Fotoğraflar: Alamy ve AFP
Öyle tuhaf bir alışkanlığı var ki... Sabahları içtiği kahve...
Hollywood dünyasından sporculara, siyasetçilerden iş insanlarına birçok ünlünün tuhaf yeme içme alışkanlıkları...
Birçoğumuzun yeme içme konusunda tuhaf alışkanlıkları var. Ünlü insanlar da bu alışkanlıklardan muaf değil elbette. Kimi bütün gün aşırı acı biberleri atıştırmalık niyetine yiyor, kimi kahvesi saat yönünün tersine karıştırılmazsa kesinlikle içmiyor. Özellikle sahneye çıkacakları zaman talep ettiklerine ise akıl sır ermiyor. Sizin için Hollywood dünyasından sporculara, siyasetçilerden iş insanlarına birçok ünlünün tuhaf yeme içme alışkanlıklarını araştırdık.
Donald Trump yemeklerini çok iyi pişmiş seviyormuş. Yumurtalarının iyice katılaşana kadar pişirilmesini isteyen Trump bifteğinin de iyi pişmiş olmasını istiyormuş.
Bir başka ünlü Jessica, Jessica Biel da sabahları duşa girerken kahvaltısını da yanına alıyormuş. Yoğun temposu nedeniyle doğru düzgün kahvaltı etme fırsatı bulamayan Biel, çözümü böyle bulmuş.
Berkshire Hathaway’in CEO’su Warren Buffett 90 yaşına merdiven dayadı ancak halen çok sağlıklı. Buffett bunun sırrını günde 5 kutu kola içmesi olarak açıklıyormuş. Hatta “Günde 2700 kalori alıyorsam bunun dörtte biri koladan geliyordur” demiş Forbes dergisine. Buffett’ın bu tercihi yapmasının sebebi ise “6 yaşındakilerin ölüm oranının çok düşük olması” imiş.
Bir başka kola sever de yakın zamanda hayatını kaybeden modacı Karl Lagerfeld’miş. Lagerfeld sıcak hiçbir içeceği tüketmiyormuş ancak günde 10 kutu diyet kola içiyormuş. Güne iki protein karışımı ve buharda pişmiş elmayla başlayan Lagerfeld öğle yemeği yemiyormuş.
ABD’li siyasetçi Hillary Clinton, bütün bir gün boyunca aşısı acılığıyla bilinen jalapeno biberlerini atıştırıyormuş. Geçmişte Clinton’ın ekibinde çalışmış bir danışman bunu şöyle anlatmış: “Yanımızda bir tabak dolusu çiğ jalapeno biberi olmadan bir günümüz hatta dakikamız geçmezdi. Bu biberleri patates cipsi gibi yerdi.” Clinton bu alışkanlığı 1992’de eşinin başkanlık yarışı sırasında bağışıklık sistemini güçlendirmek için edinmiş.
Oyuncu Catherine Zeta Jones’unkine tam bir yeme alışkanlığı demek mümkün değil aslında. Zeta Jones dişlerini çilek püresi ve karbonattan oluşan bir karışımla fırçalıyormuş. Oyuncu bu formülle diş sağlığını koruduğunu söylüyormuş.
Novak Djokovic, kazandığı maçlardan sonra kortun çimlerini yermiş. Rafael Nadal’a karşı önemli bir galibiyet aldıktan sonra kortun çimlerini yiyen Djokovic, gazetecilerin sorusuna “Kendimi bir hayvan gibi hissettim. Tadının nasıl olduğunu merak ettim, lezzetliydi” demiş. Djokovic günlük hayatında glüten, süt ürünleri, kafein ve rafine şeker tüketmiyormuş.
Selena Gomez patlamış mısırı “Teksas tarzı” seviyormuş, yani acı biber sosu ve turşu suyuyla. ABD gibi patlamış mısırın genelde karamelle yani tatlı olarak tüketildiği bir ülke için tuhaf bir alışkanlık olabilir ama acılı patlamış mısıra bizim bir itirazımız yok.
Beatles üyelerinden Ringo Starr hayatı boyunca hiç soğan ve pizza yememiş. Bunun sebebi Starr’ın alerjileriymiş. En sevdiği yiyecek ise keçi peyniriymiş, bunu da Rolling Stone dergisine verdiği bir röportajda açıklamış.
Andy Warhol doğum günlerinde pastasının tamamını kendi kendine yermiş. Hatta tatlıyı o kadar seviyormuş ki akşam yemeğinde bifteği bir kenara bırakıp reçelli ekmek yiyor ve “Protein pişirirken kendimi kandırıyorum. Tek istediğim şey şeker” diyormuş.
Mariah Carey bir dönem haftada 3 gün sadece lahana, patlıcan, erik gibi mor yiyeceklerle besleniyormuş. Carey’nin gençlik sırrı bu yiyeceklerin antioksidan etkisi mi acaba?
Korku ve gerilim romanlarının usta yazarı Stephen King yazı yazmaya başlamadan önce her zaman bir dilim cheesecake yermiş. King, kaygan olan hiçbir şeyi de yemiyormuş. Örneğin Bon Appetit dergisine “Ben istiridye yemiyorum, boğazımdan geçerken verdiği o kaygan his korkunç” diye bir açıklama yapmış.
Oyuncu Renee Zellweger da bütün gün atıştıranlardanmış ancak kalori almamak için sürekli buz küpleri yiyormuş. Zellweger bunu, “Sürekli beslenme hissini yaşadığım müddetçe bu durum bir yere kadar çekilir olabiliyor” diye açıklamış.
