Rumeli Türkleri ve yeni yaklaşım

DERNEĞİN logosunda, elinde üç hilalli yeşil bayrak taşıyan bir atlı vardı. Rumeli Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği’nin dün İstanbul’da düzenlenen kongresinde dikkatimi önce bu logo çekti.Neden üç hilal? İstanbul’un fethini temsil ediyormuş. Olabilir. Ama bu seçimde, çok yakın bir zamana kadar Türkiye dışında yaşayan Türkler konusunun sadece ‘milliyetçilik’ çerçevesinde değerlendirilmesinin hiç mi etkisi yoktu? Bu konu uzun yıllar, MHP ve o çizgiyi savunanların tekeline bırakılmıştı çünkü.Farklı siyasi yaklaşımdaki kuruluşlar, konuya 1990’lardan sonra ilgi göstermeye başlasalar da yeni açılımlar getiremediler. Bugün Kosova başta olmak üzere, çeşitli Balkan ülkelerinde yaşayan Türklerin, daha önce sahip oldukları ‘kurucu unsur’ statüsünü kaybetmelerinde, Balkanlar’dan Irak’a kadar Türkler arasındaki dağınıklıkta bu tıkanıklığın etkisinin olduğunu düşünüyorum.Derneğin eski başkanlarından Lütfü Türkkan, ‘Yugoslavya’da dillerine yasak konan, hakları tanınmayan tek etnik grup Türkler. Türkiye etkisizleştirildi’ sözleri de bu yaklaşımın sonuç vermediğinin en açık örneğiydi.* * * DÜNKÜ toplantıda çok değişik sesler duydum. Memnun oldum. AKP, CHP, ANAP’tan ve şu anda siyasetin önemli simalarından isimler vardı toplantıda.Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ve eşi, Rumelili olarak kürsüye geldiler. Ahsen Unakıtan Hanım, gençlere vaatlerde bulundu. Telefon numarasını vereceğini ve isteyenin kendisini maddi ve manevi ihtiyaçları olduğu zaman arayabileceklerini söyledi. Bu telefon vaatleri pek sağlam değildir, bakalım bu kez ne olacak?Kemal Unakıtan, ‘Biz Rumelililer, şimdiye kadar hem aramızdaki birliği devam ettirmek hem de insanca yaşamak için mücadele ettik. Ama artık yeni bir pencere açmamız lazım. Etnik milliyetçilik meselesinde bakış açımızı değiştirmeliyiz. Bulunduğumuz ülkelerde güçlenmeli, etkinliğimizi arttırmalıyız. Biz diğer topraklarda yaşayan kardeşlerimizin ekonomik gücünü de düşünmek zorundayız’ dedi.Yaklaşımı Özal’ın, daha sonra devam ettirilemeyen vizyonunu anımsatıyordu.‘Rumelililer ışığı alnında ilk hisseden insanlardır’ diyerek Rumeli aydınlanmasına atıfta bulunan ve CHP Genel Başkan Yardımcısı emekli Büyükelçi Onur Öymen’in ‘Türklerin hakkını korumak boynumuzun borcudur’ sözlerini CHP adına verilmiş bir vaat olarak algıladım ben. * * * RUMELİ Türklerine yaklaşımda bugüne kadar etnik milliyetçi bakış hakimdi.Şimdi değişik öneriler de gündeme geliyor. İşte Bulgaristan ve Makedonya Türklerinin örnekleri. Vatandaşı oldukları ülkelerde etkin rol almak için mücadele ediyor ve yaşadıkları ülkelerin Türkiye ile güçlü işbirliği kurmalarına yardımcı oluyorlar.İşte yeni vizyon bu olmalı. Etnik milliyetçiliğe dayanmayan ama Avrupa değerlerinin Türkler için de geçerli olmasını hedefleyen yeni bir vizyon.DYP’den ayrıldıktan sonra, hakkında yeni bir siyasi oluşum içinde olduğu söylentileri yayılan eski diplomat Mehmet Ali Bayar’ın dün Kongre sırasında yaptığı konuşma önemliydi:‘Bizim Balkanlar’dan çıkartılma hikayemiz, 20. yüzyılda Avrupa’nın vicdanını lekeleyen soykırım gibi kötülüklerin nedeni olmuştur. Avrupa’yı uyarmalıyız. Etnik milliyetçilik azdırılarak kurulmak istenen her düzen felaket getirir.’Etnik milliyetçilik izlenmesi en kolay olan ama acı dolu çıkmaz bir yoldur. Gerçekten de Türklerin Balkanlardan çıkartılmaları, etnik temizlik felaketlerinin uluslararası platformda bugüne kadar pek dillendirilmemiş olan yüzüdür.
Yazarın Tüm Yazıları