Kılıçdaroğlu Erdoğan'la buluşur mu?

TERÖRE karşı ortak bir duruş sergilenebilir mi?

Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin ; “Keşke...” demiş ve eklemiş:
“Şu kritik dönemde Başbakan Erdoğan ile ana muhalefet lideri Kılıçdaroğlu buluşup teröre karşı ortak bir duruş sergilese hem kamuoyu büyük memnuniyet duyar hem de terör örgütü geriler...”
Tabii Şahin
geçmişte bu buluşmanın bir türlü gerçekleşemediğini çok iyi biliyor...
Ama bir umut, temennisini dile getirmiş...
¡ ¡ ¡
Oysa perşembe günü Kemal Kılıçdaroğlu
ile yaptığım sohbette bu buluşmanın temenniden öteye geçebileceğini bizzat gördüm.
Çünkü Kılıçdaroğlu
açılıma kategorik olarak karşı değil.
Açılım sürecinde AK Parti Hükümeti’nin iki temel hata yaptığını düşünüyor.
Bir, içini iyi doldurmadan çok büyük beklenti yarattılar.
İki, siyasi ve toplumsal mutabakat sağlamadan süreci başlattılar...
¡ ¡ ¡
Hükümete sorsanız mutabakat sağlanamamasının sebebi muhalefet, muhalefete sorarsanız hükümet...
Kılıçdaroğlu
hükümeti eleştirmekle beraber geçmişin hatalarına takılıp kalmaktan yana değil.
Bugün Erdoğan
bir davet yapsa açılımı konuşmaya hazır.
Açık açık “Biz CHP olarak Kürt sorununun çözümünde her türlü katkıyı vermeye hazırız, keşke Başbakan açılımı başlatmadan önce muhalefetle ortak bir mutabakat sağlasaydı, o zaman bu yanlışlar yapılmazdı”
dedi...
Peki şimdi bu mutabakatın sağlanması için bir araya gelir mi?
Cevabı tereddütsüz “Evet”.
Gerekçesi oldukça basit: “Bu sorun hiçbir partinin tek başına çözebileceği bir mesele değil...”
¡ ¡ ¡
Bu basit gibi görünen cümleyi bu netlikte kurmak o kadar önemli ki...
Kürt sorununu yazdıkça bazı okurlar haklı olarak soruyor: “İyi de sizin öneriniz ne?”
Ben siyasetçi değilim, çözüm konusunda elbette fikirlerim var ama sorun büyük ölçüde siyasi olduğu için bu sorunu öncelikle siyasetçiler çözecek.
Eğer onlar kendi aralarında ortak bir duruş sergilerlerse toplumsal mutabakat kendiliğinden gelir...
Türkiye ekonomik krizlerden çok çektiği için zamanında tüm tarafları bir araya getiren çok önemli bir mekanizma kurmuştu: Ekonomik Danışma Konseyi.
Bu konsey hâlâ belli aralıklarla toplanır...
¡ ¡ ¡
Terörle 26 yıldır boğuşuyoruz ama hâlâ tüm tarafları bir araya getiren bir mekanizma yok.
MGK’da sadece iktidar ve asker temsil ediliyor.
Bu yüzden MGK tüm ulusu ilgilendiren çok kritik konularda toplumsal mutabakatın adresi olamıyor.
Oysa bakın mesela Amerika’da, İspanya’da hatta Güney Kıbrıs’ta tüm ulusu ilgilendiren çok kritik konuların konuşulduğu ‘ulusal konsey’ler var.
¡ ¡ ¡
Türkiye’nin içeride ve dışarıda yıllardır başını ağrıtan 3 temel sorunu var.
1- Kürt sorunu
2- Ermeni sorunu
3- Kıbrıs sorunu
Elbette başka konular da eklenebilir ama sonuçta bu üç temel sorunu da bir partinin tek başına çözmesi çok zor.
Öyleyse Türkiye’nin neden bir Ulusal Danışma Konseyi
yok?
Lafa gelince mangalda kül bırakmıyoruz.
Yoksa Türkiye’nin Güney Kıbrıs kadar olsun ulusal bilinci yok mu?
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül
zaman zaman tarafları bir araya getiriyor ama ortada sağlam bir mekanizma olmadığı için sonuç alamıyor.
Dolayısıyla Türkiye’nin ‘Kürt sorunu’
ndan önce çok temel konularda ‘buluşamama-konuşamama-tartışamama ve ortak çözüm üretememe sorununu’ çözmesi gerekiyor.
Yazarın Tüm Yazıları