GeriSeyahat 10 adımda Mauritius
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
10 adımda Mauritius

10 adımda Mauritius

Hint Okyanusu’nun en güzel adalarından biri Mauritius.

Eşsiz kumsallar, hindistancevizi ağaçları, neredeyse otel odanıza kadar size eşlik eden kuşlar, leziz yemekler ve tropikal iklim size cennetteymişsiniz gibi hissettiriyor.

iozbey@hurriyet.com.tr

Dünyanın en ünlü turizm coğrafyalarından biri olan Mauritius, tropikal iklimi sayesinde yılın her dönemi ziyaretçi çekiyor. Mauritius’a direkt uçuş bulunmuyor. İstanbul’dan Dubai, Dubai’den Mauritius’a uçmanız gerekiyor. Mauritius Turizm Bakanlığı’nın gönlünde THY’nin uçaklarını limanlarında görmek yatıyor. Toplamda 10 saate yakın bir yolculuğunuz olacağını şimdiden söyleyebiliriz. Değer mi? Elbette değer. O kadar uzaksınız ki, şehirde bıraktığınız dertler sizin yanınıza yaklaşamıyor dahi. Trafik, keşmekeş, sinirli insanlar, yoğun iş temposu...
Bunları hatırlamayacağınızı garanti edebilirim. Şimdi palmiyelerin altında olduğunuzu düşleyin, ne kadar açılırsanız açılın suyun altını net izleyebileceğiniz bir denizin kenarındasınız. Ve burayı keşfetmek istiyorsunuz. İşte yapmanız
gerekenler...

1- DENİZE GİRİN

Burası komşu cennetler Maldivler, Şeyseller, Madagaskar gibi yerlerde konumlanan Constance Hotels&Resort’un kumsalı. Davetli olarak gittiğimiz bu otelin kumsalından siz de denize girerseniz yanınıza gelip gözlüğünüzü silmeye çalıştıklarında şaşırmayın. Bu otelin geleneği. Deniz müthiş, kumsal harika. Köpekbalığı efsanesi yalan, biz görmedik.

2- GİDİN

Burası Pamplemousse Garden. İnanamayacağınız kadar büyük gövdeli ağaçlarla karşılaşabilir ve bu nilüferleri saatlerce izleyebilir, düş dünyanızın sınırlarını zorlayabilirsiniz. Kaç
çeşit bitki olduğunu çalışanlar bile bilmiyor.

3- İZLEYİN

Chamarel Şelalesi’ne mutlaka gidin. Türkler, “Bizim Ayder’in yanında burası ne ki?” dese de görün. Şelalenin karşısına geçin, hem onu çevreleyen müthiş doğayı izleyin hem de suyun şiddetini...

4- YİYİN

Bakmayın çelimsiz olduğuna. Adı yeter. Milyoner salatası yemeden dönmeyin. Palmiye ağacının gövdesinden türlü türlüsü yapılıyor. Kimi carpaccio’da kullanıyor onu, kimi mayonezle harmanlıyor. Ama hemen tüm yemeklerde kendisine rastlıyorsunuz. Tadı nasıl mı? Muazzam...

5- İÇİN

Adada bir rom fabrikası var. Markanın adı Chamarel. Size rehberler eşliğinde romun nasıl yapıldığını anlatıyorlar. Sonra da tadım başlıyor. Ben kakaolusuna bayıldım, siz de deneyin. Alkol almayacağım diyenlere önerim kesinlikle vanilya çayı olacak.

6- TAM MEVSİMİ

Şimdi tam da papaya zamanı. Her yerde karşınıza çıkıyor. Kahvaltıda, akşam yemeğinde, sahilde bir Hintlinin tepsisinde...

7- TANIŞIN

Adı Urlande. Otelde kahvaltıya indiğinizde onu izci kıyafetleri içinde ve elinde sopasıyla görüyorsunuz. Tek işi bu, kahvaltıya dadanan kuşlara ‘kış’ demek... Mauritius’ta köylerde yaşayıp toprakla uğraşanlar ayda yaklaşık 200 Dolar kazanıyor, şehirde iş sahibi olanların ortalama geliri 600 Dolar.

8- ÖĞRENİN

Bu bayraktaki her rengin iki anlamı var: Kırmızı kanımızdan, mavisi denizimizden, sarısı sapsarı kumlarımızdan, yeşili şeker kamışımızdan diyorlar. Bir de dinleri temsil ettiğini düşünüyorlar. Yeşil Müslümanlığı, kırmızı Hinduluğu, mavi Hıristiyanlığı, sarı Tamilleri ifade ediyor. Ve onlar bir arada barış içinde yaşıyor olmaktan gurur duyuyorlar.

9- HEDİYE ALIN

Nereye gitseniz Dodo kuşu. Burayı temsil ediyor. 17’nci yüzyılın ikinci yarısı itibariyle soyu tükenmiş bir kuş. Yaklaşık bir metre boyunda ve 20 kilo ağırlığında. Dododan ilk bahsedenler 1598’de Hollandalı denizciler. Uçamayan uysal bir tür olan Dodo, eti için yoğun olarak avlanmış ve soyu insan eliyle tüketilmiş.

10- MOLA VERİN

Ve ne olursa olsun, gezin, tozun, hediyenizi alın, çiçekleri koklayın, kuşlarla koklaşın ama sonunda o denizin kenarına geri dönün. Bir kadeh şarabınızı alın, bir yere oturun, uçağa binmeden denizle vedalaşın.

False