Rekabet engeli

BRÜKSEL HERKES memnun, Amerika ile Avrupa Birliği arasındaki gerginlik ortamı Başkan Bush’un ziyareti ile aşılmış gibi görünüyor. Ama iletişim sorunu hálá masada. Diyaloğun nasıl devam edeceği belli değil.Evet, Suriye ve Lübnan konusunda Fransa ile anlaşma sağlandı, İran ile sorunların diplomatik yollardan çözümü konusunda Almanya ve diğer AB üyesi ülkelerle fikir birliği oluştu. Ayrıca, Avrupa artık NATO vasıtasıyla Irak’ın yeniden yapılanmasında rol almaya yanaştı, ama anlaşma sağlanamayan çok önemli bir nokta var. Avrupa Birliği ile ABD arasındaki diyalogun mekanizması ne olacak? Yani Brüksel ile Washington birbirleri ile nasıl konuşacaklar? Açsın telefonu konuşsun, ya da e-postayı kullansın demekle olmuyor tabii. İnce işler bunlar, Avrupa Birliği ile ABD’yi birbirine rakip iki güç olarak tasarlayanlar ile böyle bir gelişmeye izin vermemek için çabalayanlar arasındaki ince ya da kaba rekabet iletişim kanallarını tıkıyor. ŞİZOFRENİK DURUM Washington, Avrupa Birliği ile ilişkinin NATO içinde sürmesinde ısrarcı. Almanya Başbakanı Schröder’in, ‘Avrupa Birliği ile AB arasındaki diyalogu, NATO dışında kurulacak bir panele taşıma’ önerisi, Chirac tarafından da desteklenmesine rağmen, Atlantik ötesinden gelen ziyaretçiye kabul ettirilemedi. Bu anlaşmazlık ciddi sorunlara yol açıyor. Brüksel’de, Bush’un ziyaretinin hemen sonrasında gerçekleşen Türk Atlantik Konseyi toplantıları sırasında NATO Genel Sekreteri’nin yardımcılarından Jamie Shea, ‘Avrupa Birliği ile NATO arasındaki diyalogu geliştirmek zorundayız. Şimdi şizofrenik bir durum var. Amerikalılar NATO’ya konuşuyor ama bunun karşısındaki Avrupa-NATO kanalı açık değil’ diyor. Shea’ya göre, Washington ile Brüksel’in işbirliğini gerektiren Ukrayna meselesi ve Ortadoğu barış sürecinin başarısı gibi iki çok önemli konu var. Bu konularla nasıl başa çıkılacak, NATO Avrupa Birliği ilişkileri nasıl dinamizm kazanacak? Şu anda belli değil. SİYASİ NATO ABD ile Avrupa Birliği arasındaki iletişim kanallarının aktif biçimde devreye girmesi için NATO Genel Sekreteri bir paket hazırlayacak ve nisan ayında NATO üyesi ülkeler Dışişleri Bakanları’nın Vilnius’taki toplantısında sunacak. Paketin amacı, NATO’nun sadece askeri değil ama siyasi konuların da tartışıldığı bir platforma dönüşmesini ve tabii ki Transatlantik ilişkinin esas platformu haline gelmesini sağlamak. Brüksel’de görüştüğüm birçok yetkili, ‘Biz burada Irak’ı konuşmalıydık. Hiç konuşmadık. Neden Ortadoğu’yu da konuşmayalım? 60-70’lerde siyasi konsültasyonlar da yapılırdı burada. Siyasi diyalog bizim kültürümüzde vardı. Son yirmi yıldır neden yok oldu’ sorusunu soruyor. NATO üyesi ülkeler kamu diplomasisi bölümü Başkanı Stefanie Babst, ‘AB ile NATO arasındaki ortaklıkta siyasi irade eksikliği var. Evet, Avrupa Birliği ile NATO Balkanlar’da ortak iş yapıyor. Ama biz, terör konularında daha çok siyasi diyaloga dayalı işbirliği de yapabilmek istiyoruz. Bunu gerçekleştirebileceğimiz araçlar var. Berlin anlaşması gibi’ diyor. TÜRKİYE AÇISINDAN İşte buraya bir nokta koyun. Çünkü tam da bu noktada, AB ile NATO arasındaki bu anlaşma noktasında, içinde bizim de olduğumuz ciddi bir pürüz var. Ama burada kesmek zorundayım. Brüksel-Washington diyalogunun, güçlü üyelerinden biri olduğumuz NATO içinde devam etmesinin bizim açımızdan da önemli olduğunu söylemekle yetinip, bu pürüzün ne olduğunu yarınki yazıma bırakıyorum. İyi pazarlar sevgili okuyucularım.
Yazarın Tüm Yazıları