Papa, Müslümanlar ve özür

YENİ Papa’nın kimliği ile ilgili tahminler yapılırken, eskisinin yarım bıraktığı bir şeyi yenisinin yapıp yapamayacağını merak ediyorum.

Yeni Papa, Ortadoğu’nun yeniden biçimlendiği bu dönemde ve Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği sürecinde, medeniyetler çatışması risklerine karşı nasıl bir tavır izleyecek?

Vatikan’daki her değişiklikte olduğu gibi, bu değişikliğin bizim açımızdan iz düşümü ne olabilir?

Bu sorulara yanıt ararken önce gözlerimizden kaçan bir gelişmeyi aktarmak istiyorum.

Şubat ayında Kahire’deki El Ezher Üniversitesi’nin Dinler Arası Diyalog Komitesi Başkanı Şeyh Fewzi Zafzaf, Vatikan’a yazılı bir başvuruda bulundu.

Zafzaf, Papa II. John Paul’den, Müslümanlardan Haçlı seferleri için özür dilemesini istiyordu mektubunda.

* * *

GERÇİ Papa, 2000 Martı’nda St. Pietro Meydanı’ndaki konuşmasında ‘Musevilerden, Romanlardan, sapkınlardan, kadınlardan, değişik kültürlerden insanlardan ve Katolik olmayan Hıristiyanlardan ve diğer dini inançlara sahip olanlardan, Katoliklerin elinden çektikleri nedeniyle af diliyoruz ve affediyoruz’ demişti.

Haçlı seferleri, Engizisyon ve İkinci Dünya Savaşı’nın acılarını da kapsayan, toptan bir özürdü bu.

Ama tanınmış İslam araştırmacılarından Muhammed Emara, bu açıklamanın yapıldığı günlerde verdiği yanıtta, Müslümanların iki yüz yıl boyu çektikleri karşısında Papa’nın sözlerini çok genel olarak yorumlamıştı.

Papa II. Jean Paul, ‘İsrail halkı’ndan açıkça özür dilememiş miydi? Emara bunu anımsatıyor, ‘Müslümanlara da eşit davranılarak, af dilenmesini’ istiyordu.

Şubat ayındaki baş vuru, İslam dünyasındaki bu beklentinin bir kez daha somut talep halinde Vatikan’a iletilmesiydi.

* * *

PAPA, geçen yıl 4. Haçlı seferinin ve İstanbul’un zaptının 800’üncü yıldönümünde de, Patrik Barthalomeos’tan özür diledi. Patrik, Vatikan’ı ziyaret etti ve özrü kabul etti.

Bu tarihi buluşma, Avrupa Birliği çerçevesinde siyasi birliğe yürüyen Katolik ve Ortodoks halklar arasındaki tarihi ve kültürel buzların eritilmesinin yolunu açtı.

O nedenle bu özürlerin halkları yakınlaştıran siyasi mesajları önemli.

* * *

İŞTE şimdi Müslümanlar da, Haçlı zihniyetine son verecek böyle bir özrü bekliyor. Çünkü Haçlı zihniyeti Avrupa’nın bilinçaltında hálá yaşıyor.

Bu yıl Belçika’nın kuruluşunun 175’inci yıldönümü. Bir buçuk ay önce Brüksel’de bir sabah gazeteyi açtım ve şöyle bir haberle karşılaştım.

‘1096’da kutsal toprakların kurtarılması için girişilen birinci Haçlı seferinde topraklarımızdan ayrılan Godefroid de Bouillon’un kılıcı, birkaç ay için Belçika’ya geliyor....’ İlk haçlıları Anadolu üzerinden Kudüs’e götüren komutanın kılıcını, Kudüs’te koruyan rahiplerden almak için Dışişleri Bakanı Karel de Gucht kalkmış oraya gitmiş. Çünkü bu yıl, Belçika tarihiyle ilgili düzenlenen sergide, Haçlı dönemine de yer veriliyor. Belçika, kuruluşunun 175’inci yıl dönümünde geçmişini Haçlı seferlerine dayandırarak kimliğine derinlik arıyor.

İşte bu zihniyet bu kadar canlı. Avrupa’da Türkiye ile ilgili yapılan tartışmalarda da bu zihniyetin izlerini görmüyor muyuz?

Umuyorum yeni Papa, Müslümanların çağrılarına kulak verir. Çünkü bu, Haçlı seferlerine gerçek son noktayı koyan en güçlü siyasi mesaj olacak.
Yazarın Tüm Yazıları