Peki halk abdest alacağı su faturasını nasıl ödeyecek

ARSENİKLİ yoksa temiz mi tartışmaları süren su konusu artık Türkiye’nin gündemine oturdu.

Kuraklıkla birlikte tartışmaların başlayacağını çok iyi biliyordum. Artık halkın ilk önemli kaygısı ekonomisi, sonra su ve sağlığı... Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı’nın Kızılırmak sularını arsenikli mi veriyor tartışmaları bitmez.

Bu arada Kızılırmak sularını özelleştirdiler. Hem de belediye emrine verdiler. Halk bu tartışmalı suları iyi bir ücret vererek almaya başladı. Yakında halk bu sulara alışacak, sonra tam özelleştirme ile yabancı devlete sat gitsin. Ankara’lı tartışmalı sulara para verip alırken, Dikili Belediye Başkanı suları 10 tona kadar bedava yaptı; yargıda... Şimdi 2 belediye başkanını kıyaslayın! Hangisi daha Müslüman?

İzmir’de bayatlamış ekmek kuyruklarında, 300 gr bayat etmek 400 Krş... Dikili ilçesinde 300 gr. taze ekmek 400 Krş... Taze ekmek büyük şehirlerde 750 krş.

Başbakan kürsüden tavsiye ediyor; "3 çocuk yapın, bakın ben çok memnunum" diyor.

Ekmek hesabı 3 çocuk anne, baba etti 5 nüfus... Günde adam başı 1 ekmek günde 5 ekmek. Ayda 150 ekmek. Ayda 150 ekmek çarpı 750 Krş’tan 112.500 (Yüz on iki YTL. beşyüz Krş)

Emekli maaşı 500 YTL veya daha aşağıda... Çalışanlar 750-1000 YTL... (Dünya açlık sınırında değil veya sınırda) Peki bu halk sadece ekmek mi yiyor? Başka faturası yok mu? Başbakan 3 çocuk yapın diyor.

Emeklilerin hali

Peki bu emeklilerin 3 çocuğunun normal okullardaki masrafı 150-250 YTL arası... Üniversitede okuyorsa 300 YTL’nin altına düşmüyor. Başbakan’ın hesabı ile 3 çocuk ilk öğretimde okuyorsa 450 YTL; üniversitede okuyorsa 900 YTL para lazım. Emekli 500 YTL alıyor. 112.500 Krş sadece ekmeğe veriyor. Ev kirası, su, elektirik, yakıt faturalarını kim ödeyecek? Peki bu dünya açlık sınırının altındaki emekli ve memur, işçiler sadece ekmekle mi beslenecekler? Başka ihtiyaçları için gerekli parayı nereden bulacaklar?

Başbakan mikrofonda "devlet yönetiyoruz, devlet" diyor. Halk birbirine hemen sormaya başlıyor.

"Bizi Başbakan mı yönetiyor, yoksa IMF mi?"

IMF’nin borcu hiç bir zaman kapatılmıyor neden?

Halk "Bizi IMF çok seviyor ve her gün öpüyor" diyor.

IMF’nin hastalıkcı reçeteleri

Halk "IMF nin hastalıklı reçetelerinden ne zaman kurtulacağız, insan gibi maaş alacağız" diye soruyor? Bu maaşla aç bırakılan halk ne yiyecek ve içecek? Faturalarını kim ödeyecek? Müslüman olduğunu abdest alacağı sağlıklı suyun faturasını nasıl ödeyecek? İzmir iline tam 100 bin yanlış duymadınız tam yüz bin halkın vergileri ile seçimden 3 ay önce sefer tası ile yeme dağıtılmaya başlanacakmış... Hani çağ atlamıştık?

Bu 100 bini bir de tüm Türkiye’ye uygulayın, korkunç... Türk halkı maalesef resmen dilene ve a; muhtaç...

Nerede ise açıkta Afrika ülkeleri ile yarışır hale gelmiştir.

IMF’nin şart koştuğu bu maaşlarla artık abest alacak su faturaları ödeyemez halde.

Bu ülke abdest alacak su faturasını ödeyemez halde nasıl müslümanım diyecek?

Ümit BORA

Aleviler ve İsrailler

YERYÜZÜNDE Musevilerden sonra inançları dolayısıyla en çok ezilenler Alevi-Bektaşi kardeşlerimizdir. Oysa onlar; Yeniçeri Ocağını ayakta tutup Osmanlı’yı yücelttiler.

Osmanlı bilginleri, şairleri Arapça-Farsça yazarken Türkçeyi yaşattılar. Aşık ve tekke edebiyatımızın en güçlü şairlerini yetiştirdiler. Türkülerimizi de önemli ölçüde Alevi-Bektaşi saz şairlerine borçluyuz. Orta Asya Türk kültürünü İslamla yoğurup Türk kültürel kimliğini oluşturanlar da onlardır. Bir Sünni vatandaş olarak onlara karşı yapılan haksızlıkları kabul etmiyorum. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, Din İşleri Başkanlığı háline getirilmesi mümkün müdür?

Nail TAN-ANKARA

Ankara’da çukurları göremeyenlerin vay haline...

GAZİOSMANPAŞA’da kiralık bir kiraladım bu hafta içinde... Eve gitmek için Oran sitesinden gelen güzergahı kullanıyorum. Dikkatimi çeken nokta ise ’Cumhurbaşkanlığı Köşk’ünün etrafındaki yolların çok bozuk olması... Yolların her tarafı yama ve çukur. İnanmayan gidip bakabilir özellikle giriş kapısının önündeki yolu... Akşam gider iken güzergahımı değiştirdim Atakule tarafına giden yoldan gideyim dedim. Bu sefer öteki taraftan daha da beter çıktı. Yolların yamalı ve çukurlarla dolu olmasından ziyade eğri-bügrü bir hat takip ediyor. Allah korusun arabınızda bir arıza olsa yol üzerinde orada arabanız ile en aşağı 100 kişi gelir. Sağdan soldan sizi oradan alır sorgu sual hakaret ve uygun olmayan muamele ile oradan çıkarır. O kadar kişi o yolların bozuklugunu görüp sorunun nedeni hakkında seslerini çıkarmaz.

Özellikle Cumhurbaşkanı, Başbakan ve bir o kadar politikacının hergün gelip geçtiği bu yollar (Protokol yolu) böyle olursa Ankara’nın diğer semt, sokak ve mahalle arasındaki yolları varın gerisini siz düşünün... Şimdi neden başlık olarak kullandığım yazının ’arslan yattığı yerden belli olur’ dediğimi anlamışsınızdır sanırım. Kendi şahsım olarak söylüyorum o kadar belgesel seyrettim. Ben arslanların hiç çakallarla, sırtlanlarla birlikte yiyip-içip yattığını görmedim.

Kendi gözünün önündeki çukur ve yamayı göremeyenlerin vay haline... Heran bir çukura düşüp veya tökezleyip bir tarafınızı yaralayabilirsisiniz. Bundan sonra Ankara halkı olarak yanımızda ilk yardım çantası ile gezmek zorunda kalacağız sanırım..

İlyas CARNACAR
Yazarın Tüm Yazıları