Maşallah taş gibi klip

Dream TV’de izlediğimden beri saksofoncu İlhan Erşahin’in grubu Wax Poetic’in, Norah Jones ile birlikte seslendirdiği Angels (Melekler) isimli şarkısının klibinden bahsetmeyi düşünüyordum, kısmet bugüneymiş.

Vesileye kurban...

Çarşamba gecesi Roxy’de İlhan Erşahin, arkasına sağlam bir tayfa alarak (gitarda Thor Madsen, basta Matt Penman ve Juini Booth, davulda Jochen Rueckart) döktürdü.

Bu müzisyenler, Juini Booth haricinde, Erşahin’in birlikte Harikalar Diyarı adlı albümü yaptığı grup. Albümde klarnette Hüsnü Şenlendirici ve perküsyonda Mehmet Akatay da yer alıyor.

Uzun zaman olmuş müzik gibi müzik dinlemeyeli... Var ya, ilaç gibi geldi.

İlhan Erşahin’in ilk önce adını mı müziğini mi duyduğumu, ne yalan söyleyeyim, hatırlamıyorum.

Ruhumun, ciğerimin paresi bir dostum, onu New York’taki ünlü caz kulübü Sweet Basil’de çalarken dinlemeye gittiğinde, Erşahin’in, onların masasında dönen muhabbetten arkadaşımın Türk olduğuna uyanıp, gelip oturduğunu anlatmıştı. ‘Biraz muhabbet edebilir miyiz Türkçe?’ diye sormuş.

Belki bu hikáyeden evvel müziğini dinlemiş ve sevmişimdir ama kendisine olan sempatimin tavan yapması, o hadiseye rastlar.

İlhan Erşahin’i kaç kez canlı izledim, onu da hatırlamıyorum. Ama sayısı epey çoktur ve tekinde bile hayal kırıklığına uğramadım, onu gayet iyi biliyorum.

Erşahin, yarı İsveçli, yarı Türk bir müzisyen. Eline ilk kez 16 yaşında aldığı saksofonla 19 yaşında etüdler yapmaya başlamış. Berklee’den burs kazanmış ve gerisi de tarih: Erşahin’in ‘baba’ müzisyenlerle birlikte çaldığı, cazın ekseninde farklı dalları harmanlayarak, farklı gruplarla, farklı albümler yaptığı şahane bir müzikal kariyer...

Erşahin’in, müziği Massive Attack ile karşılaştırılan grubu Wax Poetic’in icra ettiği Angels’da -Erşahin’in ‘olmadan’ önce keşfettiği- Norah Jones vokal yapıyor.

Angels, New York sokaklarında, elden ele dolaşan bir fotoğraf makinesiyle resmedilen ‘melekler’i konu ediyor.

Klibin başında fotoğraf makinesi Erşahin’in elinde. Sokakta birinin fotoğrafını çekiyor ve fotoğraf makinesini fotoğrafını çektiği kişiye veriyor. Fotoğrafını çektiği kişi, bir başkasının fotoğrafını çekiyor ve bu kez makineyi ona veriyor. Tabiri caizse böyle bir ‘zincirleme reaksiyon’ neticesinde makine, sonunda yine Erşahin’in eline geliyor.

Nasıl desem, masalsı bir klip... İnsanın ruhunu sağaltıyor. Tıpkı müzik gibi...

Türkiye’de ilk kez Bodrum’da sahneye çıkan, ardından Roxy, Babylon gibi ünlü caz kulüplerinde sık sık sahne alan, farklı festivallerde çalan İlhan Erşahin için başta İstanbul olmak üzere, Türkiye de büyük ilham kaynağı. İlhan Erahin, geçtiğimiz Rock’n’Coke Festivali için verdiği bir röportajda, Wax Poetic’in müziğinin sokağın sesi olduğunu söylüyor:

‘Wax Poetic’in ilk büyük konseri İstanbul’da oldu. Yazdığımız parçaların bir bölümünü de burada yazdık, buradaki sokakların sesleri ve İstanbul’daki hayat müziğimizi de etkiledi. Ama benim İstanbul ve Türkiye’yi daha çok hissettiğim projem Harikalar Diyarı. (Albüm Doublemoon Records’dan çıktı) ’

Yanisi, bu köşede genellikle Türkçe şarkıların kliplerinden bahsediliyor ve Angels, yabancı müzik kanallarında çalan bir şarkı ama anlamışsınızdır:

Teşbihte hata olmaz, sokaksa, ha New York, ha İstanbul... İyi müzikse, dünyanın her yerinde iyi müziktir diyelim.

Ve ille ki bir ‘mazeret’ gerekirse, malzeme, bir yanıyla Türk efen’im.
Yazarın Tüm Yazıları