Kerkük planı kimseyi memnun etmedi

KERKÜK sorunu yeni bir dönüm noktasına doğru ilerliyor.

Aralık 2007’de yapılması planlanan referandumun son ertelenme tarihi önümüzdeki hafta doluyor.

Irak Kürtleri, Haziran sonuna kadar bir çözüm planının önlerine gelmesini bekliyorlardı.

Birleşmiş Milletler Irak misyonunun hazırladığı ve BM Genel Sekreteri’nin Irak Özel Temsilcisi Steffan de Mistura’nın 5 Haziran’da Irak Hükümeti’ne sunduğu plan kimsenin hoşuna gitmedi.

Bu ilk denemeydi. Özel Temsilci’nin iki alternatif önerisi daha olacak.

Kürtler, BM önerisinin anayasanın 140’ıncı maddesine aykırı olduğunu ileri sürdüler.

Tartışmalı bölgelerin kaderinin referandum ile belirleneceğini bekliyorlardı. BM, bu bölgelerin yönetimini Irak Kürdistan Yönetimi ile merkezi hükümet arasında paylaştırarak, Kürt yönetiminin etki alanını sınırlamış oldu.

Araplar ve Türkmenler de öneriye farklı bir açıdan karşı çıktılar.

Türkmenler ve Araplar, Kerkük’te yönetimin paylaşılmasını istiyorlar. Talabani’nin kabul ettiği yüzde 32’lik temsil hakkı için uzun zamandan beri mücadele veren Arap ve Türkmenler, BM önerisinde, bölgesel yönetim planlarının Sünni Arapların boykot ettiği 2005 seçim sonuçları dikkate alınarak düzenlenmesini doğru bulmadılar.

* * *

BİR
sorun çözümsüzlüğe gittikçe, çözüm önerilerindeki teknik ayrıntılar o kadar karmaşıklaşır ki içinden çıkılmaz hale gelir.

Çözüm için tarafların tümünde aynı siyasi irade olmayınca devreye giren arabulucuların herkesi memnun etmek için ürettikleri karmaşık önerilerin hayata geçme şansı da pek yoktur aslında.

Kerkük de şimdi böyle sıkıntılı bir aşamadan geçiyor.

Bunun yakında çözümü de mümkün görünmüyor. Kürdistan Yönetimi çıtalarını o kadar yüksek tuttu ve halka öyle vaatlerde bulundu ki, çözmek istese bile atacağı her geri adım, kendi siyasi rakiplerinin eline güçlü kozlar verecek.

Ama tersi de mümkün değil. Dünya petrol rezervlerinin önemli miktarının yer aldığı bu coğrafya bütün Irak için önemli. Ama en çok da bu toprakları ana vatan olarak bilen insanlar açısından hayati bir sorun.

Zaten BM önerisini reddederken Türkmenler, Şii ve Sünni Arap gruplar, sorunun herkesi memnun edilecek biçimde çözülmemesi durumunda bölgede istikrarın mümkün olmayacağını açıkça söylüyorlar.

* * *

KERKÜK
’e birkaç yıldır gitmiyorum. Benim savaş öncesi ve sonrası gördüklerim arasında büyük fark vardı. Savaş öncesi, yeşil bahçeler içindeki evlerde, yoksul ama görmüş geçirmiş bir hayatla karşılaşmıştım. Saddam’a karşı gizli bir nefret ve korku dolu bir hayat.

Savaş sonrasında ise her şey toprak rengine bürünmüştü, yıkıntılar, yoksulluklar ve yoksullar Amerikan askerlerinin dikenli telleriyle çevreledikleri sokaklarda ilk gözüme çarpanlar olmuştu.

Şimdi gelen haberler daha da kötü. Savaştan ve Kerkük’ün yağmalanmasından sonra bölgeye getirilen Kürtler hálá çadırlarda mülteci konumundalar. Yerleşik olanların da onlardan farkı yok. Kerkük. her gün yeni sorunlar ve gerginlikler yaratıyor. Ne sonuç vereceği henüz belli değil ama önümüzdeki günlerde çözüm arayışlarının ve baskıların yoğunlaşacağı kesin.
Yazarın Tüm Yazıları