Neyin ihtiyacı?

TASARININ gerekçesini okursanız, ortada kimseyi rahatsız edecek bir şey yok. Öyle ya, Avrupa Birliği’nin -işimize gelen- kurallarını “Onlar istiyor” gerekçesiyle alıp, işimize gelmeyenleri yok saymıyor muyuz? Meğer gazetelerde okuduğunuz, “Polisin ve MİT’in ağır silah ithaline izin veriliyor” haberleri onun gereği imiş.

Haberin Devamı

Bu izin, hükümet tarafından Meclis’e gönderilen ve halen TBMM İçişleri Komisyonu’nda görüşülmekte olan “Silah Kanun Tasarısı” aynen geçerse verilecek.

Ve görevi gereği “ağır silah” kullanmaması gereken Emniyet Teşkilatı ile “ağır silah”la ilişkisi ondan da az olması gereken Milli İstihbarat Teşkilatı, eğer isterse yurtdışındaki bir silah yapımcısı firmadan “ağır silah” ithal edebilecek.


Yeter ki İçişleri Bakanı bu talebi uygun bulsun.


Peki ama “ağır silah” kavramı neleri içeriyor?


Daha önce Emniyet teşkilatında bulunan ve sonra Türk Silahlı Kuvvetleri’ne devredilen “ağır silah” listesine bakarsanız, “havan” topu, RPG-7 tipi roket, “40 Launcher”, “MG 3 makineli tüfeği”, “12,7 makineli tüfeği” gibi silahlar bu gruba giriyormuş.

Haberin Devamı


Ama teknik olarak “ağır silah” kavramının savaş cephesinde kullanılan, tank, top, füze gibi ciddi tahrip gücü olan silahları kapsadığı ifade ediliyor.


Elbet polisin ve Milli İstihbarat Teşkilatı’nın tank, top ithal edebileceğinden söz etmiyoruz. En azından ülkemizdeki çılgınlıkların veya ölçüsüzlüklerin o noktaya kadar ulaşacağını düşünmek bile istemiyoruz.


Ama “Avrupa Birliği Müktesebatı” kılıfıyla getirilen öneride, hangi ülkenin polisinin kendi halkına karşı kullanmak üzere makineli tüfek, RPG roketi, Launcher ve benzeri silah ithal ettiğinin söylenmesi gerekmez mi?


Eğer bu silahları halkınıza karşı kullanmak için getirmiyorsanız, “kime karşı kullanmayı düşündüğünüzü” açıklamanız gerekmez mi?

Meclis’in İçişleri Komisyonu’ndaki görüşmelerden öğreniyoruz ki Genelkurmay Başkanlığı bizden daha hoşgörülü bir bakışla konuyu değerlendirmiş. “Polis yahut MİT bu tip silah getirtmek istiyorsa bu Milli Savunma Bakanlığı’nın da izni alınarak yapılsın ve gelen silah bize bildirilsin” anlamında bir görüş iletmiş.


Öyle ya... Bunlar ancak “savaş” koşullarında kullanılabilecek silahlar olduğuna göre, ülkemizde kimin elinde bu tür silah bulunduğunu bilmek, askerin hakkı ve görevi değil mi?


Ama komisyondaki iktidar çoğunluğu bu talebe “hayır” demiş.

Haberin Devamı


Tabii bu tasarı boşu boşuna getirilmiş değil. Ama asıl maksat ne? Onu da önümüzdeki günlerde öğreniriz de geç kalmaktan korkarız.

Anımsarsınız... Tansu Çiller’in Başbakanlığı sırasında Batman Valisi tutup böyle -yani Başbakan’ın ve İçişleri Bakanı’nın bilgisi altında- yurtdışından silah ithal etmiş ve kendine özgü bir de “silahlı birlik” kurmuştu.


En azından merak ediyoruz:


O tür bir zıpırlığa özlem duyan mı var?

Yazarın Tüm Yazıları