleşme: Çekiç kullanmaktan keyif almayan bir Baltimorelu bulmanız çok zordur. L.P. Steamers, bir püristin yengeç restoranı. Burada garsonlar, müşterilerin kırıp, parçalayıp, beyaz etini afiyetle yemeleri için yeni yakalanmış, taze, haşlanmış yengeçleri kahverengi kâğıt örtülü masaların üzerine bırakır. İki kişi için bir düzeni orta boy (90 TL) ve Baltimore’un imza birası National Bohemian, namı diğer Natty Boh (16 TL) istenilen sonucu verecektir. Restoranın üst katında bir masa kapın ve Baltimore’un en güzel manzarasına karşı güneşin batışını seyredin. (lpsteamers.com)

22.00
Sanatlar ve taslaklar

Son 10 yılda Baltimore’da çok sayıda sanat mahallesi türedi. En başarılıları, Maryland Sanat Koleji ve Baltimore Üniversitesi yakınlarındaki sanatçı, oyuncu ve öğrencilerin oturduğu merkezi Station North (stationnorth.org). Geçen yıl, Open Walls (openwallsbaltimore.com) isimli projeyle 20’den fazla sokak sanatçısının eserleri bir araya toplanarak şehrin zarafeti duvarlara yansıtıldı. Metro Galeri’de (themetrogallery.net) ya da Windup Space’de (thewindupspace.com)) bir sanat şovu görebilir, yerel sesler dinleyebilir veya bir film gösterimi yakalayabilirsiniz. Gece hayatı için Baltimore’da yapılacak en iyi şey ‘dive bar’lar. Aralarında en iyisi, kirli ve kitsch ortamı, müzik kutusu ve elektro-pop elebaşısı Dan Deacon gibi müdavimleriyle Club Charles (Charles Sok. No: 1724).
 
CUMARTESİ

09.00
Yağlı kaşık
Barlar, Çin restoranları ve geçmişin sempatik evleriyle dolu bir mahallede yer alan Pete’s Grille’de (3130 Greenmount Ave.) güzel bir kahvaltı yapın. Tezgâhta oturan müdavimler polisler, liman işçileri, öğrenciler, ofis çalışanları, olimpiyat şampiyonu Michael Phelps gibi yerel şöhretler... Garsonlar kızarmış yumurta, patates ve böğürtlenli krepler servis ediyor. (İki kişi 27 TL)

11.00
Merkezin yanında

Sanat meraklıları kahvaltıdan sonra ikinci el plaklar ve kitaplar için bir hazine yeri olan Normals’ı (normals.com) ziyaret edebilir. Oradan, balıkçı mahallesiyken zamanla eğlence merkezine dönüşen kıyıdaki Fell’s Point’a gidin. Thames Sokağı’ndaki üniversite barlarını atlayın ve bölgenin gündüz vakti butik alışverişi için keyfini çıkarın. Son yıllarda açılan mağazalardan en çok dikkat çekenler orta pahalılıktaki tasarım kıyafet dükkânı Babe (babeaboutique.com); kızlar için aksesuar ve ayakkabı butiği Poppy and Stella (poppyandstella.com) ve kült kıyafet butiği Katwalk Boutique (Aliceanna Sok. No: 1709) var.

13.00
Aristokrat fasulyeleri

Ücretsiz servise atlayın ve 19’uncu yüzyıldan kalma sıra evlerin olduğu Mount Vernon’na gidin. Mahallenin en meşhur ailelerinin oturduğu meydandaki 1829’da yapılmış Washington Anıtı etrafında yürüyüş yapın. Mount Vernon Koruma Kurulu, anıt için 3 milyon dolar harcadı. Şimdi etrafında ücretsiz konserler, film gösterimleri ve diğer etkinlikler organize ediliyor. Atıştırmak için organik bir kafe olan Milk & Honey Market’e (milkandhoneybaltimore.com) uğrayabilirsiniz.

36 saatte Baltimore

15.00
Sanat gezintileri

En iyi Baltimore’lu sanatçıların eserlerini görmek için batıya gidin. Geçen yıl açılan Sophiajacob (sophiajacob.com) çok sayıda esere ev sahipliği yapıyor. Szechuan Best projesindeyse beyaz duvarlı bir galeri vampirlere hizmet veren bir seyahat acentesine dönüştürülmüş. 1911’de inşa edildiğinde şehrin en uzun kulesi olan The Bromo Seltzer Sanat Kulesi (bromoseltzertower.com) ayın bir cumartesi gününde halka açılan sanat stüdyosuna dönüştürüldü. Önceden rezarvasyon yaptırıp bağımsız sanat alanı Nudashank’ı da görün (nudashank.com).

18.00
Egzotik etler

Hampden semtinin kuzetbatısı işçi sınıfının mekanıydı, şimdilerde genç sanatçılara da ev sahipliği yapıyor. Butiklerin sıralandığı W. 36’ncı sokakta son yıllarda bir restorasyon enflasyonu yaşandı. Aralarında en heyecan vericisi Belçikalı şef Bernard Dehaene tarafından 2011’de açılan Corner BYOB (cornerbyob.com) Sürekli değişen mönüsünde seçkin Avrupa yemekleri var; Riesling’li horoz (38 TL) ve kanguru eti gibi egzotik etler.

22.00
Sahne kadınları

Strand Tiyatrosu kadın yönetmen, yazar ve tasarımcıları buluşturan bir sanat platformu. The Strand, komedyen Richard Pryor’un kızı Rain Pryor tiyatronun sanat yönetmenliğini üstlendiğinde dikkat çekmişti. Topluluk haziranda Colorism adlı oyunu sergiliyor. (1823 North Charles Street No: 1823 / strand-theater.org)

PAZAR

11.00
Rahat brunch

Yenilenen bir başka mahalledeyiz... Hamilton’ın kuzeydoğusundaki, bir zamanların depresif caddesi Hardford şimdilerde şık pastane, kafe ve restoranlarla canlandı. Pazarları, patronlar nostaljik dekorasyonlu Clementine’in brunch’ında buluşuyor. Kıymalı börek (22 TL), meyveli krep (16 TL) ve peynir, salam, muz ve nutella’lı ‘Elvis Özel’ yiyor. Çıkışta ‘tarladan sofraya’ tarzı ürünler satan Green Onion Market’e uğrayabilirsiniz (greenonionmarket.blogspot.com).

14.00
Yazarın evi
Baltimore, yazar Edgar Allan

Poe’nun 1849’da gizemli şekilde öldüğü şehir. Mezartaşı aslında bir rekonstrüksiyon. Yazarın gençliğini geçirdiği, ilk şiirlerini yazdığı yapı bugün Edgar Allan Poe Evi ve Müzesi. Poe Ailesi’ne ait objeler, fotoğraflar ve yazarın hayatına ait röprodüksiyonlar sergileniyor. Ama asıl görülmesi gereken evin kendisi: Küçük, üç katlı tuğla bina eskiden kırdaymış. Etrafındaki yapılar kentin geçmişini yansıtıyor. Baltimore’un dünü ve bugününe tanık olmak için Poe’nun ‘The Wire’ dizisiyle kesiştiği Amity Sokağı’ndan daha iyi bir yer yok.(eapoe.org)

False