Rusya’ya karşı koz var artık

SAAKAŞVİLİ’yi kim itti diye sormuştum, geçen haftaki yazımda. Gürcistan ile Rusya arasındaki çatışmanın üzerinden bir hafta geçtikten sonra artık kimin neden ittiğini söyleyebilirim.

Çünkü durum yavaş yavaş aydınlanıyor.

ABD Başkanı Bush, Gürcistan’a saldırısı nedeniyle Rusya’nın 21’inci yüzyılın diplomatik, siyasi, ekonomik ve güvenlik yapılarında yerini alması için gereken "Amerikan desteğinin riske girdiğini" açıkladı önceki gün.

ABD Dışişleri Bakanı Rice da aynı yönde açıklamalar yaptı. Rusya’nın uluslararası toplumdan tecrit edilebileceği açıklamalarını duymaya başladığımız sıralarda ise ilk somut işaretleri gördük.

Rusya ile NATO arasında Ağustos’ta yapılması planlanan bir toplantı iptal edildi hafta başında.

Bir diğer iptal kararı da Kuzey Denizi’nde Rusya ile NATO’nun yapacakları ortak askeri tatbikatla ilgiliydi.

Bu iki küçük işaret fişeğinin ardından, Rusya’nın zenginler zirvesinden çıkartılabileceği haberlerini duyduk.

* * *

BUGÜN
bazı çevreler Rusya’nın Gürcistan ile savaştan güçlenerek çıktığını ileri sürüyorlar.

Putin’in, tek lider olarak sivrildiğini, Çeçenistan’da batağa saplanmış olan Rus ordusunun kendisini toparladığını, bunu da Gürcistan’da kanıtladığını söylüyorlar.

Evet belki Rusya, Gürcistan’a karşı kendisini toparladı ama ABD ve Avrupa’nın küresel ortağı olma stratejik hedefinde zemin kaybetti.

Ukrayna’ya gönderdiği doğal gazı kesmenin başına açtıklarını anımsayın. Avrupa’daki en yakın müttefikleri bile enerji kaynaklarını çeşitlendirme kararı aldılar. Nabucco bu sürecin bebeği değil miydi?

Şimdi de Rusya, İran konusunda, hiçbir açığı olmadan oturduğu masadaki pozisyonunu hafifletti.

Artık, ABD’nin de Rusya’ya karşı bir kozu var. Gürcistan’da Rusya bu kozu Washington’a hediye etti.

Hem de İran nükleer krizinin çok kritik bir safhaya girdiği, uluslararası kulislerde "zaman daralıyor" yorumlarının yapıldığı bir dönemde.

* * *

İRAN
Devlet Başkanı Ahmedinejad’ın İstanbul ziyareti, nükleer krizde kılıçların çekildiği kritik bir noktada Türkiye’yi de bu sürecin bir parçası olarak devreye sokuyor.

İşin ilginç tarafı Türkiye ve İran için bu ziyaretin amacı farklı.

İran Devlet Başkanı, etrafında tecrit duvarlarının yükseltildiği bir dönemde Türkiye gibi güçlü bir komşu ile iyi ilişkiler içinde olduğunu gösterecek bu ziyarette.

Türkiye için amaç farklı.

Nükleer krizle ilgili İran’a önerilen son çözüm paketine Tahran diplomatik seçeneğin işlerlik bulabileceği bir yanıt vermedi. Bu durumun ortaya çıkmasından sonra Türkiye’nin arabuluculuk değil ama kolaylaştırıcılık rolü üstlenebileceği konuşuldu. Burada, uluslararası toplumun ne kadar ciddi olduğu anlatılacak Ahmedinejad’a, bir komşu olarak uzlaşma için gayret göstermesi istenecek.

Ahmedinejad zamana oynuyor, Amerika’daki seçim sonuçlarını bekliyor ama Amerika ve İsrail’deki savaş lobisi baskısını arttırıyor.

Bu süreçteki en etkili aktörlerden biri olan Rusya, bugüne kadar İran’a karşı tepkinin kontrollü olmasında baş rolü oynamıştı.

Rusya’yı pazarlık masasında sıkıştıracak bir kozu yoktu muhatapların elinde.

Gürcistan, bu kozu verdi.

Ben de Saakaşvili’yi kim itti diye düşünüyordum. Bu toz duman kalktığında Putin de düşünecektir eminim.
Yazarın Tüm Yazıları