24 saatte alternatif Berlin
Soğuk kuzey şehirlerinden hoşlanmayan her Akdenizli için Alman başkenti şu mevsimde karlı bir kâbus gibi. Fakat buzdağının görünen kısmına aldanmamalı. Bir o kadarı, belki daha fazlası yeraltında. İşte Berlin’in dillere destan underground yaşamından, tazesi tazesine, gayri turistik bir ‘geceyi ertesi geceye bağlama’ rehberi.
12.30
“...Yolculuğumuzun 2 saat 40 dakika sürmesini bekliyoruz.” Pilot doğru tahminde bulunuyor; cumartesi sabah 08.30’da kalkan THY uçağı 11.15 gibi Alman başkentine iniyor. Pasaport, taksi, yarım saat yol: 12.30’da şehir merkezindesiniz. Şehrin merkezinde, eski Doğu Berlin tarafına yakın bir otel bulmanız avantajınıza çünkü gece gezeceğimiz bütün alternatif kulüpler şehrin bu yakasında.
13.00
Vakit kaybetmeden bavulları odaya kendinizi bir taksiye atın. Çılgın Berlin gecelerine akmadan Berlin’in Soho’su Mitte’de alışveriş/hediyelik mevzularını aradan çıkarmak lazım. İlk adres Alexandre Strase ve Friedrichstrase. Daha turistik olan Alexander’da çok oyalanmayın asıl numara sanılanın aksine Friedrich’te. Eğer hafiften mideniz kazınmaya başladıysa ilk durak caddenin hemen başındaki Lindner Şarküterisi. Eğer şanslıysanız tek masasını boş yakalayıp kendinize 30 Euro’ya şahane bir şarküteri tabağı yaptırabilirsiniz. Bez poşetlerde çay yapıyorlar, mutlaka isteyin. Lezzettten öleceksiniz.
14.00
Ayaküstü karnınızı doyurduysanız şimdi doğru Hackester Hof Markt’a. Taksi 8-9 Euro tutuyor. Burası ufak tasarım dükkânları bölgesi. Meydandaki Muji dükkânına bir bakın. Nişantaşı’ndakinin 20 katı büyüklüğünde; Türkiye’de bulamadığınız pek çok çeşidi bulabilirsiniz. Sonra vakit kaybetmeden arkanızı Alexanderplatz İstasyonu’na verin, önünüze gelen caddeye girin. Burası Rosenthaler. Caddenin hemen başında, hemen soldaki pasaja sapın. Yalnız haberiniz olsun, kendinizi tutamazsanız burada bolca Eurocuk harcayacaksınız...
14.30
Pasajdaki ilk durak girişte sağdaki Dolce. Çok güzel çikolataları var. Bademli olanı özellikle tavsiye ederim. Onun karşısında pek çok alternatif yayını bulabileceğiniz güzel bir kitapçı var. Hızlı bir tur yapabilirsiniz. Sonra pasajın içindeki sağlı sollu dükkânları kolaçan ederek ilerleyin. Pasajın bittiği yerden Alte Shönehauser ve Münzstrazze sokaklarına bağlanacaksınız. Sokakları ağır ağır arşınlarsanız buradaki tasarım mağazalarında başka pek az yerde bulabileceğiniz giyecekler, bol bol hediyelik eşya, çok şirin kırtasiye malzemeleri, envai çeşit tasarım ev eşyası bulacaksınız. Berlin’in mütevazı sohosunu bitirdiniz sayılır.
OFF ROAD: Az ileride sağda Trippen ayakkabıcısı çıkacak. Mütevazı kapısına aldanmayın, içeri girin. Bence bütün Avrupa’nın en şık ayakkabılarını yapıyorlar.
15.30
Alışveriş faslını bitirdiyseniz gerisin geri pasajın başına dönün; artık Oxymoron’da mükellef bir öğle yemeği vakti: İyi yemek, iyi servis. Sıcak ve samimi bir atmosferi var ama buranın asıl keyfi hava güzelse dışarıdaki masalarda çıkıyor.
16.30
Artık otele dönüp hem varsa aldıklarınızı bırakmak hem de uzun bir Berlin gecesine dayanabilmek için birkaç saat dinlenmekte fayda var. Ama önce gecenin yemek ve sonrasında kulüp rezervasyonlarını halledin. Yoksa Almanya’da kapı görevlilerinin ne kadar nobranlaşabildiğine şaşırabilirsiniz.
OFF ROAD: Dünyanın her büyük şehrinde erotik shop bulabilirsiniz. Ama iş Berlin’e gelince çok özel bir adres var: Schwarzer Reiter. Erotizmin haute couture’ü olarak biliniyorlar. Swarovski’nin kullanım yelpazesine inanamayacaksınız!
20.00
Gecenin sonunu biraz biraz salaş bitireceğimiz için belki şık bir akşam yemeğiyle başlamakta fayda var: Siyasetçilerin, cüzdanı şişkin CEO’ların, yolu Berlin’e düşen Hollywood yıldızlarının hava kararınca soluğu aldığı Borchardt. Französische Strase’de. Ünü Almanya’yı aşmış Wiener Schnitzel ısmarlamayı unutmayın. Görece daha mütevazı ama yine de şık iki alternatif daha: Spagetti arabiata’sıyla meşhur İtalyan restoranı San nicci ve suşiyeriyle meşhur Uzakdoğu restoranı Vox.