Facebook CEO’su Mark Zuckerberg, 2011 yılında sadece kendi öldürdüğü hayvanların etlerini yeme kararı almış. Ancak bu kararın ömrü pek uzun olmamış ve Zuckerberg eski yemek düzenine dönmüş.
Bill Gates genç bir bilgisayar programcısıyken bol miktarda toz portakallı içecek tüketirmiş. “Ne var bunda?” diyebilirsiniz elbette ama ilginç olan Gates’in bu içecekleri suyla karıştırmadan, toz halinde tüketmesi.
ABD eski Başkanı Barack Obama tam bir sebze delisiymiş, en sevdiği sebze de brokoliymiş. Bu tercihini destekleyen çok fazla kişi olmayabilir.
Apple’ın kurucusu Steve Jobs bir dönem sadece havuç yiyerek yaşamış. Bu nedenle ister inanın ister inanmayın ama cildi turuncuya dönmüş. Aynı şeyi elmayla da Jobs bu tavizsiz vegan diyet sayesinde vücudunun kokmadığını ve haftada bir kez banyo yapmasının yeterli olduğunu savunuyormuş.
Bir başka ketçap meraklısı da İngiliz şarkıcı Ed Sheeran’mış. Turneye çıkarken yanına mutlaka acil durumlar için birkaç şişe ketçap alan Sheeran’ın ayrıca bir ketçap dövmesi ve ketçaplı dondurma yapan bir dondurmacısı varmış.
Müzik dünyasının ünlülerinin kulis kaprisleri denen talepleriyle ilgili haberler hep yazılır ama Jennifer Lopez’inki biraz daha farklı. Lopez kahvesinin mutlaka saat yönünün tersine karıştırılmasını istiyormuş, diğer türlü karıştırılmış kahveyi içmiyormuş. Farkını nasıl ayırt ettiği ise büyük merak konusu. Lopez’in bir diğer alışkanlığı da her yemekten önce greyfurt yağı koklamasıymış. Bu yağın aromasının vücuttaki yağları parçaladığına inandığı için böyle bir şey yapıyormuş Lopez.
Beyonce soyunma odasında mutlaka fırında tavuk olmasını istiyormuş. Ancak her türlü tavuğu kabul etmiyormuş. Beyonce’nin yiyeceği tavukların (sadece but, kanat ya da göğüs) bol miktarda kırmızı biber, tuz, karabiber ve taze sarımsakla tatlandırılmış olması gerekiyormuş. Beyonce tavuklara ek olarak buharda brokoli, taze fasulye ve ıspanak istiyormuş.
Kanadalı şarkıcı Justin Bieber ise adını şarkılarından alan yemekler yapacak bir özel şef istiyormuş. Bieber’ın bir diğer talebi de yiyeceği tüm yemeklerin taze olması ve şeffaf streç filme sarılı olması gerekiyormuş.
Kanye West yiyeceklerinden çok içeceklerine önem veriyormuş. Örneğin Saint Pablo turnesinde slushy adı verilen buzlu içeceklerin yapıldığı makinelerden istemiş.
Hayvan hakları savunuculuğuyla bilinen The Beatles üyesi Paul McCartney, kürk ve derinin yanı sıra her türlü etin de kulisine girmesini yasaklıyormuş.
Alicia Keys odasında mutlaka oda sıcaklığında şişelerce su istiyormuş. Keys ayrıca çikolatalı bademli süt, ton balıklı sandviç, hızlı pişen yulaf ezmesi, karışık meyve tabağı ve bulunduğu şehrin yeler deniz ürünleri ve İtalyan restoranlarından menüler istiyormuş.
Cher, odasında mutlaka kola olmasını istiyormuş. Bu kolaların yarısının normal, yarısının da diyet kola olması gerekiyormuş.
Aerosmith ise Hint mutfağına ait yemekler talep ediyormuş. Pirinç köfteleri, katı haşlanmış yumurtalar, fırında pişmiş patatesler ile yoğurt ve nane soslu tavuk tikka Aerosmith’in olmazsa olmazlarıymış. Grup üyeleri işlenmiş etler ve işlenmiş peynirleri ise kesinlikle kulisin kapısından içeri sokmuyormuş.
Shakira’nın kulisinde ise bir meyve sepeti bulunması gerekiyormuş. Ama bu meyve sepetinde bulunacakların listesi önceden belliymiş: 3 mango, 3 küçük Hawaii papayası, 6 muz ve 3 şeftali.
Lady Gaga’nın soyunma odasında mutlaka bulunması gereken ise bir smoothie istasyonuymuş. Bunun dışında Gaga, çaydanlık, organik zencefil ve limon otu çayı ve bal istiyormuş. Buzda enerji içeceği, yeşil çay, guacamole sosu, peynir tabağı ile sebzelerden yapılmış ve kürdana batırılarak yenen sosisler istiyormuş.
Van Halen ise kulisinde fındık ve kraker ile ekşi krema istiyormuş. Ayrıca dışı şeker kaplı çikolata drajeler de istiyor ama bu drajeler kesinlikle kahverengi kaplamalı olmayacakmış. Bunun sebebi ise lezzet filan değilmiş. Van Halen üyeleri organizatörlerin talep listesini dikkatli okuyup okumadığını anlamak için böyle bir sınav yapıyormuş. Kaseden kahverengi draje çıkarsa konser iptal ediliyormuş.