Karşıtların yeni gerekçeleri ve dilimin ucuna gelen “biz demiştik”ler

BEŞ yıl önce Fransız parlamentosunda, “Bab-ı Ali’ye Bab-ı Avrupa’yı kapatamazsınız” diyordu.

Haberin Devamı

Fransız sağının Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğini destekleyen az sayıda isminden biriydi Pierre Lellouche.

Sarkozy, son hükümet değişikliğinde kendisini Avrupa işlerinden sorumlu devlet bakanlığına atayıncaya kadar bu desteğin sürdüğü sanılıyordu.

Artık Lellouche, Fransa’nın yeni Avrupa Bakanı olarak Türkiye’nin üyeliğini desteklemiyor.  

“Türkiye Avrupa ile olmalı ama Avrupa’da olamaz” diyor. 

Neden?

L’Express dergisi ile yaptığı söyleşide nedenleri tek tek saydı.

Saydıkları aslında yıllardan beri Türkiye’de birçok kişinin söylediği, dikkat çektiği, eleştirdiği noktalar.

Kendimi tutmasam, o hiç sevmediğim “ben demiştim” le başlayan cümleler kurabilirim.

İktidar gölgesinin serinliğine salıncak kuranların o eleştirileri nasıl bastırmaya çalıştıklarını da hatırlatarak.

Haberin Devamı

LELLOUCH’UN GEREKÇELERİ

Fransız Bakan’a göre Türkiye Avrupa Birliği’ne verdiği sözleri tutmadı. Reformları yapmadı.

Bakan, “İç politikada gerekli reformlar için 2004’de hareketlenme oldu ama hemen soluğu kesildi” diyor.

Sonra Ermeni meselesinden söz açıyor. “Ürkek bir diplomatik girişime karşı Ermenistan ile sınırlar hâlâ kapalı. Ermeni soykırım iddialarına ilişkin ciddi bir süreç başlatılamadı” diyor.

Bir başka gerekçe ise Kıbrıs. Lellouche Kıbrıs sorunu yüzünden NATO ile Avrupa Birliği arasındaki savunma işbirliğinin Türkiye tarafından engellendiğini söylüyor.

“Ve son olarak türban meselesi” diyor Bakan, “ Atatürk’ün mirasından söz etmek artık yanıltıcı olabilir. Türk toplumu henüz istikrarlı bir toplum değil.”

AKP Hükümeti, iç kamuoyuna ve dışarıya verdiği mesajlarda Avrupa Birliği’nden yanaymış gibi yapmasaydı, Fransız Bakan’ın gerekçeleri havada kalabilirdi.

Bu hükümet zaten AB’ye karşı denirdi.

Ama AKP, Türkiye’yi AB’ye taşıyacağını söyleyip sonra da muhalefeti ve askeri gerekçe göstererek elini taşın altına koymadı.

Ermenistan ile sınırların açılması konusunda, iç kamuoyu hazırlanmadan, dış politikadaki sonuçları iyi hesaplanmadan yalap şap adımlar atmaya kalkışıldı. Geri tepti.

Haberin Devamı

Kıbrıs sorunuyla ilgili olarak Annan Planı’nın ertesinde, Avrupa Birliği timsah gözyaşları dökerken, KKTC ve Türkiye en haklı noktada iken alttan alındı, zaman içinde kimin haklı, kimin haksız olduğu unutuldu.

ŞOV GERİ TEPTİ

NATO Genel Sekreteri’nin seçimine karşı çıkan Başbakan Tayyip Erdoğan’ın son andaki veto tehdidi ise unutulmadı.

Pierre Lellouche, “Bende soğuk duş etkisi bıraktı” dediği olayı, “Türk hükümeti ittifakın ulaştığı uzlaşmayı kırmak için dini kullandı” diye yorumluyor, “Bu mantıkla hareket edildiği andan itibaren, demokrasilerin ortak savunmasından söz edilemez, dinin hükümetlere baskı için koz olarak kullanıldığı bir alana girilir ki o bambaşka bir şey.”

Haberin Devamı

Lellouche, “işte o zaman orada bulunan devlet ve hükümet başkanlarının büyük çoğunluğugelecekte Avrupa’ya entegre olması halinde böyle bir partnerle ne yapacaklarını sorgulamaya başladılar” diyor.

Lellouche düne kadar Türkiye’nin AB üyeliğini desteklerken, bugün fikir değiştirenlerdensadece bir tanesi. Benzer gerekçeler göstererek dönen dönene. Türkiye, aday olduktan sonra destek yitiren ilk ülke. AKP’nin sözde Avrupacı olmasının bu sonuçta hiç mi etkisi yok?

Yazarın Tüm Yazıları