Buraya 'Küçük Antalya' diyorlar... Her türlü meyve yetişiyor ama...
Diyarbakır’ın Çüngüş ilçesinde 110 haneli kırsal Geçit Mahallesi, her çeşit meyvenin yetişmesi nedeniyle halk arasında ’Küçük Antalya’ olarak adlandırılıyor.
Diyarbakır’ın Çüngüş ilçesinde 110 haneli kırsal Geçit Mahallesi, her çeşit meyvenin yetişmesi nedeniyle halk arasında ’Küçük Antalya’ olarak adlandırılıyor. Mahalleli, elde ettikleri organik ürünleri satmak için ilçede bir pazar kurulmasını ve 6 kilometrelik toprak yolun asfaltlanmasını istiyor.
110 haneli mahallede çiftçiler, yaz-kış, kiraz, üzüm, vişne, kayısı, yeşil erik, dut, incir, böğürtlen, dolmalık biber, sivri biber, salatalık, domates, limon, maydanoz, elma, nar, portakal, mandalina, fındık, ceviz, her türlü yeşillik, turp, ayva, armut, kivi, zeytin ve cennet hurmasının da arasında olduğu çok sayıda organik meyve ve sebze üretimi yapıyor.
’PAZAR SORUNU OLUNCA ÜRÜNLERİ KENDİMİZ TÜKETİYORUZ’
Geçitli Mahallesi Muhtarı Cuma Toğrul, arazilerinde 4 mevsim ürün yetiştirme imkanları olduğunu ama pazar sorunu nedeniyle bu ürünleri çoğunlukla kendilerinin tükettiğini ifade ederek, şöyle konuştu:
"Ürünlerimiz tamamen organiktir. İlaç veya başka bir şey kullanmıyoruz. 110 hane var. Yüzde 70’i emekli, 500 nüfusumuz var. Yaz aylarında 650 ile 700’ü buluyor. Balkonlarda kurutulan nar var, bunları kışlık kendimiz için hazırlıyoruz. Bu narları 11’inci veya 12’nci ayda toplayıp nisan ve mayıs aylarına kadar balkonlarda asılı tutuyoruz."
"Ezilme riski daha azdır. Meyveler nisan aylarında verim vermeye başlar. Yaz aylarında üzüm, ceviz, çam fıstığı, menengiç gibi birçok ürün bizde yetişiyor. Sonbahar aylarında mandalina ve portakal ilgi görmeye başladı. Bunu denedik gördük. İklim uygundur. Öyle ki kivi bile yetişmeye başladı. Sadece muz denemedik, onu da deneyeceğiz."
Mahalleli Salih Demirok, 1.5 dönümlük arazisinde sebze ve meyve yetiştirdiğini dile getirerek, "Her ağaçtan birer tane yetiştirdim. Nar, yenidünya, portakal ve limon. Hatta fındık ağacı bile var. Ceviz ile sebzelerle kendi geçimimizi yapıyoruz. Nar bazen ağaçta kalıyor, çürüyor ama fazlalıkları da nar suyu yapıyoruz. Evde kalıyor ya da satıyoruz, eşe, dosta veriyoruz. Pazar olmadığı için satamıyoruz. Yol paramızı çıkarmıyor bile. O yüzden kendimiz tüketiyoruz" diye konuştu.