Obama neocon direnişe tosladı

"BİZİM güçlendirilmiş sorgulama yöntemlerimizi her zaman destekledim ve desteklemeye devam edeceğim. O sorgulamalar, diğer bütün çabalar başarısızlığa uğradıktan sonra teröristlere uygulanmıştı. Yasaldılar, haklıydılar ve yapılması gereken şeylerdi."

Bu sözler, seçimlerden sonra kendisini unutturacağı sanılan Dick Cheney’ye ait.

Obama’nın, Guantanamo’yu kapatmaya uğraştığı bir sırada Cheney, işkenceleri savunmak için geri döndü.

Neoconların en şahini, en kuralsızı Cheney’nin Washington’a dönüşü, uzun zamandan beri aşırı muhafazakar çevrelerden yükselen itirazların zaten yarattığı direnç ortamını daha da sağlamlaştırdı.

Senato, geçen hafta yaptığı oylamada, bu yıl sonuna kadar Guantanamo’nun kapatılması için Obama’nın istediği 80 milyon doları ödeneği kabul etmedi.

Cumhuriyetçiler topyekün karşı oy kullandılar, ama karşı çıkanlar arasında Demokratlar da vardı.

Obama, CIA’nın dünyanın değişik yerlerindeki tutuklu kamplarında yaptığı yasa dışılıkları gösteren bazı belgeleri ve resimleri bu ay sonuna kadar açıklayacağı sözünü vermişti.

İşkencecilerin yargı önüne götürüleceğini vaat etmişti.

Her iki konuda da geri adım attı.

Bu arada, CIA’nın 2002’deki bir panelde, terör zanlılarının sorgulanmasında işkencenin de yöntem olarak kullanıldığı konusunda kendilerine bilgi verilmediğini söyleyen Meclis Başkanı Demokrat Nancy Pelosi de tepkiler karşısında susma kararı aldı.

NEOCON DİRENİŞ

CHENEY
’nin kendisinden bu kadar emin bir biçimde Obama Yönetimi’ni sorgulamaya başlamasıyla birlikte yandaşları, eski başkan yardımcısının arkasındaki büyük desteği açıklamak zorunda kaldılar.

Cheney, desteğini ordunun bazı kesimlerinden alıyordu. 11 Eylül’de hayatlarını kaybedenlerin aileleri, CIA içinde terör suçlamasıyla gözaltına alınanları sorgulayanlar ve sorgulama sürecinde görev almış olan herkes onu destekliyordu.

Onlar da Cheney’nin açıkça söylediği gibi, terörizme karşı savaşta esas olan ulusal güvenlik olduğunu söylüyor, işkence ile elde edilen bilgi sayesinde Amerikan vatandaşlarının hayatlarının kurtarıldığına inanılmasını istiyorlardı.

Tartışma yeni değil. Yabancı da değil.

Ama terörle mücadelede demokrasi ve insan hakları değerlerinden uzaklaşıldığında, yol açtığı zarar, yarardan çok daha büyük olduğu bu olayda da kanıtlandı.

Amerikan Ulusal İstihbarat Direktörü Denis Blair, geçen ay yaptığı açıklamada "Bu uygulamalar imajımızı bozdu" diyor, "Yarardan çok zarar verdi. Ulusal güvenliğimiz için kaçınılmaz değillerdi."

OBAMA FARKLI MIYDI?

GUANTANAMO
, Obama’nın Bush Yönetimi’nden farkını gösteren bir siyasi semboldü. Kapatılacaktı ve ABD, demokrasi değerlerinin savunucusu, hürriyet heykelinin sahibi olarak uluslararası toplumda eski yerini alacaktı.

Artık çok zor görünüyor. Guantanamo ve işkencelerle ilgili vaat ettiklerinden hiçbirini gerçekleştiremeyen Obama’nın, Küba’daki hapishanenin kapatılması ve tutukluların ABD’ye transferinden sonrası için hazırladığı tasarı da bunu ortaya koyuyor.

Obama Yönetimi, mahkemeler suçsuz bulsa bile, güvenlik açısından tehlikeli oldukları düşünülen kişiler için "ömür boyu gözaltı" yasası hazırlatıyor.

İnsan hakları örgütleri tabii ki böyle bir şeye karşı çıkıyorlar. Ama devletin derinliklerindeki muhafazakar direniş, gelen ile gidenin arasındaki farkı o kadar hızla törpülüyor ki, farklılık biçimde kalıyor.
Yazarın Tüm Yazıları