İzlediği bir televizyon dizisi hayatını değiştirdi: O bugün ödüllü bir şef
Televizyonda izlediği diziden etkilenerek, Kore mutfağına merak salan Aylin Doğaner, önce Kore yemekleri yarışmasında Türkiye birincisi seçildi, ardından üniversitede eğitim vermeye başladı.
Televizyonda izlediği diziden etkilenerek, Kore mutfağına merak salan Aylin Doğaner, 5 yılda meslek edindirme kurslarında aldığı eğitimlerin ardından önce Kore yemekleri yarışmasında Türkiye birincisi seçildi, ardından üniversitede eğitim vermeye başladı.
Çocukları küçük olduğu için evde vakit geçirirken, televizyonda Kore yapımı diziler izlediğini anlatan Doğaner, Kore mutfağına ilgisini şöyle anlattı:
"TRT'de o zaman izlediğim 'Saraydaki Mücevher' isimli diziye, oradaki mutfağa bir ilgim oluşmuştu. Çocuklarım okula başladığında meslek edindirme kurslarına başladım. Kore Büyükelçiliği’nin Kültür Merkezi'nde ücretsiz yemek kursları verildiğini söylediler. Ben de meslek edindirme ile beraber oraya da başladım. Kore yemeklerine zaten ilgim vardı, sevgi duyuyordum ama nasıl yapılacağını bilmiyordum. Gittim, orada hocalarımız çok güzel ilgilendiler. Yaklaşık 5 senedir Kore mutfağıyla beraber Türk mutfağını da devam ettirip, aşçılık belgemi, usta öğreticilik ve ustalık belgelerimin hepsini aldım."
Daha sonra uluslararası yemek yarışması, 2017 Kore Yemekleri Yarışması'na (Global Taste Of Korea Hansık Contest) katıldığını anlatan Doğaner, yarışmada Türkiye birinciliği elde ettiğini ve Kore'ye giderek, 18 dünya birincisiyle beraber eğitim aldığını söyledi.
Halen Başkent Üniversitesi Termopolium Gastronomi Akademisi'nde şef eğitmen olarak bu işe gönül verdiğini dile getiren Doğaner, "Kore mutfağı dünyanın en sağlıklı mutfağı olarak kabul ediliyor. Fermantasyon olarak yapılan işlemler şu anda çok popüler. Çünkü doğal yollardan fermantasyon yapılıyor. Çeşitli karışımlarla çok değişik lezzetler elde ediliyor. Türk mutfağı da çok güzel bunu inkar edemem ama değişik dünya mutfaklarıyla beraber, Kore mutfağında da renklerin kullanımı, bazı şeylerin doğayı temsili olsun çok güzeldi, bu nedenle öğrendim. Öğrencilerime de bunu güzel aktardığımı düşünüyorum" dedi.
Doğaner, ev kadınlığından şef eğitmenliğe uzanan öyküsünü, "Ben hiçbir zaman pes etmedim. Çünkü çok zorluklar oluyor. İki evladım var, onların okulu var. Eğitimlere gidemeyeceğim zamanlar oldu ama hep bir şekilde, 'Ben buna devam etmeliyim, ben bu işi yapabilirim. Bu iş muhakkak olur, yeter ki isteyeyim' diye bu mantıkla yola çıktım" diye özetledi.
Doğaner, şöyle devam etti: "İkinci yarışmaya kronometreyle hazırlandım. Bir saatte iki çeşit yemek çıkarmam lazımdı, ben 3 çeşit çıkarttım. Sunum, hız, temizlik hepsini o bir saat içinde yetiştirmem gerekiyordu. O yüzden bir şeyi yeter ki istesin insanlar, isteyince yapamayacağı bir şey yok. Kore'ye gitmeyi çok istiyordum, çok güzel bir şekilde diğer dünya birincileriyle beraber gidip, gezmek nasip oldu. Bir şeyi istemek, gönül vermek o işi başaramayacağınız anlamına gelmiyor bir şekilde başarırsınız."
Eşinin ve anne babasının çok desteğini aldığını vurgulayan Doğaner, "Ben zaten mutfağı çok seviyorum. Biri 'neredesin?' diye sorduğu zaman 'mekanımdayım, yani mutfağımdayım, her zamanki olduğum yerdeyim' diyorum. Değişik reçeteler, değişik lezzetler oluşturmaya halen devam ediyorum. Bu, burada da kalmayacak, yine eğitimime devam edeceğim, yine belki başka yerlerde de başka işlerde de bulunacağım. O yüzden bir şeye asla 'bitti' denilmiyor, bence öyle. Hayat bir üniversite devam edeceksiniz ki yeni şeyler öğreneceksiniz. Mutfak da öyle ucu çok açık" ifadelerini kullandı.