Sakıp Ağa’yı Madrid’te andık

İnsanoğlu kendini unutturmamak için neler neler yapar. Kimi heykelini, kimi resimlerini heryere astırır. Sakıp Sabancı’nın böyle bir niyeti yoktu, ancak kurduğu müzenin en güzel hatlarını Madrid’e taşıyan Güler Sabancı, Sakıp Ağa’yı ölümsüzleştirdi.

Haberin Devamı

Hafta sonunu, bir açık hava müzesini andıran bu şehirde geçirdim. Üstelik yaş günüme de rastladığı için, Güler Sabancı’nın daveti geldiğinde, büyük bir keyifle kabul ettim. Cemre ile birlikte yollara düştük.

 

Madrid’e çok geldim ve her defasında hayranlıkla dolaştım. Avrupa başkentleri içinde böylesine derli toplu ve aynı zamanda bu kadar güzeli çok azdır.Şahane bir geçmişin izlerini öylesine güzel taşıyor ki, insanın aklına İstanbul geliyor ve içi sızlıyor.

 

Noel  ve yılbaşının yaklaşmasının da etkisiyle, Madrid’in tüm tarihi binaları, sokakları ışıl ışıl. İnsanlar,her gece yüzbinlerle sokakları dolduruyor.

 

Haberin Devamı

Buraya gelmemin nedeni, Sakıp Sabancı Müzesinin Osmanlı Hat Sanatı sergisinin, İspanya’nın en prestijli müzelerinden biri sayılan Real Academia de Bellas Artes de San Fernando’daki açılışı.

 

Madrid’in kalbindeki bu müzede, İspanya’nın en büyüklerinin koleksiyonları var. Goya, Ribena, Murillo, Valquez, Rubens ve Van Dyck’ların yanında mart ayına kadar şimdi de Sakıp Ağa’nın hatları bize göz kırpacak. 96 ayrı parça, Osmanlı döneminin en güzel örneklerini içeriyor.

 

Aslında, Sakıp Sabancı Müzesinin koleksiyonu 400 parçadan oluşuyor. Kuran’lar, sultanların imzaları, 500 yıllık bir dönemi kapsayan hat sanatı örnekleriyle müthiş bir koleksiyon Topkapı Sarayı eski müdürü Dr. Filiz Çağman’ın denetiminde.

 

Daha önceleri, New York’un Metropolitan Müzesi, Paris’in Louvre’u, Berlin-Frankfurt ve Moskova’nın en prestijli müzeleri Sakıp Ağa’ya kapılarını açmıştı.

 

Şimdi sıra İspanya’da.

 

Sakıp Sabancı Müzesi (SSM) ‘nin Türkiye’ye katkısını şimdiye kadar tek yanlı görürdüm.

 

Haberin Devamı

Başka müzelerimizde olmayan bir uygulama başlatmış ve büyük ressamlara kapılarını açıp, kamuoyundaki resim sanatına ilgiyi yaygınlaştırdıkları için alkış almıştı.

 

Türkiye’deki en büyük eksikliği doldurduğu için SSM haklı bir ün kazandı. Dr. NazanÖlçer’inmüdürlüğünü yaptığı bu merkez kısa sürede Türkiye’nin gururu oldu. Allahtan Dr. FilizÇağman ve Dr. Nazan Ölçer, 65 yaş sınırı nedeniyle devletten emekliye ayrılmışlar da, SSM’yi kısa sürede yüceltmişler. Devlet kendi müzelerine üvey evlat muamelesi yaptığı için böylesine değerli insanlarımız hiç değilse özel müzeleri ayağa kaldırıyorlar.

 

Bu defa SSM’nin ülke dışındaki performansını gördüm ve hayranlığım bir misli arttı.

 

Haberin Devamı

Kültür ile bizi bir araya getiremeyen batı dünyasının gözünü, SSM adeta zorluyor. Osmanlının büyüklüğünü gösteriyor.

 

Burada yaşananları gördüm. SSM ile ne kadar gurur duysak azdır.

                                             

*                               *                               *

 

GÜLER SABANCI, AMCASINI ÖLÜMSÜZLEŞTİRİYOR

 

İnsanoğlu kendini ölümsüzleştirmeye çalışır.

Kimi resimlerini yaptırır.,

 

Kimi heykellerini diktirir.

 

Başkaları saraylar yaptırır ve adını verir.

 

Hepimizin rüyasını süsleyen, bu dünyadan ayrıldıktan sonra da hatırlanabilmektir.

 

Sakıp Ağa’nın kendini ölümsüzleştirmek gibi bir tutkusu yoktu, ancak öyle bir işe girdi, öyle bir imza attı ki, istemese dahi adı artık tarihe kazındı.

 

Haberin Devamı

Sakıp Sabancı Müzesi (SSM) işte bu imzayı oluşturuyor.

 

Sakıp Ağa, tüm zenginlerimize de bir örnek oldu. Zenginliklerin, paraların gelip gittiğini, ancak sanata yapılan yatırımın hiçbir zaman kaybolmadığını, aksine giderek her geçen gün biraz daha değerlendiğini gösterdi.

 

SSM işte bu mesajın açık bir simgesi.

 

SSM’nin bugünlere gelmesinin en önemli diğer unsuru da Güler Sabancı’dır.

 

Güler istemese, kerhen elini uzatmakla yetinse, SSM bugünlere gelemezdi. Tam aksini yaptı. Yatırımın değerini gördü ve kaynaklarını çekinmeden yönlendirdi. Özel uçaklar, büyük evler edinmek yerine, sanatı kucakladı.

 

Güler Sabancı, amcasını ölümsüzleştirdi.

 

Sabancı imparatorluğunun tepesine geçtiğinde “...Ben Sakıp Sabancı değilim. Sabancı ailesinin başında değilim” diyerek, ne kadar akıllı bir yaklaşım izleyeceğini göstermişti.

 

Haberin Devamı

Şimdi de, SSM’yi kucaklayarak, büyüterek Sabancı grubuna, bambaşka bir renk veriyor. Sadece para kazanmanın ve vergi vermenin yetmediğini, ülkeye ve topluma bir şeyler vermenin çok daha önemli olduğunu gösteriyor.

Yazarın Tüm Yazıları