Kafkasya platformunun tam zamanı mı

RUS tanklarının Gürcistan’a girdiği günlerde Başbakan Tayyip Erdoğan ile Gürcistan Devlet Başkanı Saakaşvili’nin ortak basın toplantıları televizyonlardan canlı yayınlandı.

Dikkatle izledim.

Başbakan Erdoğan, bölgede istikrarın öneminin altını çizdi ve Türkiye’nin Kafkasya’da güvenlik ve ekonomik işbirliği temelinde bir girişim planladığını açıkladı.

Bu konuşmadan sonra Saakaşvili’yi dinledik.

"Her şey iyi güzel de, genel yaklaşımlara değil, bizim şimdi Rus tanklarını ülkemizden çıkartmak için desteğe ihtiyacımız var" diyordu.

Rusya ise bu teklifin dışişleri bakanları tarafından değerlendirileceği açıklamasıyla yetindi ağırdan alan bir edayla.

Dün de Başbakan Erdoğan Bakü’deydi.

Bu görüşmenin esas konusu yine Kafkasya platformuydu.

Bölgesel işbirliği platformu oluşturmak, bunun güçlenmesi için çaba sarf etmek çok doğru bir adım olabilir ama zamanı ve zemini önemli.

Türkiye’nin, bölgede şu anda dönüp durmasının görünür bir gelecekte pek yararı yok.

Dün, Başbakan Erdoğan Bakü’deyken Azerbaycan Ulusal Forumu adlı sivil toplum kuruluşu, açıklama yaptı ve Karabağ sorunu devam ettikçe Ermenistan ile her türlü işbirliğine karşı olduklarını açıkladı.

Azerbaycan’da Ekim ayında cumhurbaşkanlığı seçimleri var.

Muhalefet, birkaç parti dışında Aliyev’e karşı geniş bir cephe oluşturdu. Aday göstermeye yanaşmıyor.

Bu seçim ortamında, hele de herkesin birbirini hata bulmak için gözaltına aldığı bir dönemde, İlham Aliyev’i böyle bir anlaşmaya davet etmek pek akılcı değil.

Önerinizin samimiyeti şüphe uyandırır.

Gerçekten bölge adına mı yoksa Türk Hükümeti’nin kendi adına yaptığı bir girişim mi sorusunu tartıştırır.

RUSYA
’nın, Soğuk Savaş sonrası NATO ve küresel sistem içinde yer alıp almayacağı, alacaksa bunun parametrelerinin neler olacağını belirleyecek olan çok karmaşık bir süreçten geçerken Türkiye’nin arabuluculuk değilse bile böyle bir barış mesajcısı rolüyle çıkmasının sebebi acaba nedir?

İsrail-Suriye arasındaki arabuluculuk çabasının olumlu yola girmesinin etkisi var mı bu çıkışta?

Olabilir.

Ama dramatik adımlar atmadan önce, tam da şu sıralardaki gelişmeleri çok iyi takibe almakta yarar var.

Örneğin Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, iki günlük bir ziyaret için Rusya Devlet Başkanı Medvedev’in daveti üzerine Rusya’ya gitti. Moskova’nın önemli konuklarını ağırladığı Soçi’deki buluşma sırasında Suriye Devlet Başkanı, ev sahibinin çok hoşuna gidecek açıklamalar yaptı, "Gürcistan savaşı başlattı, ama Batı Rusya’yı kınıyor. Gürcistan’ın tetiklediği bu olay, Batı’nın Rusya’yı yalnızlaştırma isteklerini açığa çıkarttı" dedi.

Üstelik ziyaret sadece güzel sözlerle geçmedi, Soğuk savaş döneminde Sovyetler Birliği’nin Ortadoğu’daki en büyük deniz üssü olan Tartus limanındaki üssün Rusya’ya açılması kararına imza attı. Newsru.com sitesinin verdiği habere göre ise, Rus uçak gemisi Amiral Kuznetsov’un liderliğinde denizatlıları ve savaş gemileri Rusya’nın Murmansk limanından Akdeniz’e hareket ettiler bile.

Karadeniz’e yabancı savaş gemilerinin çıkmasına yanıt Rusya’nın Akdeniz’de boy göstermesi.

Türkiye bu süreçte sıkışıyor. Bölgesel güvenlik ve barış girişimleri iyi de zamanı zemini uygun olmalı.

Arabuluculuktan prim çıkartalım derken arada kalmak da var. Bunu da her zaman akılda tutmalı.
Yazarın Tüm Yazıları