Fotoğraflar: AA
40 derece sıcakta, güneş altında... Çoluk çocuk bir arada
Zengin yemek kültürüyle Türkiye'nin öne çıkan kentlerinden Şanlıurfa'da, tadı, rengi ve kokusuyla birçok yemeğe lezzet katan, çiğ köftenin "olmazsa olmazı" isot, kavurucu sıcakta uzun ve zahmetli bir sürecin ardından tezgahlardaki yerini alıyor.
İsot üreticilerince pazarlardan veya tarlalardan satın alınan biberler, çalışan kadınlar tarafından yıkandıktan sonra saplarından ve çöplerinden ayıklanıyor.
Zeytinyağıyla harmanlanarak eşsiz bir tat ve parlaklık kazanan biberler, bu zahmetli ve "acı dolu" yolculuğun ardından mutfakların vazgeçilmezi olan isota dönüşüyor.
Uzun yıllardır isot üreticiliği yapan İsa Işıkay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaklaşık 32 yıl önce babasının başlattığı isot üreticiliğini sürdürdüklerini söyledi.
İsot üretiminin sıcak havalarda yapıldığını ve yaklaşık 4 ay sürdüğünü anlatan İsa Işıkay, şöyle konuştu:
"Bu sene yağışların uzun sürmesi nedeniyle çiftçilerimiz geç ekim yaptığı için istediğimiz gibi olmadı, bu nedenle de yaş biber fiyatı geçen seneye göre biraz yüksek. Fiyatlar yüksek olunca isotun da bu yıl fiyatında artış olacak."
"Burada ürettiğimiz isotları genelde kentteki esnafa ve il dışından talep eden vatandaşlarımıza ve tüccarlara satıyoruz. İnşallah amacımız ürünlerimizi yurt dışına pazarlamak, bunun için çalışıyoruz."
Çiftçilerden Bekir Paç da yaklaşık 9 yıldır kiraladığı tarlada biber yetiştirdiğini belirterek, bu yıl fiyatların yüzlerini güldürdüğünü dile getirdi.
Geçen yıl biberde zarar ettiğini, ancak bu yıl biberin fiyatının ve kalitesinin sevindirici olduğunu anlatan Paç, "Çok şükür biberleri toplayıp satmaya başladık. Talep oldukça fazla ve yetişmekte zorlanıyoruz. Günlük olarak topladığımız biberleri pazara götürüp 2-2,5 liraya satıyoruz. Bu sene havalardan dolayı hasat gecikmeli de olsa verim bizi mutlu etti." diye konuştu.