MGK ve sivil değerlendirme

SON günlerin en çok tartışılan konusu Türk Amerikan ilişkileri. Ortada hiç bir sorun olmamasına rağmen kamuoylarında yaratılan hava nedeniyle gerginlik yaşandığı iddia ediliyor. Ama son zamanlarda yapılan açıklamaların satır aralarında sorunlar kendilerini gösteriyor.

Milli Güvenlik Kurulu’nun sivil Genel Sekreteri Büyükelçi Yiğit Alpogan, bu konuda Türk-Amerikan İş Konseyi’nin çarşamba günü İstanbul’daki toplantısında dikkat çekici bir konuşma yaptı.

Türk-Amerikan ilişkilerinde ‘kriz, kötü aşamadan geçme, dibe vurma’ yorumlarının temelsiz olduğunu söyleyen Büyükelçi Alpogan, bugünkü ilişkilerin 1974 Johnson mektubu, 1978 silah ambargosu ile kıyaslanamayacağını söyledi ve hemen arkasından şunları ekledi:

‘Ama ilişkilerimizin ortak çıkarlara dayalı çok boyutlu dokusunu tazelemeye, daha fazla diyalog, iletişim ve açık konuşmaya ihtiyacımız vardır.’

Amerikan Büyükelçisi Eric Edelman’ın da izlediği toplantıda Alpogan, Türkiye ile ABD arasındaki ‘ilişkilerin dokusunun canlandırılması için’ bazı kaygıların giderilmesi gerektiğini söylerken başta Irak’ı saydı.

‘Kuzey Irak ve Kerkük konularında politikaların uyumlaştırılması önemli’ dedi Alpogan, ‘Irak’ın toprak bütünlüğü, PKK’nın tasviyesi önemli. ABD’nin izlediği tutumun zamanlama sorunu olduğuna inanmak istiyoruz.’

Türkiye’nin Avrupa Birliği sürecinin desteklenmesi, Ermeni soykırım iddialarına ilişkin ABD Yönetimi’nin taviz vermemesi, Türkiye’nin kaygılarını giderecek talepler olarak ortaya çıkarken bence çok önemli bir nokta daha vardı Milli Güvenlik kurulu Genel Sekreterlik değerlendirmeleri arasında.

* * *

GENEL
Sekreter’in başarılı diplomatik üslubu ve soğukkanlı duruşu içinde satır arasında kalan konu, Ortadoğu’ya ilişkin sözleriydi.

Büyükelçi Alpogan, ‘ABD’nin Türkiye’yi İsrail-Filistin sorunu için etkili bir aktör olarak görmesi ve politika uygulamalarına katmasını’ isterken somut örnek vermedi. Ama Filistin-İsrail yol haritasını canlandırmak için yapılan son girişimlere Rusya davet edilirken Türkiye’nin dışlanması konuşmayı dinleyenlerin çoğunun aklına gelmişti.

* * *

SADECE Türkiye değil, ABD’den de üst düzeyde yapılan açıklamalarda olumlu mesaj verme çabası dikkat çekiyor. Rumsfeld’in, ‘söylediğinde beğendiğini’ itiraf ettiği açıklamalarından geri adım atması gibi, ABD’nin Türkiye Büyükelçisi Edelman da, hükümetler arası ilişkilerin mükemmel olduğunu söylüyor.

Ama her olumlu mesajda bile satır aralarında sorunların olduğu görülüyor.

İncirlik Üssü ile ilgili her ağızdan farklı bir açıklama çıkıyor. Talebin hangi çerçeveye girdiği konusunda bile anlaşma sağlanamamışa benziyor. Amerikalılar, bu talebin iki ülke arasındaki Savunma ve İşbirliği Anlaşması çerçevesinde yapıldığını söylüyor ama Ankara’da üçüncü taraflara yönelik kullanım isteklerinin, ikili anlaşma çerçevesinde değerlendirilemeyeceği görüşü hakim. Mesele baştan pürüzlü yani. Konunun ayrıntılarıyla ilgili bugüne kadar yazılıp çizilenler için de ‘Hepsi spekülasyon, gerçek değerlendirmelerle ilgisi yok’ deniyor.

Her iki taraf da Türkiye ile ABD ilişkilerindeki sarsıntının basından kaynaklandığı iddiasına sarılıyor. Haksızlık bu. Sorunlar ortada, basın yaratmıyor. Büyükelçi Alpogan’ın söylediği gibi, ‘Ortak çıkarları cesaretle savunmak için iki ülkenin temsilcilerine görevler düşüyor’.
Yazarın Tüm Yazıları