İstenirse sorun yok

CHP’nin, milletvekili seçiminde uygulanan yüzde 10’luk seçim barajını -esnek bir kuralla- yüzde 7’ye indirmeyi öngören bir öneriyi yakında TBMM Başkanlığı’na sunacağı bildiriliyor. Başlangıç olarak “iyi haber” diyebiliriz. Çünkü bizim siyasetçiler -özellikle iktidarda olanlar- “milletvekili genel seçimi” ufukta görünmedikçe “seçim mevzuatı”nı düşünmezler.

Haberin Devamı

Seçimlerle ilgili aksaklıklardan bir kısmının devamı iktidarın işine gelir de ondan... O yüzden, “Hele seçim yaklaşsın, hangi kural nasıl değişmeli, o zaman bakarız” derler.

Yaygın kanaate göre milletvekili genel seçiminin en geç Temmuz 2011’de yapılması beklendiği için (biz şahsen Mayıs 2011’i tahmin ediyoruz) daha fazla gecikmeden bu konunun ele alınması doğru olur.  

Aslında “Zaten geciktik” demek gerekir. Çünkü bildiğiniz gibi Anayasa’nın 67’nci maddesinin son fıkrası “Seçim kanunlarında yapılan değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmaz” diyor.

Ama yukarıda sözünü ettiğimiz yüzde 7’lik baraj haberini veren arkadaşımız Okan Konuralp, öneriyi hazırlayanların “Bu düzenlemenin ilk seçimlerde uygulanabilmesi için Anayasa’ya geçici bir madde konulsun isteyeceğiz” dediklerini bildirdiğine göre, -yeter desteği bulabilirlerse- sözünü ettiğimiz “gecikme” engeli aşılabilir.

Ancak:

Anayasa’daki o hükmün, siyasi iktidarın seçim yaklaşınca, sadece kendi işine gelen hükümler getirmesini, yani gücünü kötüye kullanmasını önlemeyi amaçladığı unutulmamalıdır. O nedenle korunması önemlidir. Oysa hepimiz biliriz ki, Türkiye’de, sadece “bir defa” uygulanmak için konulan hüküm başa bela olur. Çünkü o istisna sonra “kural”a dönüşür.

İkinci sakınca, siyasi iktidarın, “Tamam, barajı yüzde 7’ye indirelim. Bunu önümüzdeki seçimde uygulamak için Anayasa’ya geçici hüküm de koyalım. Ama elimizde imkân varken seçimlerle ilgili öteki hükümleri de ele alıp değiştirelim” gibi masum bir gerekçe ile ortaya çıkıp, Meclis’teki çoğunluğuna dayanarak bu olanağı kötüye kullanmasıdır.

Böyle bir ihtimal önlenirse, CHP’nin önerisi Türkiye’nin ihtiyacı olan önemli reformların kapısını açabilir.

Örneğin “seçim sonuçlarının elektronik ortamda sağlıklı bir biçimde iletilmesini” sağlayacak saydamlık yahut teknik ve hukuki güvence mekanizmaları bu vesileyle kurulabilir ve yasal hükümlere kavuşturulabilir.

Keza bu sütunda 1986’dan beri sayısız defa yazdığımız ama CHP’nin ancak 2008 tarihli Programına giren “Siyasi partilerin ve adayların seçim harcamalarına etkin denetim sağlayacak” düzenleme bu sırada yapılabilir.

Daha da önemlisi, Parlamento üyelerini “lidervekili” olmaktan çıkarıp “milletvekili” sıfatını hakkıyla kullanmalarını sağlamaktır. Bunun için adayları sağlıklı işleyecek bir “önseçim” mekanizmasıyla belirleme “zorunlu” kılınabilir.

Parti genel merkezlerine yüzde 10 gibi bir “aday belirleme yetkisi” tanımak, “önseçim” kuralını bozmaz. Aksine Meclis’e kalite kazandırır. Yeter ki yapılsın.

Yazarın Tüm Yazıları