22.00
Yemekten sonra artık Berlin şehir manzarası zamanı. Kente tepeden bakmak için en iyi iki alternatif 40 Seconds ve Week End. 40 Seconds Berlin’in en şık kulüplerinden biri. İsmini asansörden itibaren dans pistine ulaştığınız süreden alıyor. Week End de benzer bir manzaraya sahip. Güzel bir kokteylle gecenin devamına ısınabilirsiniz. Isının çünkü birazdan çok üşüyeceksiniz.
24.00
Bu kadar şık takılmak yeter. Artık Kater Holzig zamanı. Kapanan efsane Berlin kulübü Bar 25’in devamı kafasında. Barakalardan oluşan bir eğlence köyü gibi. Bu bitli yerin neden bu kadar meşhur olduğuna akıl sır erdiremeyeceksiniz. VIP girişinde bile bidonların içinde kalas yakılıyor, üstünüze kesif bir is kokusu siniyor. İçeride de sis kokusu. Uçuk kaçık kostümlerle dans eden insanlar göreceksiniz. Sizin neden kostüm giymediğinizi sorarlarsa boş boş gülümseyin, ısrar etmeyip gidiyorlar. Tuvaletlerde tifüs, kolera, sıtma kapma olasılığınız var.
02.00
Şimdi bir yarım saat kadar da (yine buz üstü ve kar altı) Tresor’un kapısında bekleyeceğiz. Ama değer. Tamamen karanlık labirentlerden oluşan bu kulüpte iki ayrı salon var. Üst kattakinin ismi Globus. Daha gençler oraya takılıyor. Daha izbe koridorlardan gidilmesine ve daha tüyler ürpertici olmasına rağmen alt kulüp görece 25 yaş üstünün ve turistlerin tercihi. Duvarlardaki oyuklarda uyuyanlar manken değil canlı!
04.00
Watergate kapısı en problemli olanı. Gömlekle gideni, içinde tişört olmayanı almıyorlar. Ama günü ışıtmak için en iyi adreslerden biri sabaha karşı jaluziler açılıyor, yeni güne dans ve müzik eşliğinde merhaba deniyor.
07.00
Artık bir durup ara verin. Zaten hafif de olsa bir kahvaltı etmenizde fayda var çünkü görmeniz gereken asıl yeri henüz görmediniz.
11.00
Berghain öyle bir kulüp ki eğlence cuma akşamından başlıyor bir daha pazartesi sabah bitiyor. Burayı en sona, pazar kahvaltısından sonraya saklamamın bir nedeni var. Çünkü cumartesi gecesi hangi saatte giderseniz gidin önünde en az üç saat bekleyeceğiniz,tam 200 metrelik bir kuyruk oluyor. Kış günü altınız buz, üstünüz kar üşütmenizi istemedim. Hem zaten bir şey de kaçırmış olmuyorsunuz. Ben pazar öğle gittiğimde içeride rahat 3 bin kişi vardı. Dört katlı kulübün her katında ayrı bir müzik çalıyor. İçerideki ahali günü saati şaşırmış halde. Kimi cumartesiden, kimi cumadan kalma. Ve aralarında olduğu söylenen yüzlerce polise rağmen her köşede deli gibi uyuşturucu kullanılıyor. Hırsızlığa da dikkat etmek gerek. Ve sık sık saatinizi kontrol etmeyi unutmayın. Bavullarınız otelde hazırsa bile akşam 19.00’daki THY uçağına yetişebilmeniz için sadece beş saatiniz var!
İKİ OTEL
¬ Berlin’in en yenisi, Das Stue. Türkçe anlamı ‘oturma odası’. Mitte bölgesinde, eski Danimarka Büyükelçiliği binasına kurulu ve 80 odalı. Hayvanat bahçesine komşu olduğu için yemyeşil park manzarası var.
¬ Eğer havalı bir otel olsun diyorsanız Soho House Berlin’i tercih edebilirsiniz. Girişte sizi Damien Hirst’ün kocaman bir köpekbalığı karşılıyor, içeride dünyanın her yerinden sanatçı/tasarımcı/yazar-çizer ahalisiyle konaklıyorsunuz.
İKİ MEKÂN
¬ Türkiye’yi özleyenlere: Berlin’de 350 bin Türk, 1300 civarında dönerci var. Peki bunlardan en meşhuru hangisi derseniz Zitty Berlin dergisinin son sayısında sekiz sayfa ayırdığı Mehmet Aygün. Nasıl mı bulacaksınız? Kreuzberg’de kime Hasır Ocakbaşı derseniz; Türk ya da Alman gösteriyor.
¬ Berlin’in şu sıra en popüler adreslerinden biri Hardenbergstase’deki (stares sokakla cadde arası bir birim) Burger de Ville. Jürgen Klümpen’in organik angus etinden yaptığı burgerler, sarmısaklı ve permesanlı patatesler eşliğinde geliyor ve Berlinli gurme-kâşiflerin yeni gözdesi.