İstanbul müzelerindeki en iyi restoranlar
Şehrin müzelerinde yalnızca zihin açan sergiler var sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Çünkü artık her birinin restoranı en az düzenledikleri sergiler kadar iddialı. Kimi menüye ilhamını sanattan alan dokunuşlar katıyor, kimi sizi geçmişe doğru uzun yolculuklara çıkarıyor. Saatlerce oturmak isteyeceğiniz müze restoranlarına alalım sizi.
RAHMİ KOÇ MÜZESİ
HALAT BY DİVAN
Klasik arabalardan nostaljik trenlere, klasik uçaklardan vapur ve denizaltına Rahmi Koç Müzesi’nde gezilecek yer çok. Yemek saatinde buradaysanız, sizi oldukça şık bir seçenek bekliyor. Tam da Haliç kıyısında yer alan Halat Restaurant, dingin manzarasıyla karşınızda! El yapımı tekneler ve denizkızı resimleriyle dekore edilmiş mekanın menüsü dünya mutfağı ağırlıklı.
CAFE DU LEVANT
Fransız mutfağına düşkün olanların seçimiyse yine müzedeki Cafe du Levant. Fransa’dan getirilen antikalar, nostaljik çanta ve şapka koleksiyonlarıyla burası tipik bir Fransız bistrosu. Soğan çorbası, ördek konfit, creme brulee gibi Fransız klasikleri de menüdeki yerini almış.
BAR BAR ROSSA BY DİVAN
Rahmi Koç Müzesi saat 18.00 oldu mu kapılarını kapatıyor. Geceyi uzatmak mı istediniz? Doğruca Bar Bar Rossa’ya. Rahmi Koç’un kişisel koleksiyonunda bulunan antikalarla dekore edilmiş bar, İngiliz pub’larını aratmayacak derecede şık ve keyifli. Barın geniş içki menüsü türlü atıştırmalıklarla tamamlanıyor.
SALT GALATA
NEOLOKAL
Gerek sergileri gerek film gösterimleri gerek de araştırma kütüphanesiyle birçok kişinin uğrak noktalarından biri olan Salt Galata şehrin en başarılı şeflerinden Maksut Aşkar’ın Neolokal restoranına da ev sahipliği yapıyor. Tarihi Yarımada manzarası belki de buradaki en küçük detay. Tabaklardaki sunumlar da şaşkınlık yaratan cinsten. Menü Türk mutfağı ağırlıklı. Ancak mesele şefin ‘modern’ dokunuşları. Menüyü incelerken masada bir süre sessizlik olabilir. Zira her yemeğin içeriğinin yanı sıra Anadolu’daki hikayesi de tatlı tatlı anlatılıyor. Mümkün olduğunca fazla çeşit deneyebilmek için tadım menülerini tercih edin.
PERA MÜZESİ
PERA CAFE
Temalı film gösterimleri, koleksiyonu ve süreli sergileriyle sanat takipçilerinin vazgeçemediği rotalardan biri de Pera Müzesi. Sergi sonrası mola noktasıysa art deco tarzındaki Pera Cafe. Dekorasyonuyla Pera Müzesi’nin 1893 yılında inşa edilen ve 1970’lere kadar hizmet veren Hotel Bristol geçmişine ve 1900’ların Pera’sına gönderme yapan mekan kafa dinlemek için ideal. Pera Müzesi’yle birlikte Pera Cafe de pazartesi günleri kapalı.
BORUSAN CONTEMPORARY
BORUSAN MÜZE CAFE
2007’den bu yana Rumelihisarı’ndaki Perili Köşk’te faaliyet gösteren Borusan Contemporary, çağdaş sanat takipçilerinin iyi bildiği bir adres. Leb-i derya köşkün kafesi de tahmin edersiniz ki nefes kesen bir manzaraya sahip. Perili Köşk’ün ikinci katındaki Müze Cafe’nin menüsü de bir kafeden beklenenin çok daha fazlasını karşılıyor. Borusan Contemporary yalnızca cumartesi ve pazarları, 10.00-20.00 saatleri arasında açık. O yüzden buraya uzun hafta sonu kahvaltıları için uğrayanlar çoğunlukta.
TOPKAPI SARAYI
KONYALI 1897
Sarayburnu’nda, Osmanlı tarihinin en önemli yapılarından biri olan Topkapı Sarayı’nın müdavimleri arasında turistler kadar geleneksel mutfak düşkünleri de var. Konyalı’da ana yemekler kebap ekseninde çeşitleniyor. Tas kebabı, incik kebabı, islim kebabı... Sebzeli piliç sarma, kuzu dolması, dana rosto gibi lezzetleri de deneyebilirsiniz. Yanında zeytinyağlı ve dolma seçeneklerinden tatmadan olmaz. Burada yemeğin tamamlayıcısı Osmanlı şerbetleri. Tatlıya yeri kalanlara baklava seçeneklerinin de iddialı olduğunu belirtelim.