Kıbrıs’ta referandum ısıtılıyor

ROMA
AVRUPA Birliği Kıbrıs konusunu yeniden pişiriyor. Ama bu tabağın ne zaman masaya geleceği henüz bulanık. 17 Aralık öncesi mi, yoksa Türkiye ile müzakere kararından sonra ama müzakereler başlamadan önce mi?

Hazırlıklar ikinci seçenek üzerinde çalışıldığı izlenimini veriyor.

Roma’da, Türkiye ile İtalya arasındaki sivil toplum diyaloğunu güçlendirmek amacıyla düzenlenen geniş bir toplantıda, bir haftadan beri kokusunu izlediğim gelişmelerin yavaş yavaş şekillenmekte olduğunu gördüm.

İtalyan jeopolitik araştırmalar merkezi Limes ve Türkiye Stratejik Araştırmalar Merkezi SAM tarafından düzenlenen Türk-İtalyan Forumu’nda tabii ki esas konu 17 Aralık’tı.

Türkiye ile müzakereler başlayacak mı?

İtalyanlar genel olarak bu konuya olumlu yaklaşıyor. Bu güne kadar Berlusconi hükümeti, yani İtalyan sağından olumsuz bir mesaj gelmedi.

Dünkü toplantı, İtalyan sağı ile olan iyi ilişkileri sola da yaymayı amaçlıyordu. İtalyan Sol Demokrat Parti (PDS) Başkanı Fassino da konuşmasında, Sol hükümetin dışişleri bakanıyken, Türkiye’nin Avrupa Birliği ile entegrasyonu için çaba harcadıklarını söyledi, ‘Bu mesele bizim gündemimizin ana konularından biriydi’ dedi. Ona göre, Türkiye’ye sadece tarih vermek ve müzakereleri başlatmak yeterli eğildi. Bu sürecin adımlarının da net bir biçimde belirlenmesi gerektiğini savundu. Ucu açık bir süreç değil, Türkiye’nin önündeki adımları göreceği ve kendini ona göre ayarlayacağı bir süreç.

Evet İtalyan Hükümeti, Türkiye’nin üyeliğine karşı değil, solda da belli bir görüşbirliği var. Ama aşırı sağ ve Lega’cılar farklı düşünüyor. Onlar, Türkiye’nin Avrupalı olamayacağı sloganıyla yola çıkıp halktaki endişeleri, ‘Mamma li Turchi’ Türkler geliyor korkusuyla besleyerek muhalefeti seferber etmek istiyorlar. Bir de büyük miting düzenlemişler. Ama 17 Aralık öncesi değil, 19 Aralık’ta.

* * *

DÜN Dışişleri Bakanı Abdullah Gül de İtalya’daki tolantıdaydı. İtalyan meslektaşı Gianfranco Fini ile birlikte dinleyicilere seslendiler. Gül, iyi bir konuşma yaptı. İki ülke arasındaki ilişkilerin Avrupa Birliği çerçevesinde Akdeniz dayanışmasını ve bölge istikrarını güçlendireceğini vurguladı. Fini de, hükümeti gibi Türkiye ile müzakerelerin açılmasından yanaydı.

İşte Kıbrıs, tam da bu noktada gündeme geldi. Türkiye’nin AB üyeliği için en sıcak mesajları veren ülke olarak, Avrupa içinde bu konuyu gündeme getirmek de ona düşmüştü herhalde.

Tabii geçen hafta Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Papadopulos’un Roma ziyaretini ve Berlsconi ile içeriği pek açıklanmayan görüşmesini de hesaba katarak dinledim Fini’yi.

‘Evet’ dedi Fini ‘Türkiye ve Kıbrıs Türkleri sorunun çözümü için ellerinden geleni yaptılar. Annan Planı’na referandumda evet dediler. Ama diğer taraf kabul etmedi. Bu sonuç bizim için şoktu.’

Fini’nin bundan sonra söyledikleri daha önemliydi:

‘Ama Avrupa Birliği, öyle bir alan ki üyeleri arasında sorunların sümesini kaldıramaz. Kıbrıs konusunda biz üzerimize düşeni yaptık diyerek, sorumluluktan kaçmak kabul edilemez. Bu sorun hala çözüm bekliyor.’

Herkes nasıl bir çözüm konusunda İtalya’nın düşündüğünü merak etti.

İtalya kesinlikle tek başına hareket etmeyecekti. Ve hiç kimseye bir şey dayatamazdı. Ancak Avrupa ile birlikte hareket edilebilirdi bu konuda.

Fini’nin ne söylediğini tam olarak anlayabilmek için birkaç soru daha gerekti. Ve ortaya çıktı ki, ‘İtalya, Kıbrıs sorununun Birleşmiş milletler Çatısı altında ve Annan Planı temelinde yeniden ele alınacağı bir süreci canlandırmak için üzerine düşeni yapacaktır.’

* * *

EVET Kıbrıs konusu yeniden ısıtılıyor. Eski EOKA’cının itirafları da belki bu çalışmaların sonucu olarak basına yansıdı. Rumları kendi haklılıkları konusunda şüpheye düşürmek için. Türk tarafının ‘evet’i masanın üzerinde kalmak koşuluyla Rumların yeniden referanduma giderek Annan Planı’nı kabul etmeleri bizim açımızdan olumlu bir gelişme sayılmalı. Böylece Türkiye, Kıbrıslı Türklerin eşit haklara sahip oldukları bir ortaklık devletini kabul etmiş olur. Ama, Kıbrıs Rumlarının ‘evet’ini garantilemek için müzakereleri yeniden açıp, tüm parametreleri değiştirmek mümkün değil. Süreci canlandırmak isteyenlerin bu gerçeği göz önüne aldıklarını umarım.
Yazarın Tüm Yazıları