Kadınlar kampanyada da yok

SADECE listelerde değil kadınlar seçim kampanyalarında da yok.

Kimse kadınlara seslenmiyor.

Kadınlara vaat yok.

Ne düşündükleri önemli ne de istekleri.

Zaten eğer merak edilseydi Allah’ın bir kulu da çıkar, alışveriş merkezlerini oraya buraya dikmeden önce, onları en fazla kullanacak olan kadınların da fikrini almak gerektiğini akıl ederdi.

Tabii demokrasi meselesi. Yaşadığınız yerle ilgili olarak ne zaman sizin görüşünüz soruldu ki? Ben bir tek Boğaz vapurlarını anımsıyorum.

Ne günlük yaşam mekanım olan alanı kongre vadisi yapmaya kalktıklarında fikrimi aldılar, ne kapımın önünü otomobil parkı olarak kiralarken ne diyorsun diye sordular.

Ne bahçelerimizi, nefes aldığımız parklarımızı önce yeşil alan ilan edip sonra "büyük projeler"e iliştirirken itirazlarımızı umursadılar.

Bu kentte doğup büyüyen bir İstanbul mirasçısı olarak, halktan kopuk yönetimin sonucu olarak hızla eğretileştirildiğimin farkındayım.

"Bir medeniyet yıkılır yerine bir yenisi dikilir" diyen bir belediye mimarının anlayışıyla bir kentin kültürü yok edilir, yerine yeni bir kültür yükseltilirken tabii ki bir öncekinin mirasçısı halka bir şey sormaya gerek yoktur. Yeni inşaatçılar kendi tarihlerinin damgasını nasıl vuracaklarından fevkalade emindirler çünkü.

Yollar, kaldırımlar defalarca yapılırken de bir şey sormazlar size, ama siz gidip, "acaba bizim evin trafo ile bağlantısı nereden geçer, kanalizasyon nereye gider" diye sorduğunuzda da, ne bir harita ne de ciddi bir kroki bulursunuz. Bulamadığınız gibi, onları soracak bir muhatap bile yoktur. Elinde bir kazma ile kapınızın önünü, hazine arar gibi kazmaya başlayan bilinçsiz bir belediye ya da kurum çalışanı ile kendinizi baş başa bulursunuz sadece.

***

DEMOKRASİ
kültürü yerel yönetimlere uğramıyorsa eğer kadınların sesleri de haliyle hiç duyulmaz.

Hele yerel seçim bizimki gibi "büyük savaş" atmosferinde geçiyorsa o zaman sadece tüneller, barajlar, betonlar, çelikler konuşulur, dosyalar açılır, oltalar atılır, siz ve biz de halk olarak bir ona bir ötekine bakar, acaba kime oy verelim diye sorar dururuz da, "Neden"ini merak etsek de karşılığını alamayız. Çünkü biz öylesine yokuzdur o kampanyada.

Yerel seçimlerde kadınların daha fazla listelerde yer alması içi KADER ve diğer birçok kadın örgütü, partilerin kadın kolları, sivil toplum örgütleri çaba harcadı.

Ama ne yazık ki bu kez de listeler eşitliksiz. Kota vaatlerine karşın sadece on ilde ve 54 ilçede kadın aday yarışacak. İllerde en çok başkan adayını CHP’nin göstereceği söyleniyor. Listeler kesinleşmeden partilerin kadın adayları ile ilgili sayı vermek istemiyorum çünkü, kadın adayların üzeri o kadar kolay çizilebiliyor ki.

Neden kadınlar?

Çünkü temsilde eşitlik olmadan demokrasiden söz etmek mümkün değil. Sayısa mesele mi? Hayır. Kadınların yönetim sürecine katılması daha iyi bir yönetim ve daha iyi bir siyaset için gerekli.

Araştırmalara göre, eşit işe eşit ücret, aile içi şiddete karşı mücadele ve çocuk bakımı ile ilgili konularda en doğru politikalar kadın temsilcilerin sayısının yüksek olduğu meclislerden çıkıyor. Aslında bütün toplumu ilgilendiren bu konuları kadınlar daha ısrarla dile getiriyor ve demokratik sürece taşıyor.

Bir başka örnek de Norveç’ten. Sanayi Bakanı şirket yönetimlerinde yüzde 40 kadın kotası uyguluyor. Neden? Çünkü bunun ülke ekonomisine olumlu yansıdığı belirleniyor.

Goldman Sachs 2007’de yayınladığı bir raporda iş dünyasında kadın erkek temsilindeki eşitsizliğin ekonomik gelişmeyi olumsuz etkilediğini söylüyordu. Dünya Bankası, eşitlik sağlanmadan yoksulluğun ortadan kalkmayacağını açıklıyor.

Kadınlar yönetimlerde eşit biçimde temsil edilmeden demokrasi toplumu olamayız. Daha fazla kadın aday listelerde yer almadan kadınlar seçmen olarak da kimsenin aklına gelmez kampanyalarda.
Yazarın Tüm Yazıları